Bölüm 10

94.7K 3.4K 46
                                    

Bu hayat insanı saşırtmayı ne kadar çok seviyor değil mi ? Daha bir kaç hafta öncesine kadar Mardin'den
- Mizgin hariç - kimseyi tanımıyorken şimdi Mardin'in en büyük aşiretlerini tanıyorum . Hatta ailem oldular bile diye bilirim çünkü bana çok iyi davrandı YILMAZ ailesi sanki kendi öz kızları gibi.

Şimdi ise gidiyorum Mardin'den. Nedense içimde saçma bir burukluk var . Neye üzüldüysem bu kadar . Kısa bir uçak yolculuğundan sonra indim İstanbul'a . Mardin de olan vurulma olayını falan kesinlikle anlatmayacaktım bizimkilere. Zaten çok fazlada acımıyordu artık . Çünkü acıyan başka yer vardı.

Yüreğim

Nedenini bilmiyorum ama bir burukluk var sol tarafımda .

Bizimkilerin yanına gittiğimde de Defne hemen boynuma sarılıp ;

"Ohhh. En sonunda döndün Esra. Annene yalan söylemekten . Pinokyo ya döndüm . Burnum iki metre oldu . Yok banyoda , yok uyuyor gibi gibi.. resmen senin yüzünden on yıl yaşlandim yaa" . diye mızmızlandığında sadece gülümsedim cevap vermedim .

"O elindeki kağıt ne Esra "diyerek elimdeki kağıdı aldı Uğur .

"Ya ver şunu diye "sinirle çektim elinden . Bu kağıdı bana Azad hava alanında verip "Bak Esra burda benim numaram yazıyor. Başın ne zaman sıkışsa beni ara . Her zaman ,iki elim kanda dahi olsa , yanına gelirim.Unutma ARKADAŞIM" deyip bana sarıldı ve gitti. Ben onca lafın içinde sadece ARKADAŞIM a takılmıştım.Nedense çok tuhaf gelmişti bana öyle hitap etmesi.

Arkadaş olmayı ben istememiş miydim. .

"Esra bu ne sinir . Geldiğinden beri düşünceli ve sinirlisin " Murat bunları söylerken sesi tedirgin çıkmıştı.
Sahi ne oluyordu bana böyle neye üzülüyordum. Mardin den döndüğüm için mi ?

Esra aptal mısın ?

Ne Mardin'i !!!!

diye uyardım kendimi o ara telefonum çaldı . Arayana baktığımda Mizgin olduğunu gördüm.
"Alo tatlım nasılsın . Cok özledim
seni " dediğimde Mizgin neşeli sesi ile

"Ay Esra dur daha bir gün oldu sen gideli " dedi.
Bense sahte bir kızgınlık ile."Kızım özledik işte . Eee napıyorsun nasılsınız" bu lafıma Mizgin gülmüştü .Ben neye güldüğünü anlamaya çalışırken o konuştu .

"Evet Esra. Azad da iyi . Hepimiz terastayız sohbet ederken seni aramak istedim " dediğinde sinirle elimi alnıma vurdum ve "Mizgin saf saf konuşma . Ben Azad' ı mı sordum ya . Off . Neyse kapatıyorum herkese selam söyle " deyip cevap beklemeden kapattım telefonu.

Seni öldüreceğim mizgin .

Bugün kendimi çok yorgun hissettiğimden bizimkilerden izin isteyip kalktım masadan.
Tam taksiye biniyordum ki arkadan Uğur'un çağırmasıyla durdum .
"Heyy Esra . Bekle bir saniye. Sana bir şey anlatmam lazım "
dediğinde ben ona döndüm ve ' Anlat' derecesine kafamı salladığımda Uğur ise tedirgince nefes alıp "Burada olmaz gel bir yerde oturalım "dedi . Ben şüphe ile konuştum . "Tamam ama kafeye falan gitmeyelim çok yorgunum hadi beraber bize gidelim"dedim . Uğur da " Tamam" dediğinde ben tekrar taksiye biniyordum ki Uğur beni kendi arabasına yönlerdirdi. Hiç bir şey demeden bindim arabaya ..

Uğur yolda giderken bana dönüp konuştu "Sen neden araba almıyorsun. Bildiğim kadarıyla çok iyi kullanıyorsun. Ehliyetin de var" dediğin de duraksadım . Onun sorusunu geçiştirirken ..
O gün gelmişti aklıma . Babam bana ilk arabayı aldığında hemen kullanmak istedim.
İlk itiraz etmişti.
Ama ben küçük bir çocuk gibi ağlayınca kabul etmişti. Ben o zamanlar ehliyetimi yeni aldığım dan yavaş yavaş gidiyordum ki karşıdan hızla gelen bir araba bana çarptı.
Ben çığlık atarken babam beni korumaya çalışıyordu. Karşıda ki araba birden gözümün önünde patlayınca çok korkmustum . Hatta psikolojik tedavi bile görmüştüm. Arabanın içindekiler cayır cayır yanarken ben sadece izleyebilmistim .

HÜKÜMWhere stories live. Discover now