30. Ölmüştü

812 100 116
                                    

Medyadaki şarkıyı tüm bölüm boyunca dinleyin. Özellikle son kısımlarda. Ve bölüm sonunu lütfen okuyun.

Yüzümü yeniden boynuna gömüp hıçkırdım. Daha çok sarıldım ona. Korkuyordum artık. Yalnızlığımdan korkuyordum ben. Oktay ve Alex yalnızlığımı terk etmemi sağlamışlardı. Şimdi ben çok korkuyordum yeniden o yalnızlığın ortasında kalmaktan. Ama o beni yalnızlığımın kollarına bırakıyordu.

Yüzümü daha çok bastırdım boynuna. Kalbinin atışını hissediyordum ve ben onun kalp atışlarında ölmek istiyordum.

Dün gece öğrendiklerim, yaşadıklarım ruhsal bir çöküntüye sebep olmuştu. Savunmasız küçük bir kıza çevirmişti beni.

Saçlarım onun omuzlarına dağıldı. Hareket ettiğini hissettim. Oktay'a doğru ilerliyordu.

Durduğunda korkarak kaldırdım başımı. Onun gözleri vardı karşımda. Başımı omzuma yatırıp hayal kırıklığıyla baktım ona. Dün gece çekip gitmek isterken, şimdi onun yanında kalmak istiyordum.

Son kez yalvardı gözlerim ona. Çığlık çığlığa ağladı karşısında. Ama görmedi. Görmedi ve bıraktı beni. Oktay'ın kollarına bıraktı beni. Kaybolacağımı bile bile. Eriyeceğimi bile bile bıraktı beni.

Kardan adam, kar tanesini denizin kollarına bıraktı

*********************

Hiç bu kadar yalnız hissetmemiştim kendimi. Hayatımın her döneminde yalnızdım ama bu sefer ki farklıydı. Bu yalnızlık hiç hissedemediğim birinin yalnızlığı değildi, bu yalnızlık her hücreme kadar hissettiğim birinin yalnızlığıydı.

O olayın üzerinden bir hafta geçmişti ve ben en berbat haftamı yaşamıştım. Daha önce ki günler yaptığım gibi odamın penceresinin önünde dışarıyı seyrediyordum. Kaan'ın Alex Dark olduğunu öğrenmiştim. O gece yaşadığım yıkım hala en derinlerimde etkisini gösteriyordu. Ama aynı gece her şeye rağmen ona duyduğum güveni de hissetmiştim. O yaratıkların önünde korkudan titrerken onun bana sarıldığındaki güveni hissediyordum. Benim hayatım için ömründen verdiğini biliyordum.

Onun Alex Dark olması benim onu sevdiğim gerçeğini değiştirmemişti. Ne fark ederdi ki? Ben o adamı seviyordum.

Şu da bir gerçekti ki canım yanıyordu. Onun beni kandırdığını düşünmem kalbimi acıtıyordu. Gözlerimin içine baka baka yalan söylemesi zoruma gidiyordu. Mantıklı düşündüğümde ben de ona yalan söylemiştim. Ama ben onu insan olduğunu düşünüyordum. O benim kim olduğumu biliyordu, bilmiyorsa da öğrendiğinde söylemeliydi.

Üşüyen ellerimi kapşonlu kazağımın cebine soktum. O gün döktüğüm gözyaşları içimde bir okyanus oluşturmuştu ve şuan o okyanus taşıyordu, ben boğuluyordum. Ben onun boynuna sıkıca sarılırken o beni Oktay'ın kollarına bırakmıştı. O hayatımdan çıkıyor gibi hissetmiştim ve şuan yanılmadığımı düşünüyordum. Bir hafta boyunca onu hiç görmemiştim. Ve...- dolan gözlerimden akan damlayı sildim- Ben onu çok özlemiştim. Bir hafta boyunca bu camdan dışarısını izlemiştim ama ne gördüğümden bile emin değildim. Aklımda ki de kalbimdeki de oydu.

Parmağımdaki yüzük ise hala parmağımdaydı. Çıkarmayı denesem de çıkmıyordu. Artık daha boldu ama yine de çıkmıyordu. Ben hayatımda ilk defa duygularımdan bu kadar emindim. Ben Alex'i seviyordum. Bilmediğim şey Oktay'a olan hislerimdi. Benim için hala değerliydi ama ona hissettiklerim Alex'e hissettiklerimin yanından bile geçemezdi. İkisini sevmek mümkün müydü? Ben daha önce kimseye böyle şeyler hissetmemiştim. Kafam Alex konusunda ne kadar net ise Oktay konusunda o kadar karışıktı. Oktay'a güvenemiyordum. O benim güvenimi hiç kazanmamıştı. Alex ise... Bilmiyorum.

BEN SENDE KALDIMWhere stories live. Discover now