14. Sakar Sarışın

955 173 105
                                    

Cevap veremiyordum. Olmuyordu. Yutkundum. Bunu beklemiyordum. Evlenmek için çok erkendi. Daha yeni on dokuz yaşıma girmiştim. Evlenmek için hazır mıydım? Peki Oktay'a güveniyor muydum? Onu seviyordum. Ama sevgi başkaydı. Sevmek zordu. Ama daha zor olanı aşık olmaktı. Aşkı beklemek doğru muydu? Ya Oktay'ı kaybedersem. Bir karar vermem lazım. Ama ben kararsızım. Gözlerim doldu. Oktay yavaşça benden ayrılıp cebindeki kutuyu çıkarttı. Güzel bir yüzük vardı. Emin değildim. Oktay beni seviyordu. Ama ne kadar? Her şeyden vazgeçecek kadar mı? Ben azla yetinmezdim. Bir adam sevecekse beni her şeyiyle sevecekti. Oktay derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

"Biliyorum çok erken. Ben zaten hemen evlenelim demiyorum. Nora..." Susup beni izledi. Başımı salladım. Onu seviyorum. Aşk beni bulacaksa geç kalmıştı. Emin olmak ister gibi bakıyordu. Sesli bir cevap bekliyorlardı. "Evet." Dedim. Seçimimi yapmıştım. Beni doğruya veya yanlışa götürecekte olsa yapmıştım. Emin değildim ama Oktay benim için değerliydi. Onu kaybetmeyi göze alamazdım. Bana sarılıp döndürmeye başladı. Her kız gibi bende hayaller kurmuştum. Evlenme teklifini düşünmemiştim ama böylede istememiştim. Eksik olan bir şey vardı. Bu eksik neyse her yerde karşıma çıkıyordu. Oktay durunca bizi alkışlayan ekibe baktım. Mert ile Aykan hariç hepsi gülümsüyordu. Onlar ise gergince birbirlerine bakıyorlardı. Neden bu kadar gerildiler ki? Meyra da Aykan'in gerginliğinin sebebini anlamak ister gibi ona bakıyordu. Oktay'ın elimi tutmasıyla ona döndüm.

"Nora bu yüzük parmağından bana olan sevgin ne zaman biterse o zaman çıkacak. Sen istesende beni sevdiğin sürece bu yüzük parmağında olacak." Yüzüğü parmağıma taktı. Sonra yeniden sarıldı bana. Ondan ayrılıp tebrik eden diğerlerine baktım. Aykan ile Mert en arkadalardı. Meyra da yanlarındaydı. Onlara doğru yürüdüm. Bana bir garip bakıyorlardı.

"Tebrik ederim canım." Gülümseyip Meyra'ya teşekkür ettim. O da benim gibi gerilmişti. Ne olduğunu anlamamıştık. Aynı anda hem Aykan'a hem Mert'e sarıldım. Kendimi yalnız hissediyordum. İçimden ağlamak geliyordu. İçimde bir şeyler isyan ediyordu. Kırıp döküp 'hayır' diyordu. Ben tarafımı seçmiş olsam da kalbim karşımdaydı. Ama asıl onun yanımda olması gerekirdi. Oktay'ı seven o değil miydi? Aykan kulağıma sadece benim duyabileceğim bir şekilde konuştu. "Sonra konuşacağız Nora. Sakın ağlama." Başımla onaylayıp geri çekildim. Mert uzanıp yanağıma akan yaşı sildi.

"Ağlama prenses. Kafandaki sorulara cevap bulacağız. İstemediğin hiçbir şey olmayacak." Gülümseyip yeniden sarıldım.

Onlara güveniyordum. Meyra bize anlamaz gözlerle bakıyordu. Yanımıza Oktay gelince onlardan ayrıldım. Oktay belimden tutup beni kendine çekti. Yüzünde sert bir ifade vardı. Neye kızmıştı? Elimden tutup beni onlardan uzaklaştırdı. Bir yere geçip oturduk. Yüzüme bir gülümseme yerleştirip gece normalmiş gibi devam ettim.

Oktay hemen geleceğini söyleyip yanımdan ayrılmıştı. Etrafta göz gezdirince Aykan'la Mert'in de olmadığını gördüm. Parmağımla yüzüğü oynamaya başladım. Çıkartmak için uğraştım ama çıkmadı. Yüzük düşecek gibiydi ama çıkmamak için direniyordu. Bundan ne çıkarmalıydım? Seviyordum Oktay'ı ama çok değil mi? Başımı iki yana sallayıp ayağa kalktım. Arda ile Berkan'ın yanına gittim.

"Oktay'ı gördünüz mü?"

"Hemen özledin mi?" Arda'nın söylediğine diğerleri gülünce gözlerimi devirdim. Bu sefer Berkan'a baktım.

"Aşağı indi." Kafamı sallayıp yanlarından ayrıldım. Merak ettiğim için dışarı çıktım. Asansörün düğmesine bastım. Bir ayağımla ritim tutmaya başladım. Asansörün geleceği yoktu. Merdivenlere yönelip olabildiğince hızlı inmeye başladım. Zemin kata gelince etrafıma bakındım. Kimse yoktu. Dışarı çıkıp tekrar etrafıma bakındım. Kimse yoktu. Soğuk gece de bir ben vardım. Üzerime bir şey almadığım için titriyordum. Çenem sabit durmuyordu. Elbisenin eteklerini elimle toplayıp yürümeye başladım. Tam karşımda bir araba vardı. Arabaya binen kişiyi görünce olduğum yerde donup kaldım. O adamdı. Benimle şarkı söyleyen adam. Bir bacağını arabanın içine atıp kafasını kaldırdı. Karanlıkta olsa bana baktığını anlamıştım. Gözlerimiz birleşmişti. Yanında ki kişinin çağırmasıyla son kez bana bakıp arabaya bindi. Bense öylece arkalarından baka kalmıştım. Araba gözden kaybolunca geri dönüp dalgınca otele geri yürüdüm. Bu adamı ne zaman görsem dağılıyordum. Kim olduğunu ise deli gibi merak ediyorum.

BEN SENDE KALDIMWhere stories live. Discover now