Bölüm 3

114K 3.8K 165
                                    

"Off Esra.  Hadi çabuk ol ya!  Kime bu süs"
Mizgin'in  sesiyle ona döndüm. Arkadaşıma bu zor zamanında yardımcı olmam gerekiyordu . Ve bunu kös kös oturarak yapamazdım.  Her zaman ki gibi olayı şakaya vurmaya çalıştım .
"Sus kız ilk defa geldim Mardin'e.  hem.." dedim ve gülerek konuşmaya devam ettim "Hem  bakarsın harbidende aşiret ağası  bulurum ha " deyip tekrar aynadaki  yansımama baktım dar koyu kot pantolonun üstüne beyaz şifon gömlek giyip saçıma fön  çektim.

"Hay Allah'ım ya . Hala aşiret ağası diyorsun  . Kızım görmüyor musun halimi.  Bu hale sırf senin o çok sevdiğin  aşiret yüzünden geldim . Hem madem ki bu kadar çok  istiyorsun aşiret ağasını.  O zaman  Haşim ağanın küçük kardeşi Azad ağa'yı da sana ayarlayalım. Elti oluruz " dediğinde alnımı kırıştırarak 

"Azad ağa mı ? o kim " diye sordum safça.

"Hani şu abimlerin başına silah tutan varya . Hah  o işte  " dediğinde sinirle kaşlarımı çatarak

"Aman yok yok kalsın.  Ben almayayım  o yabaniyi  "

Mizgin benim laflarımdan sonra alaycı bir ses tonu ile  " Nasıl bir ağa beklerdiniz Esra hanım, nasıl olsun şöyle   süt çocuğu gibi mi olsun . Kızım az salak salak konuşma bee " bu konu saçma bir hal alırken konuyu değiştirme amacıyla

" Ayy mizgin beni boşver.  Tamam sen anlat ne hissediyorsun " dedim.

"Boşlukta ...." dedi ve başını iki yana sallayarak " Amaan neyse , sonuç olarak akşama beni istemeye gelecekler . Hadi süslenmen  bittiyse çıkalım Esra Miray Hanımağa "

Mizgin'in bu  haline gülüp" Tamam" dedim .
Beraber Mardin sokaklarında gezerken saatin nasıl geçtiğini anlamamıştım . Birkaç bir şey alıp kafe gibi bir yerde oturduk .

"Eee anlat bakalım şu Yılmazları  bana "dediğimde Mizgin kahvesinden  bir yudum alarak  konuştu .

"Mardin'in büyük aşiretlerinden, bir diğer büyük aşirette Aksoy aşireti hani sana İstanbuldaykende bir  olay  anlatmıştım. Hatırlıyor musun?" dediğinde ' Evet 'anlamında  kafamı salladım . Şu 25 -30 küsür  yıllık düşmanlıktan bahsediyordu.

Mizgin "Hah işte.  Bunlar o neden den dolayı hale küsler ama şuda bir gerçek ki aşiret toplandığı an düşmanlıkları bir  kenara bırakıp ortak bir yol buluyorlar "
Hay Allahım Ya.  Çok merak ettim . Kim bu Aksoy aşireti .

"Ooo çok geç olmuş hadi artık kalkalım malum akşam için hazırlanmak lazım ."

"Tamam "deyip kalktım bende masadan bir  yarım saat sonra konaktan içeri girdik . Hemen odamıza çıkıp hazırlamaya başladık. Mizgin uzun bir elbise giyerken ben siyah  dizlerimin birazcık !  üzerinde biten bir   elbise altınada siyah steletto giymiştim. .

"Esra çıkar şu elbiseyi pantolon  giy ama bu elbise olmaz herkes sana tuhaf  bakar "   Mizgin'in sesi ile ona dönüp

"Hiçte bile kimse bana tuhaf falan bakamaz. Hem ben buralı bile değilim . Mardin'i bırak Türkiye'li bile sayılmam sonuçta yurt dışında büyüdüm   "dediğimde Mizgin kafasını sağa sola sallayarak  çıktı odadan. Tabi   bende peşinden  çıktım .

Aşağıya  indiğimde  çoktan herkesin geldiğini gördüm . Mizgin  hemen mutfağa gidip kahve yapmaya başladı . Ve iki tepsi hazırladı birinde Kahveler birinde ise sular vardı .Tam mutfaktan çıkıyordu ki onu durdurdum
"Dur kızım nereye "

"Nereye olacak Esra kahve götürmeye hadi sende suları alda gel "

"Hadi canım gerçekten  kahve mi götürüyorsun... burdan bakınca halay çekiyorsun gibi geldide .." dedim ve gözlerimi devirerek konuşmaya devam ettim "Hay Allah' ım ya kızım gel şu kahveye tuz koyalım adettendir"

"Ayy Esra şu bizim Fatma nene gibi konuşmayı bırakta gel . Sanki isteyerek evleniyorum."

Mizgin'in lafından sonra tam ben bir şey diyecektim ki hızlıca çıktı  mutfaktan . Bende mecburen su tespisiyle peşinden gittim . İçeri girdiğimde çok kalabalık olduğunu gördüm .
İki kadın bir yaşlı adam iki tane biraz daha genç adam ve o Mizgin'in abisine silah tutan adam yani Azad ağa , onun yanindakide sanırsam Haşim öylece oturmuş bana bakıyorlardı.
Azad'ın  bakışlarını takip ettiğimde beni  baştan aşağı süzerken  ,  Kaşlarımı çatarak suları dağıttım. Ona  su verirken hiç kafamı bile kaldırmadım .    

"Bu kızımız kimdir Hasan ağa "

Konuşan yaşlı adama baktığımda onunda bana baktığını gördüm . Nedense biraz utanmıştım .

"O mu? O Esra Miray kızım ,      Mizgin'imin  İstanbul da okuldan arkadaşı.  Buraları merak etmiş gelmiş . Ama bir  türlü gezdirmek nasip olmadı . "

Yaşlı adam kafa sallayarak konuşmaya  devam etti" Peki madem misafirdir. O zaman yarın hep beraber Mizgin ,Azad ,Haşim , gezsinler Mardin'i "
Ben ne diyeceğimi bilmezken  Hasan ağa kafasını salladı 'evet 'der gibi . Bense bir şey demedim hem belki bu gezide Haşim le Mizgin yakınlaşırdı belli mi olurdu .

Ne oldu ne etti tam anlamadım ama Mizgin'i istediler hatta şuan yüzükleri  takıp kurdele yi kesmek üzerler
Yaşlı adam yani Haşim le Azad'ın dedesi Hamdi ağa iyi dilekler de bulunup kesti kurdeleyi . Sonra eller öpülüp takılar takıldı.  Ben  bu görüntüye  daha fazla dayanamayıp mutfağa kaçtım . Allah kahretsin.  En yakın arkadaşım zorla evlendiriliyor ama ben hiç bir şey yapamıyordum . Ha birde ben hukuk okuyodum değil mi ...

Ahh töre ahh benim de elimi kolumu  bağladın . Ama sen dur ben daha son kozumu oynamadım .Bende Esra Miray isem seni yeneceğim bunu önce sen sonra tüm Mardin görecek .....  

Bölüm sonu ...

HÜKÜMOnde histórias criam vida. Descubra agora