49. O Da Sever Mi Beni?

510 65 267
                                    

Küçük kızların prenses hayalleri vardı geçmişlerde. Benim de vardı mesela. Bir kuleye hapsedilmiş, orada umudu bekleyen Rapunzel olmak istemiştim. Ya da bir ayakkabı uğruna peşinde bir prensi dolaştıran Sindirella, ölümden kaçarken aşka kavuşan Pamuk Prenses olmak istemiştim. Ama bu hayallerimden babamın sarayında hapsolup kurtulamadığımda, ölümden kaçarken aşka kavuşamadığımda vazgeçmiştim.

Ben hiçbir zaman babamın saçlarımı şefkatle okşadığı, annemin geceleri gözyaşlarımı sildiği bir prenses olmamıştım. Babasının öfkesinin kurbanı olan, geceleri için için tek başına ağlayan bir prenses olmuştum.

Dünyaya gönderilen, köşe bucak bir adamdan kaçırılan, kaçtığı o adamın kollarına bilmeden düşen, gözlerine bağlanan bir prensestim. Ben kardan adamın kar tanesi olmak isteyen bir prensestim.

Dün gece onun kollarında daldığım uykunun sonrasını hatırlamıyordum. Beni yukarıya taşımış ama yanımda uyumamıştı. Bunu gece boyu üşüyen vücudumdan anlamıştım. Şimdi elimdeki sıcak çikolata ile dışarıyı izliyordum. O hiç sevmediğim kara bulutlar vardı gökyüzünde. Alex evde bir yerlerdeydi. Atalay sabah erkenden gitmiş, diğerleri ise hala uyuyordu. Sabahın çok erken saatleriydi aslında. Güneş doğalı bir saat olmuştu ve ben o saatten itibaren burada oturuyordum.

Biten sıcak çikolatanın kupasını önümdeki küçük sehpaya bırakıp kanepeye kıvrıldım. Uykum gelmişti tekrar. Çok geçmeden uyku beni sarmalamıştı.

Andrew'den

Uyuyan karımı odada bırakıp sakin adımlarla aşağıya indim. Buraya neden geldiğimizi bilmesem de bir tahminim vardı. Alex Nora için buraya gelmişti. Salona geçtiğimde Alex salondaki kanepede uyuyan Nora'nın üzerine polar örtüyordu. İstemsizce gülümsedim.

"Günaydın." Gözleri bana döndüğünde genelde çatık olan kaşları daha da çatılmıştı. Bazen gözlerindeki ifadenin Nora'ya bakarken yumuşadığını görüyordum.

"Sessiz ol." Kısık sesle güldüm. Bu kıza beslediği şefkat ona göre değildi. Nora'nın yanındaki kanepeye oturup başını geriye yatırdı. Bu aralar aklından çok fazla şey geçiyor olmalıydı. Her zamankinden fazla düşünceliydi.

"Bizimle gelecek mi?" Kırmızı damarların belli olduğu gözlerini izlediği tavandan çekip bana çevirdi. Hiç uyumamış gibiydi.

"Bilmiyorum ama sanırım gelmeyecek." Sessindeki tını beni şaşırtmıştı. Gelmesini istiyor gibi söylemişti.

"Seni sevdiği için değil mi?" Gözleri uyuyan Nora'ya döndü ve orada kaldı. Onun uyuduğundan emin olduğumuz için rahat konuşuyorduk.

"O çok farklı bir kız." Onu tanıdığım kısa zamanda bende bunun farkına varmıştım. Asi ruhlu o kız Alex ile konuşurken durgunlaşıyordu. Alex ona emir verdiğinde onu öldürecekmiş gibi bakıyor, gözleriyle kesiştiğinde ise sakinleşiyordu.

"Bizimle gelmesini istiyor musun?" Gözleri hala ondaydı. Gözlerini bile kırpmadan onu izliyordu.

"Gelmeyecek. Oktay'ın aldatmasına, babasının canını hiçe saymasına rağmen onlarla kalmayı seçecek. Çünkü benim gidişimin onlardan daha çok yaraladığını düşünüyor. Benimle geldiğinde onu sevmeyeceğimi biliyor. Ama ben benimle gelsin istiyorum." Dudaklarım kıvrıldı.

"Çok bencilsin." Alayla güldü. Gözlerinde gerçekleşen yıkımla Nora'yı izlemiş, o uyandığında tüm yıkımı onun üzerine bırakacakmış gibi bakmıştı. Alex'in gözlerinden anladığım hiçbir düşüncenin doğruluğundan emin olamıyordum. Çünkü onun gözlerinde ayrı beyninde ayrı yıkım gerçekleşiyordu.

BEN SENDE KALDIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin