25. Bölüm "Hoşgeldin"

2K 157 88
                                    

25

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

25. Bölüm "Hoşgeldin"

§

Uyku...

Çoğu insan için dinleme süreci, bazen kısa vadeli bir ölüm... Benim için ablam yurttan ayrılmak zorunda kaldığında korkularımdan ve yalnızlığımdan en büyük kaçış yolum olmuştu.

Uyumak.

Sorunlarımdan kaçmak adına kendimi savunmasız bırakmak pahasına yapabildiğim tek şey uyumaktı. Bilinçsizlik beni acıdan ve kandan uzaklaştırsa da uyandığımda yine orada olacaklarını bile bile kapatıyordum gözlerimi.

Parmaklarım hissettiği boşlukla usulca hareketlenirken yanıma yatırdığım Helin'i hissedememenin verdiği korkuyla yerimden sıçradım. Hazem gitmiş, uzunca bir süre de dönmemişti. Bizde Helin'le oyun oynamış, birşeyler yemiş ve eninde sonunda o uyuyunca bende yanına yatmıştım. Uyku mahmuru gözlerim yanımda ki boşlukta dolanırken karşımda oturan bedeni gördüğmde yattığım yerden kalkarak oturdum. Parmaklarım uykulu gözlerimi ovuştururken sırtımı koltuğa yasladım ve dizlerimi kendime çektim.

Benim bakışlarım gün ışığının doğmasıyla aydınlanan evde gezinirken doğrudan bana bakıyordu lacivertleri. Son yaşadığımız andan sonra aramızda bir duygu değişimi olmamıştı, o hala aynı acımasızlıkla bakıyordu bana. Ben ise ona hala aynı korku ve nefretle.

Ondan nefret ediyordum, ve bu canımı çok yakıyordu.

Bakışlarım huzursuzca etrafta gezindi, sabah olmuştu. "Helin nerede?" dediğimde uykulu sesime cevap vermedi, bakışları sadece yutkunduğumda ağrıyan boğazımdaydı. Bakışlarından rahatsız olarak elimi boğazıma uzattığımda bakışları gözlerimi buldu. "Ne zaman geldin?" dedim az önceki soruma cevap vermediği halde, sessizliği beni gerim gerim gererken.

Koltuğa yayılan iri bedeni istifini bozmazken yanıtladı. "Sen uyurken geldim. Helin Semra Hanım'ın yanında." dedi iki soruma da cevap vererek. Gittiğini söylediği an kalbim ufak çaplı bir sarsıntı geçirdi. Çehreme düşen hüzün onun harelerine yansırken ona alıştıktan sonra Helin'in Aybars'ın annesinin yanında olması beni huzursuz etmişti.

Önce ablamı almıştı, şimdi de Helin'i.

"Beni neden uyandırmadın ki..." dedim fısıldarcasına başımı kaldırmadan. En azından Helin'le vedalaşabilirdim. "Uyuyordun, ihtiyacın vardı." dedi boğuk sesi. Bir an bunu cidden söyleyip söylemediğini düşündüm. "Uyandırsaydın ya," dedim burukça. "Nasılsa sonradan ilaç verir uyuturdun geri." dedim omuz silkerek. Beni düşündüğünden yapmamıştı bunu, sadece sorun çıkartmamı istemiyordu.

Hüzün içime ilmek ilmek işlerken gözleri önünde yavaşça ayağa kalktım ve ona bakmadan merdivenleri tırmanarak ablamın kaldığı odaya sığındım. Peşimden geldi, ama beni durdurmadı. Odaya girerek kendimi yatağa bıraktığımda yorgana sarılarak kapattım gözlerimi.

EFGANWhere stories live. Discover now