44. Bölüm "Alparslan Ve Mihrimah -2"

1K 99 68
                                    

44

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

44. Bölüm "Alparslan Ve Mihrimah -2"

§

Bir yıl sonra. Aynı yurdun bahçesinde, bir sonbahar akşamına doğru.

Küçük bir kız vardı gözleri önünde, pembe elbisesine sürülmüş boya lekelerini umursamadan öylece oynayan. Minik ellerine sinen boya renkleri onu rahatsız etmiyor, aksine her gördüğünde mutlu olmasına neden oluyordu.

Küçük kızın hayatıydı boyaları. İçinde olduğu bu cehennemden habersiz büyüyen minik kız için herşeydi boyaları ve fırçaları.

Turuncu saçları sabah görevli kadınların yaptığı aksine dağılmış, uzun örgüsünden çıkan saç tutamları her koşuşunda özgürce dans ediyordu rüzgarda. Her günün aksine bu gün yalnızdı kız çocuğu, en azından son günlerde ona kol kanat geren Menge şu an yoktu.

Bu yüzden özgürce izleyebiliyordu kız çocuğunu. Büyümüştü. Artık bir bebek değil, küçük bir kız çocuğuydu.

Burada olması yasaktı, daha gerçekçi olmak gerekirse, burada olmamalıydı. Kaçırdığı çocuklar hala aranırken onun burada olması bir nevi ateşle oynamaktı. Bir zamanlar kendisinin de kaçtığı bu yetiştirme yurdu, onun gözlerine sadece bir hapishane gibi gözüküyordu.

Ama bu onu durdurmazdı.

Zihni ona oyun oynamamış, tanrı belki de ona acıyarak karşısına bu meleği yeniden çıkartmıştı.

İzlemek, onu görmek içini rahatlatıyordu.

Arkasında hissettiği kıpırtıyla eli beline giderken keskin lacivert irisi gördüğü bedenle duraksadı. "Benim." dedi Aybars, ellerini iki yandan kaldırarak. Alparslan onu takip ettiği için kendisine kızacak sanıyordu ama genç çocuk bunun yerine uzandığı silahı bırakarak tekrardan kız çocuğunu izlemeye döndü.

Yanına süregetirdiği adımlarıyla soğuk taşa oturdu Aybars. "Abi," dedi ama bakışları kızdan ayrılmayan genç çocuk ona dönmedi. Neden buraya geldiğini anlayamıyordu Aybars. Tek gözü hala sargıda olan abisine baktığında irkildiğini hissetti. Bu irkilmeyi Alparslan'da fark etti.

Ama Aybars yaradan dolayı irkilmemişti.

Bunu ona yapan adamdan nefret ediyordu, ediyorlardı.

Hepsi.

"Geldik, gördük artık gitmemiz lazım." diyen Aybars hala kimi izlediğinden bi haberdi abisinin. "Sen git." dedi Alparslan sessizce. Keskin hareleri onca çocuk arasında oynamayı yavaşça bırakan ve minik yüzünü göğe çeviren kızı buldu. "Peşinden geleceğim." Başını olumsuz anlamda salladı Aybars, onu almadan gidemezdi.

EFGANTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang