Bölüm 46

46.7K 1.8K 35
                                    

Korku ......
Bu duyguyu şuanda o kadar çok hissediyorum ki, hani derler ya iliklerine kadar .Bende şuanda bu duyguyu iliklerime kadar her yerimde , tüm vücudum da hissedebiliyordum .

Kendimi Dicle ve yengemin sayesinde birazcık daha toparlayınca beraber aşağıya inmiştik.
Dicle kahve yapmak için yengemle  mutfağa geçtiğinde bende yüzümdeki sahte gülümseme ile büyük odaya geçtim ve tek boş yer olan babamın yanına oturdum .
Erkekler kendi aralarında havadan sudan konuşurlarken , annem le Ayşe anne de onları dinliyordu.
Dedem hiç konuşmaya katılmazken 76  yaşında olmasına karşın yeni ergenler  gibi  Ahmet'e alttan alttan ölümcül bakışlar  atıyordu. Ben Ahmet'e baktığımda onunda hiç kimseye bakmadan direk yere ayaklarının ucuna baktığını gördüm.
Bu sefer gerçekten yüzüm gülerken Yine bakışlarımı odada gezdirmeye başladım .
Gözlerim birden Azad'ın koyu kahve gözleriyle buluşurken Azad bana başı ile 'neyin var '  gibisinden baktı .Bende bir sey yok dercesine omuzlarımı silktiğimde bu seferde Azad'ın çatık kaşlarla bana bakmasına maruz kaldım .
Azad bana öyle bir bakıyordu ki elimi kolumu nereye koyacağımı şaşırdım .
Babam neşeli sesi ile " Eee Azad oğlum seni tebrik etmeyi unuttuk .Hayırlı olsun Mardin'in yeni ağası sen olmuşsun "dediğinde tam Azad  konuşacaktı ki Ayşe anne ondan önce davranarak " Evet oğlum ağa oldu birde bize , erkek bir torun verirse ne âlâ" dediğinde   benim anında yüzüm düştü ve gözlerim dolmaya başladı.
Ben yüzümü kimseye göstermemeye çalışarak  kafamı yere eğdim . Saçlarımı topuz yaptığım için kendime küfür ederken Azad' ın gür sesi ile hızla başımı kaldırdım .
Azad " Ana .biz  ...."dedi ve devamını getiremeden Dicle elinde kahve tespisi ile salona giriş yapınca  Azad susmak   zorunda kaldı .
Bende başımı tekrardan yere eğerek durdum .
Dicle kahveleri dağıttıktan sonra gidince Murat baba kahvesinden bir yudum alarak konuşmaya başladı.
" Sebebi ziyaretimiz belli . lafı dolandırmaya gerek yok .Allahın emri peygamberin ğâvli ile  kızınız Dicle yi oğlumuz Ahmet'e isti. .. "Murat baba lafını bitiremeden dedem elindeki bastonunu yere vurarak konuşmaya başladı " Murat ağa, benim senin oğlun gibi bir serseriye verecek torunum yoktur "dediğinde herkes şaşkınlıkla dedeme bakarken , Murat baba   da sinirli sesi ile " İsmail ağa laflarına dikkat et .Yaşından başından utan "dediginde dedem  de sinirle hızla ayağa kalkarak " Eğer utanması gereken biri varsa o ben değilim .senin oğlun Ahmettir" dediğinde, Ahmet te  hızla ayağa kalktı .
Ahmetin bu hareketi ile salondaki herkes ayaklanınca korku içinde olacakları izliyordum.
Ahmet "İsmail ağa .Eğer sen torunu zorla evlendirmeye çalışıp bizi ayırmaya kalkmasaydın bende dellenip kapınıza dayanmazdım" dediğinde dedem tam konuşacaktı ki Dicle " Yeter ."diye bağırdı ve ağlayarak  yanımıza geldi "Yeter dede şimdiye kadar seni baba yerine koydum .Her dediğini yaptım .okula gitme dedin gitmedim. Çarşıya çıkma dedin çıkmadım.  Ama bu sefer seni dinlemeyeceğim dede. Sen ne dersen de ben Ahmet ile evleneceğim" dediğinde ben dahil herkes merak ve şaşkınlık içinde dedem ve Dicle'ye bakıyordu .
Dedem bir anlığına pişman gözlerle Dicle'ye baktığında Bedirhan dedemin kulağına bir şeyler söyledikten sonra dedem "Ne haliniz varsa görün ."diyerek bastonunu yere vura vura yanımızda uzaklaştı.
Ben Dicle'ye bakarken ister istemez gururlanmıştım. Dicle'nin yaptığı şey her ne kadar dışarıdan saygısızlık olarak görünse de hiç te öyle değildi .
Dicle buranın diğer kızlarına nazaran sevgisinin arkasında durarak pes etmemişti .Ve bu takdiri hak ediyordu .
Bedirhan "Siz oturun .Ben hemen geliyorum "diyerek gittiğinde herkes yerine geri oturmuştu
Dicle , Ahmete kısa bir bakış attıktan sonra koşar adımlarla mutfağa gittiğinde Ahmet'in  Dicle'nin arkasından baka kaldığını gördüm .
Babam "Murat .kusura bakmayın"dediğinde  Murat baba sadece başı ile onayladı babamı .
Babam ların hala Murat ağa ile arası çok iyi degildi .
Sadece birbirlerinin sorularına kısa kısa cevaplar veriyorlardı .
Ama Murat ağanın anneme attığı şefkat ve özlem dolu bakışları aradaki buzların erimesine az kaldığını gösteriyordu.   

