14. Bölüm "Hazar'a Güvenmek"

1.9K 147 115
                                    

14

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

14. Bölüm "Hazar'a Güvenmek."

§

"Hayır." dedi elinde ki telefona, bakışlarını benden ayırmadan. Çatılı kaşlarıyla dinledi sadece telefondaki sert sesi Hazar. "Ne yemek, ne su..." Kalın kaşları çatılırken parmakları günlerdir yavaş yavaş uzayan sakalları arasında gezindi. Karı tarafı dinledi yine, bakışlarım sadece elinde ki telefona odaklanmışken içimde ince bir sızı hissettim.

Aybars'ın sözlerini anımsadım sonrasında, kirpiklerim titredi. Ben gözlerimi kırpmasamda, Hazar'ın bakışlarının titreyen kirpiklerime değdiğini hissettim.

Dudakları arasından tıslarcasına çıkan gülüş ile nedensizce kıvrıldı dudaklarım. Kaçamak bakışlarım ilerimde dikilen bedenine kaydığında onun daha cesurca bana baktığı gerçeğiyle yüzleştim. Bakışları titreyen ellerime düştüğünde hareleri donuklaştı bir anlığına. 

Bende başımı çevirerek kırmızı ipe baktığımda uçları sızlayan parmaklarım yeniden ipe dokundu ve bütün gücümü harcamama rağmen iki gündür parçalayamadığım ipin üzerine gezindi. Kırmızı ipin etrafında tırnak izlerimle oluşan kanlı yaralar bana ürkütücü gelmezken Hazar'a tam tersi gibiydi. Kendime sardığım kollarımı imkanı varmış gibi daha da sıkılaştırdığımda benimle olan göz temasını tamamen kesti Hazar.

Hazem gideli uzunca iki gün olmuştu. Uyandığım andan beri Hazar'la herhangi bir konuşmamız olmamıştı, sadece beni ilaçlarla dört gün kadar uyuttuklarını biliyordum. Hazem ben uyurken burada mıydı, yoksa gitmiş miydi onu da bilmiyordum. Hazar bunu her ne kadar benim iyliğim için yaptıklarını söylese de ben inanmıyordum, gözlerine rağmen. Gerçi, bana söz veriğini anımsayan zihnim bu gerçeği umursayarak neden gittiği konusunda da şüpheciydi. Aybars'ta o geceden sonra ortalarda görünmüyordu.

Hazem yoktu, Aybars yoktu, Hazar ise bana kendimi iyi hissetmem için elinden gelen her imkanı sağlıyor gibiydi. Sessizdi, zihnim olmasa da bulunduğum ortam hayatımda hiç olmadığı kadar sessizdi. Ama bu beni rahatlatmak yerine daha çok geriyordu. Büyük bir fırtına öncesi sessizliği anımsatıyordu nedensizce.

Ürütücüydü, herşeyleri...

Bana karşı sempati ya da herhangi bir duygu beslemiyordu içinde Hazar, sadece bana acıyordu. Bunu biliyordum, çünkü bunun aksi olamazdı. Bana karşı olan tavrı da bana sunduğu alanda kendi kendime kalmama izin vermesi de bundandı. Sadece çaresizliğime acıyordu. 

O da çaresiz olabilirdi ama ben ondan daha fazla çaresizdim. Onun çıkış yolları vardı, benim için her yer çıkmaz sokaklarla çevriliydi. İlerlemek istiyordum ama çıkmaz sokaklarım bana engeldi. Gerçi, bazen çıkmaz sokakta geri adım atmakta ilerlemek sayılırdı. Sadece, bu adımı nasıl atacağını bilmeliydi insan. 

EFGANWhere stories live. Discover now