41. Özür Dilerim

556 87 186
                                    

Yüreğimde karlar yağdıran kardan adam gidiyordu. Uğruna öleceğim adam gidiyordu. Gitme diye bağırmak istiyordum ama kelimeler bir yumru gibi takılıyordu. Acıyla "Mert..." dedim. Beni kendine bastırdı. Allah'ım gitmesindi. Beni bırakıp gitmesindi. Öyle çok savunmasız hissediyordum ki. O varken fırtınalar kopsa bana zarar gelmez gibi hissederken şimdi değil fırtına ilk rüzgarda boğulacakmış gibi hissediyordum. Beni denizin ortasında bırakmıştı. Boğuluyordum. "...gidiyor."

Sesli bir şekilde havalanan araçlar benim hıçkırıklarımı bastırdı. O sevdiğim gökyüzüne yükselirken ben toprağın altına giriyordum.

Adam terk ederken kadın kendi yarattığı denizde boğuluyordu. Adam dağıttığı yüreği arkasında bırakırken kadın ölüyordu. Arkasında bırakmıştı. Kardan adam kar tanesini ilk defa arkasında bırakmıştı.

######

Ölüm kaçınılmaz bir gerçekti hayatta. Her ne kadar yaşlanmıyor olsakta bize de bir gün ölüm uğrayabilirdi. Ölüm zordu. Ama en çok kalana zordu belki. Bir daha sesini duyamamak, kokusunu soluyamamak, sarılamamak, adını onun dudaklarından bir kez daha duyamamak...

Ben ölsem kime zor olurdu ölümüm. Beni yalanlarına alet eden, ölüme iten ama yine de beni sevdiğini söyleyen Oktay üzülür müydü? Kızı olduğum gerçeğini umursamadan kendi canı için beni ölümle yüz yüze getiren, bir kez bile babam gibi davranmayan babam üzülür müydü? Babama karşı çıkmayan annem üzülür müydü? Sonradan dahil olduğum bu ekip üzülür müydü?

En çok Mert üzülürdü belki. Cansel ya da...

Alex giderken bu uçurumdan aşağı atmak istedim kendimi. Alex gitmişti. Ben Mert'in kollarında ağlarken ağlama sebebim olan adam gitmişti. "Mert... Seçmiş mi oldum ben tarafımı?" Mavi gözlerindeki acı benim acılarımdı. Hayır ben seçmemiştim Oktay'ı. "Hayır Mert. O bana iki seçenek sunmadı ki. Sadece Oktay vardı."

"Seçtin Nora. Onunla gidebilecekken Oktay'ı seçtin." Kelimeler ağır geldiğinde gözlerimi kapattım. Onunla olan anılarım geçti tek tek gözlerimden. Onun sesini aradı beynimin en ücra köşeleri. Unutur muydum sesini, yüzünü, kokusunu? Nasıl unuturdum? Sesi beynime kazınmış, yüzü bir resim gibi çizilmiş, kokusu sinmişti üstüme. Geçer miydi bunlar zamanla?

"Gidelim buradan." Kalkmama yardım edip arabaya bindirdi beni. Burada olmak istemiyordum. Arkaya oturup başımı cama yasladım. Geçip giden yollar değildi gördüğüm. Onunla karların arasındaki ilk konuşmamızdı. Barda şarkı söylememizdi. El ele buz pateninde kayışımızdı, birlikte uyuyuşumuzdu.

Araba durduğunda bitkince indim ve evime yürüdüm. Mert ile Cansel peşimden geliyorlardı. Kapıyı açıp içeri girdim. Üst kata çıkacakken Mert durdurdu beni.

"Uyumak istiyorum Mert." Uyuyamayacaktım. Sadece ağlayacaktım. 

Elindeki zarfı bana uzattı. "Bunu arabada unutmuşsun." Bu Alex'in bana verdiği zarftı. Elinden alıp arkamı döndüm ve odama çıktım. Kendimi yatağıma attım. O zarfa bakmak istemiyordum. Giderken elime tutuşturduğu kağıda bakmak istemiyordum. Onun gittiğini hatırlatacak hiçbir şey görmek istemiyordum. 'Onun gidişini hatırlatacak kalbin var. Gözlerinden kayan damlalar. sıkışan nefesin titreyen saçların var.' İç sesimi haklı olsa da umursamamaya çalıştım.

Saatlerce yüzümü gömdüğüm yastıktan başımı kaldırdığımda saat gece yarısını geçmişti. Yatağın bir köşesine attığım zarf ile kağıdı aldım. Kağıtta bir adres yazıyordu. Altında ise adresin olduğu eve gitmemi yazmış, anahtarında zarfın içinde olduğu yazıyordu. Zarfı aldım ve anahtarı çıkardım.

Anahtar ile elime dökülen resimlere acıyla baktım. Onunla bir çok anımızdan çekilmiş resimlerdi. Bunu nasıl bulduğunu bilmiyordum.

En üsteki resimde onunla barda şarkı söylediğimiz resim vardı. Benim gözlerim kapalı onun gözleri bana dönüktü. Esmira ve Andrew ile tanıştığım günden olan bir resim vardı. Birlikte buz patenine gittiğimiz gün el ele alış veriş merkezinde gezdiğimiz, benim ona dönük bir şekilde yürüdüğüm ve bir şeyler anlattığım için ellerimin havada olduğu bir resim vardı. Buz pateni yaparken kolu belime sarılmış olan ve birbirimizin gözlerine baktığımız resim.... Daha bir çok resim vardı. Muhtemelen bunları korumaları çekmişti. En sonlarda gittiği günden olan bir resim vardı  kolları belimde şehri izlediğimiz resim  ve öpüşürkenki resmimiz vardı. Kilitlenip kaldığım resmin üzerine düşen damlayla kendime geldim.

BEN SENDE KALDIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin