Bölüm 19

82.5K 3K 107
                                    


"Ohh be canım yatağım"

diyerek kendimi yatağa attım . Akşam üstü Melis yengemin yoğun ısrarları ve benim onu desteklemem üzerine konağa geçtik .
Dicle yatağımın  kenarına oturup "Sen o Murat denilen çocukla konuşurken Azad ağa sinir küpüne döndü . Her an telefondan beri çocuğu parçalayacak sandım "demesiyle ona döndüm. Hiçbir şey demeden yataktan kalkıp dolabıma ilerledim kıyafetlerimi bavula yerlestirirken Dicle yanıma gelip "Ne yapıyorsun "dedi . Ben hiç yüzüne bile bakmadan "Eşyalarımı topluyorum "dediğimde  Dicle elimdeki gömleği alarak konuştu "Onu görüyoruz neden topluyorsun eşyalarını " dediğinde sıkıntıyla nefesimi verip konuştum. " Bak Dicle  okulum var kızım benim . Bir ayım kaldı mezun olmama saçma sapan bir töre yüzünden yarıda bırakamam" dediğimde Dicle "Tamam Esra abla git mezun olda . Bence bir Azad ağa ile de konuş sonuçta nişanlın . Zaten hastanede de telefondaki kişiye 'yarın geleceğim' falan deyince kötü oldu adam " deyince biraz düşündüm evet Dicle haklı olabilirdi . Oflayarak
telefonumu elime alıp Azad'ı  aradım . İkinci çalışta açtı
"Alo "dediğinde onu bir kaç saatte ne kadar özlediğimi farkettim  . Evet kabul ediyorum Azad'ı  deli gibi seviyorum ama işte lanet olası gururum sevgimin önüne bir şekilde geçiyordu.

Azad "Esra bir şey mi oldu konuşsana" dediğinde

"Seninle konuşmam gerek " dedim

Azad benden böyle bir sey beklemiyor olacak ki şaşkın sesi ile  " Şimdi mi akşam akşam "dedi bende kararlılıkla

"Evet yarım saate beni almaya gel" deyip kapattım telefonu ve  hemen üstüme kot pantolon ve elime aldığım bir gömleği giydim . Telefonumuda alıp kapıya çıktım. Kapıdaki korumalar " Bir şey mi oldu hanımım" dediklerin de  gözlerimi devirdim bu insanlara ne kadar bana 'Hanımım'dememeleri gerektiğini söylesemde sanki inadına söylüyorlardı .

Kapının önündeki merdivenlere oturup Azad'ın gelmesini bekledim . Bir on dakika sonra o da  gelmişti zaten . Hemen oturduğum yerden kalkıp Azad'ın arabasına ilerledim. Ön kapıyı açıp şoför koltuğunun yanına  bindim .Azad telaşlı gözlerle bana bakarken açıklama hissi ile konuştum "Bir şey yok . Merak etme.  Sadece konuşmak istiyorum" dediğimde Azad  kafa sallayıp arabayı sürdü.

Kafe tarzı bir yere geldiğimizde arabadan inip Azad'ı bekledim . Oda yanıma gelip birden elimden tuttu . Ben kocaman olmuş gözlerle Azad'a bakarken . O beni hiç takmayarak kafeye doğru yürümeye başladı. Eee haliyle bende peşinden gittim. Kafeye girince tekrar gözlerim kocaman oldu. Bu kadar insanın bu saatte burada ne işi vardı. Azad'a baktığımda bir yere bakıp pişkin pişkin güldüğünü fark  ettim  . Bende onun baktığı yere baktığımda Bedirhan'ı görmem bir oldu .
Sonra bilerek bizi buraya getirdiğini düşünüp elimi hızla çekmeye çalıştım ama bakın altını çizerek söylüyorum sadece çalıştım.
Azad bu hareketime sinirlenip daha sıkı tuttu elimi sonra bir masaya geçip oturduk . Masaya doğru eğilip benimde eğilmem için işaret parmağını aşağı yukarı hareket ettirdi. Bende  hafif masaya eğilince Azad  "Bir daha sakın milletin içinde bana ters bir harekette bulunma "buz gibi sesine karşılık sadece kafamı salladım. Ne diye bilirdim ki ...

Uzun süren sessizlikten sonra sonunda konuşmaya karar vererek "Azad ağa çok uzatmayacağım . Bildiğin gibi ben daha öğrenciyim ve okulumun bitmesine bir ay kaldı. Doğal olarakta artık mezun oluyorum . Şu bir kaç haftalığına istanbul'a gitmem lazım son sınavlar var. Hatta belki Fransa'ya bile gidebilirim çünkü oradan İstanbul'a nakil geldim . Diplomamı almam için bir kaç dosya imzalatmam gerek "

dediğimde Azad ağa önce kaşlarını çattı ama sonra yüzüne değişik bir ifade yerleştirdi . Allah'ım bu adamı anlamak için müneccim olmak gerekiyordu ...

HÜKÜMWhere stories live. Discover now