29. Bölüm "İlk Dansın Laneti"

1.6K 132 1.2K
                                    

29

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

29. Bölüm "İlk Dansın Laneti."

§


"Çok güzel oldun." diyen ablam bukle bukle yaptığı saçlarımı omuzlarıma dökerken aynaya yansıyan yansımamdan gördüğüm tek şey bir enkazın üzerinin kapatılışıydı. Tıpkı tendeki çürüğün üzerine kapatıcı sürmek gibiydi. Ya da, yarabandı kullanmak gibiydi. Yara oradaydı, sadece üzeri örtülmüştü. Ama bu tenin sahibinin onu hissedemediği anlamına gelmezdi.

"Ama öyle hissetmiyorum abla..." Ablam masaya yaslanarak gözlerime baktığında tebessüm etti. "Bebeğim." Ellerimi tuttuğunda bileklerimi öptü usul usul. "Güzel'im..."

Güzel...

Çocukluğumun masalının kahramanı Güzel...

"Onun bilekleri kesik deği ki..." dedim omuz silkerek burukça. Bir şey demedi, sadece beni de elimden tutarak yavaşça ayağa kaldırdı. Kapıya sürüklediği bedenim gideceği adamdan kaçarcasına duraksadığında bakışlarım aynaya denk düştü. Beyaz satenden oluşan ve ince askıları omuzlarımdan salınan belime tam oturarak eteği bolalan güzel sade ama görkemli bir elbiseydi. Belinde ve askılarında bulunan inci detayı onu daha da gösterişli kılarken ablam bukleler yaptığı uzun saçlarımı açık bırakmıştı. Kahkülümü kısaltarak güzelce şekil vermiş ve hayatımda ilk defa bana makyaj deneyimi yaşatarak sade bir makyaj yapmıştı.

Hazem onu nasıl ikna etmişti bilmiyordum ama etmişti işte.  Belki de onu benimle tehtit etmişti?

Yaparmıydı? Yapardı.

Odanın kapısını açarak elimi bıraktığında ben daha ona dönmeden sıkıca sarıldı bana. "Dikkatli ol olur mu bebeğim?" dediğinde içinin aslında ne kadar el vermediğini hissettim bakışlarından. Başımı usul usul olumlu anlamda salladığımda burukça tebessüm ederek çekildi kapının önünden.

Ablam yalan söylemezdi, gözleri bana güzel olduğumu açıkça haykırıyordu.

Ama ben, öyle hissetmekten çok uzaktım.

Çıplak ayaklarıma dolanan elbise ile yavaşça öne eğilerek eteklerini avuçlarım arasında topladım. Omuzlarımdan kayan askılar yavaşça kollarıma düşerken göğüs kısmı tamamen oturan elbise hareket etmedi. Yumuşak kumaş parmaklarım arasında ezilirken çıplak tenim ürperdi. İnce askılı elbisenin derin bir sırt dekoltesi vardı. Oflaya oflaya toplamama rağmen ayaklarıma dolanan elbisenin eteğiyle boğuşurken duyduğum sesi ile öylece kaldım. "Savaşma." dedi gür sesi, başımı kaldırdığımda bana arkası dönük bir şekilde kocaman camın önünde duruyordu heybetli bedeni. Parmaklarım arasından kayan kumaş ayaklarım dibine düşerken cama yansıyan bakışlarıyla odadan çıktığımdan beri beni izlediğini anladım.

Kulaklarımda uğuldayan sesi dilimde cevapsız kaldı ama hoş, o benden bir cevap beklemekten çok uzaktaydı. Çekingen bakışlarımı yavaşça bana dönerek merdiven başına adımlayan heybetli bedenine kaldırdım.

EFGANWhere stories live. Discover now