Bölüm 40

61.8K 2K 53
                                    

Haşim abi ,karısını ve oğlunu alarak  gittikten sonra.
Konakta ölüm sessizliği olmuştu .Kimse bir sey demezken ,Azad elimi tutarak beni üst kata odamıza götürdü .
Azad la odamıza çıktıktan sonra Azad hemen dolabın önüne geçerek  kendine kıyafet aramaya başladı .
Bende bu sessizliği bozmayarak
Azad' ın kıyafetlerini seçmesini bekledim .
Azad işini bitirdikten sonra eline siyah  takımını alarak yatağın üstüne attı.
Şöyle bir Azad'a baktığımda nedense gözüme çok  düşünceli gelmişti .
Ben Azad'ı kendi haline bırakarak ,oflayarak dolabın önüne geçtim .

Dolaptan  sirkete gitmek için üstüme siyah bir tulum ve siyah steletto çıkarttığım da Azad da siyah takımını giydi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Dolaptan  sirkete gitmek için üstüme siyah bir tulum ve siyah steletto çıkarttığım da Azad da siyah takımını giydi .
Ben acaba bundan sonra ne olacak diye düşüncelere dalmışken Azad çenem den tutup beni kendisine bakmamı sağladı ve " Ne düşünüyorsun "dediğinde derin bir nefes alarak konuştum " Bundan sonra ne olacak "dediğimde Azad anlamayarak "Ne . Ne olacak "dedi .
Ben yine sıkıntıyla nefesimi alıp
" Yani sen gerçekten ağa olduktan sonra töre denilen lanet bize uğrayaca. .."Azad iki parmağını dudaklarımın üstüne koyarak beni susturdu ve tam gözlerimin içine bakarak " Değil Mardin'in ağası olmak .Tüm dünyayının  başına beni ağa yapsalar  yine de töreyi sana ,bize uğratmam "dediğinde ben hafif gülerek Azad ın yanağını öptüm ve
" Hadi o zaman patron .Bugün çok işimiz var .Yeni işler aldık "dediğimde Azad dilini dudaklarinin üstünde gezdirerek "Peki o zaman  buyurun . Bayanlar önden "dediğinde hem gülerek kapıya gidiyordum hemde konuşuyordum "Bizim öküze bak sen . Bayanlar önden falan... " lafımı bitirmeme engel olan şey Azad'ın hızla beni kapı ve kendi arasına almasıydı.
Ben şaşkınca " ne-ne yapıyorsun"dediğimde Azad bana biraz daha yaklaşıp aramızda ki mesafeyi sıfıra indirdi ve " Eğer bir daha bana öküz dersen cezasını çekersin "dediğinde sessizce yutkundum ve kafamı 'tamam ' dercesine aşağıya yukarıya salladım.
Azad yandan bir şekilde gülerek
" O zaman  buyurun gidelim Esra hanım" dediğinde hemen kendimi odadan dışarı attım ve derin derin nefesler alarak aşağıya indim .Bu adamın her hareketi kalbime
zarardi yahu ....

Azad la el ele merdivenlerden indiğimizde görüş alnıma kahvaltı masasında oturan ev halkı girdi .
Azad la bende kahvaltı masasındaki yerimizi aldığımızda herkes kahvaltı yapmaya başladı. Erkekler iş ile ilgili sohbet ederken ben sadece onları dinliyordum .
Kısa bir süreliğine başımı erkeklerden çevirip aşe anneye baktığımdan bana çatık kaşlarla baktığını gördüm.
Ben  anlamayarak Ayşe anne ye baktığımda düşünmeye başladım acaba bilmeden bir saygısızlık mı yaptım .

