36. Bölüm "Kan Ve Revan"

1.5K 137 121
                                    

36

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

36. Bölüm "Kan Ve Revan"

§

Sızı.

Kalbimde derin bir sızı vardı.

Ama bu sızı önceden yaşadığım hiçbir acıya benzemiyordu. Kandırılmıştım, aldatılmıştım ama beni üzen bunların da ötesinde daha ağır birşeydi.

Ama neydi?

Bunu bende henüz bilmiyordum.

Kucağımda ki minik beden huzursuzca kıpırdandığında bir an beni nefessiz bırakacak kadar sert atan kalbimin sesini işitti sandım. Başına yaslanan elim yavaşça yanağını omzuma yaslarken sanırım tek düzgün yapabildiğim şey buydu.

Helin'i tutmak.

Çünkü ne nefes alabiliyor, ne de doğru düzgü ayakta durabiliyordum.

Kırgındım, Alparslan'a olduğumdansa Hazar'a daha fazla kırgındım. 

Paramparçaydım, ama kucağımda ki bebek ve geri dönünce hesap soracağım adama tutunan umudum bu parçaları bir arada tutuyordu. Belime dokunan parmakları içimde ki sızıyı ve nefreti kudretlendirirken gerilediğimde başıma yaslanan namlu ile Aybars ayağa kalkmaya yeltenir gibi oldu. 

Karşımda ki adamın yeşil gözleri öfkeyle arkamda ki adamı bulduğunda başımda ki sert baskı yok olurken sakince konuştu. "Sadece konuşmak istiyorum, beni anlayacağını biliyorum." dediğinde Aybars'a bakmak için başımı yavaşça çevirdim ama bakışlarım Hazar'ı buldu. 

Bana ürkütücü bir gülümseme ile bakan Hazar'a da tıpkı Aybars gibi silah doğrultulmuş olsa da bu umrunda değil gibiydi. Yerde bağdaş kurmuş, ürkütücü bir gülümseme eşliğinde beni kanatacak bir mutlulukla kucağımda ki bebeğe bakıyordu. 

"Sadece konuşacağız." dedim kendimi ikna etmek ister gibi. "Sadece konuşacağız." dedi beni onaylar gibi karşımda ki adam. İncindiğimi hissettiğimde bakışlarım Aybars'ı buldu ve gitmemem için, için için kendini yediği gerçeğiyle göz göze geldik. "Geri döneceğiz." dediğimde kucağımda ki bebeği annesi gibi sardığımdan bi haberdim. "Bana borçlu olduğunuz gerçekler var."

İşte o an, bir cam kesiğinden akan kan gibi boşaldı kahverengi harelerinden duyguları.

Kanadı.

Onu bu hale getiren kelime, dudaktan kalbe işlediğinde bize ne yapmazdı ki?

§

"Sakın!" Kucağımda ki bebeğe uzanan adam ile kendimi geri çektim. Yeşil hareleri bana sükunetle baksa da iten içe işlenen karanlığı görebiliyordum. "Dokunma ona."

EFGANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin