"Yetişkin okurlar için uygundur, bunu bilerek okuyunuz. Kitaba başlayacak olan sevgili okurlarım, lütfen psikolojik manada bir hikaye okuyacağınızı ve yaş belirttiğimi unutmayınız."
§
"Sen benim sağ yanımsın," dedi gözlerimin içine ilk kez sadece ke...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
51. Bölüm "Şival"
§
Bir kaç sene öncesinde...
"Abi." dedi Hazar esen rüzgara arkasını dönerken. "İşe yarar mı sence?" Elinde ki kürekle uğraşan Aybars onay verircesine bir ses çıkarttığında Hazar yönünü denize döndü. "Yarar yarar, seni öyle görünce kıyamaz affeder. Sende bir daha aklını başına alırsın." Hazar Aybars'ın karıştırdığı çimentoya baktığında soğuk soğuk terlediğini hissetti.
Emin olamıyordu, Alparslan'ın sağı solu belli olmazdı sonuçta. "
"Abi alt tarafı yüz ton Hint Keviri mi ne boksa ondan yakalattık ya, benim canımdan mı kıymetli?" diyen Hazar ofladı. "Sik kafalı, istersen iki yüz ton yakalat. Alparslan'ı kızdıran yakalattığın afyon değil afyonun içinde nakledilen kendi ürettiği silahları." Hazar'ın gözleri ardına kadar açıldı. "Siktir! Kasaların içinde silah mı vardı! Ay birde kendi tasarladığı silahlar mı? İki kere siktir! Beni ölse affetmez!" Aybars göz devrdiğinde Hazar ağlayacak gibi bakıyordu. "Oy beni vurun, vurun!"
Alparslan'ın silahlara ve bombalara ilgisi vardı. Devlet gözetiminden uzak bir şekilde özel kliniklerde silah tasarımı ve imalatı yapıyordu. Bu zamana kadar hiç yakalanmamıştı, tabi Hazar'ın son hamlesini saymazsak.
"Oğlum bana neden söylemiyorsunuz lan!"
"İçini açıp bombaları patlatma diye gerzek herif." Hazar göz devirdi, sadece birazcık meraklıydı o kadar. "Al narkotiğe gitti bütün plan proje!" Aybars başını yok dercesine salladı. "Abim bırakmaz, alır mallarını. Yani hala dışarıda rahatça geziyorsak..." Hazar aklına gelen şeyle yükseldi. "Oha narkotikte adamı mı var?"
"Onun her yerde adamı var." Hazar yavaş adımlarla uçuruma yaklaştığında aslında buraya pek uçurumda denemezdi. Burayı seçmelerinin sebebi bu körfezden daha önce yüze yakın sefer atlamış olmasıydı. Beş, altı metre yüksekliğindeydi denize. İyi bir yüzücüydü. Tabi ayağında sahte de olsa çimento küpleri olmadan.
"Sikerler affını yirmi yaşımdayım hayatımın başındayım gel vaz geçelim." diyen Hazar başını çevirdi. "Yüz ton mal ne kadar yapıyor haberin var mı lan senin?" Hazar omuz silkti. "Alparslan'a dokunmaz, ama bu bana dokunur!" Yerde duran çimento harcını işaret ettiğinde Aybars bıkkın bir nefes aldı.
"İş ciddiye bindiği an tüy zaten amına koyayım." Hazar Aybars'a döndüğünde endişeli hali belli oluyor, Aybars ise zevk alıyor ama belli etmiyordu. "Erkekliğin ana kuralı budur Aybars'cım, tüymek. Bu ikisi arasında fark var ben racona uyuyorum, yoksa ne korkması?" diyerek çevirdi. Aybars göz devirerek küreği bıraktığında Hazar yutkundu. "Yirmi yaşımda felç kalacağım, yaktın beni Alparslan abi yaktın!"