Kahvaltı boyunca Ayşe anneye bakmamaya çalışarak kahvaltı mı yaptım .
Ahmet'in yaptığı minik espiri ye herkes gülerken yapmaya çalıştıkları şeyi anca anlamıştım son iki gündür olanları yaşanmamış saymaya çalışıyorlardı ve bunu gerçekten basarabiliyorlardı .
Azad " Neyse artık kalkalım Haşim bey de gitti .Tüm işler bize kaldı" dediğinde  Ahmet "öf abi bugün üzerimde bir yorgunluk var anlatamam Siz gitseniz de ben gelmesem olur mu ?"dediğinde Azad hızla sandalyesinden kalkarak Ahmet'in ensesine tuttu ve havaya kaldırdı Ahmet "Abi .tamam dur... anladım . Geliyorum .Bırak ya ."dediğinde bende gülerek ayağa kalktığımda Ayşe anne kızgın sesiyle
" Buke ( gelin ) sen nereye "  dediğinde " Şey ben işe..yani ..."Ben ağzımda lafları gevelerken Ayşe anne keskin  sesiyle " Yeter .ne geveliyorsun sen .Nerede görünmüş ağa karısının çalıştığı . Milletin ağzına sakız olduğumuz yeter . Gitmiyorsun işe....."Ayşe annenin her lafında benim gözlerim biraz daha dolarken Azad annesine "Anne . Sen ne dersin .Kim benim karıma laf diyebilir ha kim"dediginde   Ayşe anne masadan hızla kalkarak "Kim mi ? Sen hala kim ne der diye düşüne dur oğul .Tüm Mardin'in dilindeyiz .Yılmazlar bir gelin almış daha giyinmesini bilmiyor ,birde şimdi çalışıyor...."Azad otoriter sesiyle annesine bağırarak onu susturdu."yter. kimin   ne dediği umrumda değil .Bence sizinde olmasın "dediğinde Ayşe anne yine ağzını açacaktı ki bu sefer Ayşe anneyi durduran şey Murat babanın "Ayşe yeter çocuklara karışma "diye konuyu kapatmasıydı .
Azad elimden tutarak "Hadi"dediğinde ister istemez Ayşe annenin dedikleri aklıma takılmıştı.
Ve ....evet haklıydı bunun gibi şeyleri Azadla bende duymuştuk ama kulak ardı etmiştik .Ve Azad benim için bu kadar şeyi görmezden geliyorsa benimde Azad için daha doğrusu mutluluğumuz için bazı şeylerden vazgeçmem gerekiyordu .Bu herne kadar geleceğim olsada .

Azadla tam dış kapıdan çıkacağım sırada Azad ı durdurup ."Haklı"dedim "Ayşe anne sonuna kadar haklı Azad " dediğimde   Azad kaşlarını çatarak   "Esra saçmalama . bn şu arabaya"dediğinde başımı iki yana sallayarak konuştum ."Hayır Azad binemem belki şuanda tam olarak ağa değilsin diye bir şey demiyorlar ama bir iki güne gerçekten ağa olursan daha çok üstüne gelecekler ." dediğimde Azad ellerini saçlarının arasından geçirerek sakinleşme ye çalıştı ve " Bak Esra kimse umrunda. ..."

" benim umrumda Azad anlasana huzurum kaçsın istemiyorum"dediğimde Azad  hemen bana sarıldı ve " Tamam "dedi .Ben yüzüme sahte bir gülücük yerleştirip Azad dan ayrıldım ve neşeli tutmaya çalıştığım sesim ile "Tamam o zaman ama bugün annemle babamın yanına gidebilir miyim"dediğimde Azad biraz düşündü ama sonra "Peki tamam hadi ben seni bırakayım " dediğinde iki elimi çocuklar gibi birbirine çarparak
" Yaşasın  "dedim ve arabanın önüne  oturdum .
Azad da sürücü koltuğuna geçince yola koyulmuştuk.
Bir on beş dakika sonra Aksoyların konağının önüne geldiğimizde Azad'ın yanağını öptüm .Tam arabadan iniyordum ki Azad kolumdan tutarak beni durdu ve " Bir sey olursa hemen beni ara "dediğinde " Tamam. "dedim Azad gülerek yanağıma  kısa bir öpücük kondurduktan sonra "Akşam seni almaya ben gelirim "dedi .Bende gülerek arabadan inip konağın kapısına yöneldim .Korumalar bana selam verdikten sonra kapıyı açtılar ben arkamı dönüp Azad a baktığımda hala orada olduğunu gördüm .Ona el sallayıp konağa girdiğimde görüş alnıma ilk sedirde oturan dedem girdi ."Dede " diye koşarak dedemin boynuna sarıldığımda dedemde bana sarıldı .
Dedemle biraz özlem giderdikten sonra ben "Diğerleri nerede "dedim .
Dedem gülerek "yukarıdalar"dediğinde   dedemin  yanağından öperek içeri girdim .