Yaklaşık yarım saat sonra Bedirhan geldi Ve mahçup bakışlara "Neyse biz yüzükleri takalım. Dedem rahatsızlandı. Yatmak zorunda kaldı"   dediğinde Murat ağa tam konuşmaya başlayacaktı ki birden dedemin otoriter sesi kulaklarımızı doldurdu ."Dicle , kızım yüzükleri getir artık de takalım "dediğinde sevinçle dedeme baktım .
Dedem kimseye bir açıklama yapmadan yerine oturduğunda , Bedirhan 'ın dedeme minnet dolu bakışlarını yakaladım .

Dicle ve yengem elindeki yüzük tepsisi ile içeri geldiklerinde , Dicle'nin yüzündeki mutluluk görülmeye değerdi.

Yüzükler takıldığında dedem eline makası aldı ve " Dicle , okulunu bitirmeden onu bizden alamazsın delikanlı "dedi .Ahmet, dedemi başı ile onaylayınca   dedemde "O zaman  hadi hayırlısı "dedi ve Dicle ile Ahmet'in hayatlarını birbirine bağlayan kurdele yi kesti .

El öpme merasimi bittikten sonra herkes gönül rahatlığıyla yerlerine oturmuş lardı .
Şimdi Dicle ve Ahmet'in gelecekleri hakkında plan yapacaklardı.

Bedirhan "Kardeşimi bu yıl dışarıdan okula tekrardan yazdıracağım .Evlendikten sonra çalışmasa bile diploması olsun .Hem bu süreç içerisinde Ahmet te işlerini yoluna koymuş olur "dediğinde Murat baba da Bedirhan'ı onayladı .

" Ha-Hayacim"kulaklarıma dolan tatlı sesle hemen bakışlarımı sesin sahibine çevirdim .
Ama gördüğüm şeyle yine gözlerim dolmuştu .Yengem benim yakışıklı yiğenimin elinden tutmuş birliktw bana bakıyorlardı. Ben hemen ayağa kalkarak Yazgı'yı kucağıma aldım ve "Halacığım sen ne dedin bir daha de bakayım " dedim .Yazgı bu sefer konuşmak yerine abuk subuk sesler çıkarttığında yüzümü astım ve yengeme baktım .
Ama yengemin şaşkınlık tan açılmış ve dolmuş gözlerini görünce "Ne oldu" dedim   yengem benim kucağımda ki oğlunu öperek " ilk .ilk defa şimdi konuştu ve ve bu çok garip bir duygu "dediğinde sevinçle sıkıca yiğenime sarıldım. Ne yani ilk bana mı seslenmisti .Bu duygu gerçekten çok garip ve güzeldi .

Yazgı kucağımda bir şekilde  otururken aynı zamanda yengemle muhabbet ediyordum " Ne zaman .Bu kadar büyüdü .Ben anlamadım doğrusu " dediğimde yengem gülerek omzuma dokundu ve " İnan canım , bende anlamadım .Zaman  su gibi akıp geçip gitti "dediğinde başımla yengemi onayladım .

Evet zamanın su gibi akıp gittiği bir gerçekti.
Mesela ben aylar önce 'Bir aşiret ağası ile evlenecegim 'diye ortalıklarda dolaşırken , hayalim gerçek olmuştu ve bir aşiret ağasıyla pardon yakışıklı bir aşiret ağası ile evlenmiştim.
Bundan pişmanmıydım.
Bunun cevabı koca bir ASLAydı.
Azad her ne kadar benim ona tabirimle öküz de olsa her ne kadar çok fazla kibarliktan anlamasada kocaman bir kalbi vardı .
Ve ben o kalbe sahip olduğum için kendimi çok çok şanslı hissediyordum.

Ben derin düşüncelere dalmış bir şekilde Azad'a bakarken Azad birden bana baktı ve gülümseyerek göz kırptı. Ben ,onun  bu haline gülerken kucağımda ki Yazgı ellerini Azad'a dogru uzatarak " A, a ,a " demeye başladı ben şaşkınlıkla bakışlarımı Azad ve Yazgı arasında gezdirirken yine gözlerim dolmuştu .
Azadla benim de bir çocuğum olsa hatta bir kaç tane çocuğumuz olsa hiçte fena olmazdı .

Azad tam yerinden kalkacağı sırada Ayşe anne yine o yılan dilini dışarı çıkarttı ve bizi zehirledi.

" Eeee buke ( gelin ) artık sende bize bir erkek torun verde oğlum da bizde başkalarının kanından  olan çocukları değilde kendi canımızdan kanımızdan olan çocukları sevelim" dediğinde artık benim  gece boyunca herkesten  salladığımda göz yaşım aktı .
Ben yine gizlice göz yaşlarım mı silmeye çalışırken Azad birden ayağa kalktı ve benim kolumdan tutarak beni de  ayağa kaldırdı .
Benim kucağımda Yazgı olduğu için ben biraz zorlansamda ayağa kalkabilmistim .
Yengem hemen Yazgı 'yı kucağına aldı ve bana korku ile baktı .
Sanırım o da farkındaydı birazdan çıkacak kavganın büyüğünü.

Çünkü Azad ın öfesinden dolayi aldığı hızlı nefeslerinta konağın dışındaki korumaların duyduğuna emindim ...

Yorum. Yorum. Yorum
Bekliyorum ve tabikide oy .😊😊😊😊

 

HÜKÜMWhere stories live. Discover now