26. Ben Kardan Adama Aşıktım

917 127 436
                                    

Sinirle kendi kendime konuşurken yere bakıyordum. Başımı kaldırdığımda ise olduğum yere mıhlandım.

Kaan karşımdaydı ve gecenin karanlığıyla eş değer olan gözleriyle bana bakıyordu.

Asıl garip olan ise binanın çıkış kapısının önündeki benim ona baktığım gibi şaşkınlıkla bana bakan Oktay'dı.

********

Şuan ne yapacağımı bilmiyordum. Kaan karşımdaydı ve onun arkasında ise Oktay vardı. Gözlerim ikisinin arasında gidip geliyordu. Kaan arkasına baktığımı fark ettiğinde arkasını döndü. Kaan'ın yüz ifadesini göremesem de Oktay'ı görüyordum. Siyah gözlerindeki maviliği ilk defa fark ediyordum. Bu mavi çok sertti. Gözleriyle Kaan'ı öldürmek istiyor gibiydi. Ondan ayırmadığı bakışları bir an beni buldu. Bana baktı bir süre ardından yeniden Kaan'a döndü. Yıkılmışlık ve kaybetme korkusu vardı gözlerinde.

Girdiğim şoktan çıkıp ağır adımlarla yanlarına gittim. Oktay'da bana karşı yürümeye başladı. Kaan ortadaydı. Kaan'ın yanında durup Oktay'ın gelmesini bekledim. Sert adımlar ile karşımızda durdu.

Konuşmadan ikisi savaşıyor gibiydiler. Aralarındaki gerginlik hissedilir derecedeydi. Mert koşarak yanımıza geldi. Bir an ne olduğunu anlamaya çalışır gibi bakışları üçümüzün arasında dolaştı. Yanımda biten Emre ile şaşkınlığım arttı. Bu neydi şimdi? Karşılıklı savaş yapmak için toplanmış gibiydiler.

"Nerissa!" Oktay'ın uzun zamandır duymadığım sesiyle ona döndüm. Gözlerinde kızgınlık vardı. Bana mı kızmıştı? Küçük bir adım attım Oktay'a doğru. Şuan ona sarılmam gerekiyordu. O benim günlerdir görmediğim nişanlımdı. Peki beni durduran neydi?

Zaten Oktay'ın da pek umurunda değildim. Şuan tek odak noktası Kaan'dı.

Kaan'ın dudaklarında alaylı bir gülümseme oluştu. Bu gülümsemeyle Oktay'ın boynundaki damarın gerildiğini seğirdiğini gördüm. Gözlerinde kıvılcımlar alevlenmek üzereydi. Öne atladığında bir adım geri gidip Kaan'ın yanında durdum.

Bana zarar vercek gibi gelmişti ama Mert onu kolundan tutmuştu. Kulağına bizim duyamayacağımız şekilde bir şeyler fısıldadı.

"Bana söz verdin. Ben gidene kadar benim yanımda olacaktın." Kaşlarımı çatarak Kaan'a döndüm. Neden bunu şimdi hatırlatmıştı ki?

"Nerissa." Oktay'ın sakinleşmiş sesiyle ona döndüm. Şimdi onun yüzünde kibirli bir gülümseme vardı. "Sarılmayacak mısın bana?"

Bir an gözlerim Kaan'a kaydı. Neden onu düşünüyordum ki?

Küçük adımlar ile Oktay'ın yanına ilerledim. Kollarımı boynuna doladım. O da belimi sardı. "Hoş geldin."

"Özledim seni." İçten gelmemişti bu iki kelime. Onu özlediğimi hissediyordum ama Kaan'a sarıldığımdaki güveni hissetmiyordum.

Kaan'a sarıldığımdaki tam olmuşluk hissi yoktu. Kaan'a sarıldığımda bir bütün olduğumu hissediyordum. Ama şimdi bir şeyler eksikti.

Kollarımı çözüp Oktay'dan uzaklaştım. Arkamı dönüp Kaan'a baktım. Başı yere eğikti. Ona baktığımı hissetmiş gibi gözleri buldu beni.

Ağlamak geldi içimden. Hangisine baksam kaybedilmişliği görüyordum. Onlar farkında değil miydiler? Asıl kaybeden bendim.

Kaan'ın gözlerini kızgınlık aldı bu sefer. Gözlerini çekip arkasını döndü. Hayır! Gidiyordu! Kalbimi söküyor sandım bir an. Öne atıldım.

"Kaan." Yalvarır gibi çıkmıştı sesim. Durdu ama bana dönmedi. Tekrar bir adım attığımda kolumu sıkan parmaklarla geri çekildim. "Oktay bırak!" Kolumu koparmak istiyor gibiydi. Kolumu yeniden çekmeye çalıştım bırakmadı.

BEN SENDE KALDIMWhere stories live. Discover now