6.Kıskançlık

1.4K 276 134
                                    

Ağlayarak geldiği bir yeri ağlayarak terk eder mi insan? Ben ediyorum. Belki insan olmadığımdandır. Arkamı dönmedim. Gelmeyecekti. Gözlerime bakmıştı gitme der gibi. Göremediğimden değil de gidişim, duymak istediğimdendi belki.

"Nora?" arkamdan gelen sesle durdum. Oktay'ın mıydı bu ses? Evet onundu. Nerede duysam tanırdım. Yavaşça arkamı döndüm. Ağlamıyordum ama bana böyle bakarsa ağlayacaktım. Senden başkası görmedi gözyaşlarımı be adam. Ağlatma beni. Gücüm yok ağlamaya. Bana doğru yürümeye başladı. O bana her adım attığında benden bir şeyler eksiliyordu. Gelip tam karşımda durdu. Gözlerime baktı.

Sarıldı bana hiç bırakmak istemiyor gibi. Hiç bırakmayacak gibi. Ama kokumu çekiyordu içine kendine hapsetmek ister gibı.

"Gideceksin su perisi. Sana kal demeye hakkım yok. Gitme dememi bekliyorsun. Belki desem bile gideceksin. Ama şunu unutma su perisi. Denizin neresinde yüzersen yüz o deniz ben olacağım." kulağıma söylediklerinden sonra yeniden gözlerime baktı. Soruyordu sanki. 'Gidiyor musun şimdi?' der gibi. Gidiyor muydum?

Dünyaya ait değildim. Ama babamın gezegenine de ait değildim. Oktay'a baktım. Onun kalbine mi aittim? Oraya da ait değildim. Ben siyahı severdim karanlığı değil ki. Onun karanlığında ışığa yer yok.

Gözlerimi Oktay'a çevirdim. Oktay'ı seviyordum. Bunu onun öldüğünü düşündüğümde anlamıştım. Ama aşık mıydım? Aşk başka sanki. Beni bekliyor gibi hissediyorum. Belki Oktay'dadır aşk.

Ne olursa olsun karşımdaki bu gözler yalvarırcasına bakıyordu. Eğer karanlık yalvarıyorsa sana gitme diye, gitmeni istemiyordur gerçekten. Öyle bakıyordu gözlerinin karanlığı. Gitme diye yalvararak.

"Gidecek misin?" gözlerinin sorduğu soruyu dudakları dillendirmişti. Gitme diyordu bir yanım. İçimde bir şeyler vardı. En derinlerde. Gitme.

"Gitmiyorum." evet gitmeyecektim. İçimdeki sesi dinlediğimden mi? Yoksa Oktay'ı dinlediğimden mi bilmiyorum. Ama gitmeyeceğim.

Cevabı vermemle öyle bir sarıldı ki. Kollarımı doladım boynuna. Etrafında döndürmeye başlamıştı beni. Kahkaha atmaya başladım. Ne onun ne de benim çevredekiler umurumuzda değildi. Hayatında tutmak istiyordu beni.

Beni yere bıraktığında bize bakanlara döndüm. Oktay'ın kollarından çıkıp yavaşça annemle babamın yanına yürüdüm. Annem tıpkı benimki gibi olan gözlerini bana dikmiş kalma der gibi bakıyordu. Geç kaldın anne. Bir çift siyah göze kaybettim ben bu savaşı. Burukça gülümseyip omzumu silktim. Çocuk gibiydim şuan. Yapabileceğim bir şey yoktu. Annem bu halime dayanamayıp sıkıca sarıldı bana. Bu kollarda güvenli miydim umurumda değildi. Bu kollar güvenliğim için her şeyi yapardı. Annemden ayrılıp babama baktım. O da benim gibi burukça gülümseyip açtı kollarını. Beni bir daha göremeyecekler gibi sarılıyorlardı. Sanki onların hayatından tamamen çıkmışım gibi.

Biraz önce benim binmek için beklediğim jetin kapısında annemle babam ve amcam duruyordu. El salladım. Destek olmak için elimden tutan Oktay'a baktım. Kolunu boynuma attıp sıkıca sarıldı bana. Yalnız değildim. Oktay vardı. Mert, Cansel, Arya, Cenk vardı. Ekibin diğer kalanı vardı. Peki hissettiğim bu boşluk kimin içindi? Kimdi eksik olan?

**********

Bazen verdiğimiz kararlar tüm hayatımızı etkiler. Ufacık bir karardır belki. Ama tüm geleceğimizi baştan yazar. Dün verdiğim karar tüm hayatımı baştan yazacak. Sanki dünya da kalmayı değil de Oktay'ın yanında kalmayı kabul etmişim gibi hissediyorum.

Ayağa kalkıp müzik açtım. Karanlık odada dans etmeye başladım. Küçükken de ne zaman düşüncelerimden uzaklaşmak istesem ya dans ederdim ya da şarkı söylerdim.

BEN SENDE KALDIMWhere stories live. Discover now