Annem ve Dicle birlikte oturmuş sohbet ederlerken ben  "ooo hanımlar .Nasılsınız bakalım"dediğimde  Dicle ve annemin bakışları beni buldu .Annem" kızım" diyerek hızla bana sarıldığında bende  "Anneciğim "diyerek anneme sarıldım
Daha sonra Dicle'ye de sarıldık tan sonra beraber sedirlere oturduk .
Annem le hasret giderirken annem birden "Kız sende abinde evlendikten sonra hayırsızlaştınız bir arayıp sormak yok . Rahmetli grambel ne diye icat etmiş acaba telefonu"dediğinde  kocaman gözlere anneme baktım.
Nereden öyreniyordu  böyle lafları aklım almıyordu .

Dicle kahkaha atarak "Eeee abla anlat bakalım ,grambel amca ne diye icat etmiş telefonu "dediğinde Dicle'nin dizine cimcik atarak susmasını sağladım .
Dicle acı içinde inleyerek   elini dizine koyarak ovalamaya başladı .Tabikide  homurdanmayı da ihmal etmiyordu .

Anneme "Annelerin sultanı .Biliyorsun çalışıyordum .Vaktim yoktu"dediğimde  annemin anında yüzü ciddileşti ve oturuşunu dikleştirerek " Evet kızım bende seninle o konuyu konuşacaktım"dediğinde  anlamayarak "Hangi konu anne"dediğimde annem derince bir nefes alarak " Bak kızım sen her ne kadar doğulu olsanda, buralarda büyümedin yani demek istediğim sen buranın kurallarını bilmiyorsun, buralarda kadınlar ,özellikle de ağa eşleri çalışmaz. İnsanlar  yanlış anlarlar"dediginde bu sefer ben derin nefes alarak " Tamam anne zaten bugün bıraktım işi artık çalışımıyorum "dediğimde annem hafif tebessümle " Bak kızım. Ben senin mutluluğunu ...." gülerek kestim annemin sözünü

"Evet biliyorum anne sen benim mutluluğumu istiyorsun "dediğimde annem de  gülerek bana sarıldı .
Daha sonra ayağa kalkarak " iyi siz Dicle ile oturun ben bir dedene bakayım. Bu gün hiç sesi çıkmıyor "
Ben başımla annemi onayladığımda annem gülerek gitti .

Bende hemen Dicle'ye dönerek " Eeee cadı sen neler yapıyorsun  bakayım "
diyerek Dicle nin gözünün önüne gelen saçlarını kulaklarının arkasına attım . Dicle umursuzca " hiç öyle sabahtan akşama kadar evdeyim" dediğinde aklıma gelen şeyle Dicle'ye "Canım senin okulun yok mu niye okula gitmiyorsun "dediğimde Dicle'nin anında gözleri dolmaya başladı ve
" Var....Var tabi abla ama dedem beni liseden sonra daha okula göndermedi. Kız kısmına bu kadar okumak yetermis Hem ben şanslıymışım bile bazıları kızını ilk okula bile göndermiyormuş.
Hadi her şeyi geç ilk senemde okul öncesi öğretmenliğini kazanmıştım. Dedem göndermeyince dondurmak zorunda kaldım " dediğinde sinirle kaşlarımı yine catmıştım.  Yok yani bunların yüzünden olan bana olacaktı genç yaşta yüzüm kırışacaktı.

Dicle'ye aklıma ilk gelen soruyu sordum merakla  "Bedirhan ne dedi bu duruma Bildiğim kadarıyla o okudu ."dediğimde Dicle :"Abim benim okumam için dedeme çok dil döktü. Hatta dedeme rest bile çekti ama dedem nuh deyip peygamber demedi "
dediğinde yine tam ben sinirle konuşacakken dedem bastonunu vura vura yanımıza geldi    ve Dicle'ye hitaben "Dicle kızım aksama hazırlan Diyarbakır'ın ağası Süleyman ağa seni oğlu Vedat'a istemeye gelecek"diyerek gittiğinde
Benim bakışlarım anında Dicle yi buldu .
Onun bana çaresiz ve dolu bakışları altında ne yapacağım konusunda en ufacık bir fikrim bile yoktu.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. 😘 😘 
 

HÜKÜMWhere stories live. Discover now