16. Bölüm "Madalyon"

2K 138 166
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


16. Bölüm "Madalyon."

§

Yapmak istediğim tek bir şey vardı; yıkım. 

İçimde ki acıyı, öfkeyi ve nefreti paramparça olan ruhumdan pay biçen herkesi paramparça ederek içimden atmayı istiyordum. Kendime zarar vermek pahasına elime geçen herşeyi paramparça etmek istiyordum. İçimde durduramadığım suyu zehirli bir nehir vardı ve bu nehirin içinde o zehirli bitkinin kökleri vardı. Nehrin suyunu kurutursam, bitki ölürdü. Damarlarımda akan kan kurursa, bitki ölür, içimde ki zehir akar, bende özgür kalırdım. 

"Hadi, gelsene?" İfadesiz bakışlarım beni nazikçe de olsa sürükleyen Hazar'ı bulduğunda isteksizliğimi belirterek omuz silktim. "Dışarıya çıkamayacağımı gayet net ifade etmiştin." dediğimde tereddütlü ses tonuma karşın derin bir nefes aldı. "O Aybars gelip herşeyin içine sıçmadan önceydi." dedi ve ekledi. "Bir şey olmayacak, hadi gel." Elini tutmam için uzattığında sadece boş bakışlarla bakmakla yetindim, her ne kadar ona güvenmek isteyerek davetini kabul etmeyi dilesem de...

Dışarıya çıkmak, bana kendimi iyi hissettirecekti. İyi hissettiğim an yeşeren umutlarımı yine katledecek, bana derince bir vahşet yaşatacaklardı. 

Benden alamadığı tepkiyle koluma nazikçe sarıldı parmakları. Bedenimi dengemi kayıp etmeyeceğim şekilde çekerek peşinden yürütürken o büyük kapının önünde durduk. Bakışlarım parmaklarımın dokunduğu kapıya hafifçe baskı uyguladığında kapı açıldı ve gün ışığı kışın sonlarını getiren rüzgarıyla beraber yüzüme çarptı. 

Bana sadece kapının ucundan görmeme izin verdiği gün ışığına şimdi çıkmama izin mi verecekti? 

Buna inanmıyordum.

"Bu ne?" dediğimde yavaşça diz çökerek elinde ki kutuyu açtı. "Çıplak ayaklarla çıkmayacaksın değil mi?" dediğinde kutudan çıkan beyaz spor ayakkabıları önüme bıraktı. "Hazem sana almıştı, kıyafetlerle beraber." Öylece duran bedenimden çekildi bakışları. "Giyinip gelmek istersen sen bilirsin," dedi bana ardını dönerek. "Çünkü ben bu havayı kaçırmayacağım." Ve kapıdan yavaşça çıktı. 

EFGANWhere stories live. Discover now