53. Aşk Cinayet Sever

595 45 107
                                    


İsterseniz bölümün tamamını bıraktığım şarkıyla okuyabilirsiniz.😘💜

Başlama saatinizi yazar mısınız?

Bu arada multideki  resme bayıldım. O kadar Alex ve Nora ki.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Sert adımlarım topraklı yollarda ses bırakırken uçurumun esen rüzgarı saçlarımın arasında dağılıyordu. Soğuk beni yıllar önce karanlık bir odada etkilemişti en son. Baba bile demeye tenezzül etmediğim adamın omuzlarıma bıraktığı yüklerin acısını çekmiştim yıllarca. O, annemin ölümünden sonra çekmiş gitmiş, ablamı ve beni bu bilmediğim gezegene bırakmıştı.

Uçurumun kenarında durup, kan kokan ellerimi kotumun ceplerine yerleştirip, gözlerimi Nora'nın bana geldiği şehre diktim. Büyüdükçe gerçekleri öğrenmiş, o adamın bıraktıkları ile savaşmıştım. Önce onun yapmayıp kaçtığı annemin katillerini aramış ama bulamamış olsam da sebep olan herkesi öldürmüştüm. Yarattığım büyük katliam bana bir çok düşman kazandırmıştı ve o düşmanlar benden tek varlığım olan ablamı almıştı. İçimde günler günü büyüyen öfkenin beni ele geçirmesine izin vermesem de yok olmasına da izin vermiyordum. Çünkü yeminli olduğum büyük bir intikam vardı.

Uçurumun kenarında bu gezegenin sevdiğim tek şehrini izliyorum. İstanbul. Annemin sevdiği gibi bu şehrin büyüsü beni etkiliyordu.

Yıllar önce bu gezegeni de bu şehri de terk etmiştim. Kısa bir sürede babamın bıraktıklarının kat be kat fazlasına sahip olmuş, adımla bile korku salan birine dönüşmüştüm. Elbette her gidiş bir geri dönüştü.

Bir yıl önce buraya geldiğimde Oktay benden geri dönmemi istemiş tam da o anda bir kızın varlığını hissetmiştim. Peşinden koşmuş ama onu yakalayamamıştım. Sadece hissedebildiğim çok az enerjisi ve yine belli belirsiz kokusuydu. Onunla ilgili tek net bildiğim hayatıma saracak olan up uzun sarı saçlardı. Şimdi o sarı saçlı cesur kız benim yanımdaydı.

Dünyada kalmayı istemesem de benimle ilgili dönen kehanet saçmalıklarını duymuştum. Bununla ilgili bilgi veren kitabın ise dünyada bir tapınakta olduğunu biliyordum. Hiçbir zaman inanmamıştım kehanet saçmalığına. Ama Andrew o kitabı almamız için ısrar etmiş, tüm ekip olarak tapınağa gitmiştik. Belki de Andrew'in ısrarlarını kabul etmemin sebebi Oktay'ın da o kitabı istemesiydi.

Mağaraya ben ve Andrew girmiş, kitabın alınmış olduğunu görünce de sinirlenmiştim. Benim sesimin arasında yere çarpan bir şeyin sesini işitmiştim. Duvarın arkasındaydı. Güçlerimi kullanarak kendime çektiğim şey parlak bir kolyeydi. Botlarımın ucunda duran kolyeyi aldığımda beni bir sarışına götürene kadar yanımda olacağını bilemezdim.

Duvarın arkasına doğru koştuğumda bir kız hızla kaçmaya başladı. Onun bir kaç gün önce ormanda kovaladığım kız olduğunu anlamıştım. Kokusu ve enerjisi aynı değildi ama saklamaya çalıştığı belliydi. O gün onun yüzünü görebilme şansım vardı ama ben bunu elimden kaçırmıştım. Sesini o gün duysam da gerçek sesi olmadığını bildiğim için umursamamıştım. Belli belirsiz sesinin içindeki tek gerçek sesindeki cesaret ve güçtü.

Onunla bir kaç kez daha karşılaşmıştım ama her seferinde onu umursamadan yoluma devam etmiştim. Gezegenime geri dönmüş, uzun bir sürede buraya gelmemiştim. Ta ki dünyada halletmem gereken hesaplar ortaya çıkana dek. Belki de o hesaplar bu kehanet saçmalığını yönetenlerin birer oyunlarıydı.

Dünyaya geleceğimden haberleri olsa da nerede ne şekilde olacağımı kimse bilmiyordu. Kaan kimliğine bürünüp dünyada yaşamıma başlamıştım. Bir gece istediğime ulaşamadığımda Andrew ile birlikte sürekli takıldığımız bir bara gitmiştik. Beynimde kol gezen o kadar düşüncenin arasında sahneye yürüyen kızı görmüştüm. Ağır duamanlı ortamda parlayan sarı saçlar ve güç yayan bir çift yeşil diyar. Oturduğu taburede yüzünü bana döndüğünde gözlerimi yüzünden ayırmadım. Hayal kırıklıkları mı vardı o yemyeşil diyarın ardında. O yemyeşil gözlerine zıt, öfkeyle siyahlaşmış gözlerime takılı kalmıştı ve o siyahlık onun gözlerinde yok olup kahve rengine ev sahipliği yapmıştı.

BEN SENDE KALDIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin