10. Sana Güvenmiyorum Oktay

1K 218 145
                                    

Multi Oktay ve ekibi.

Model-Değmesin ellerimiz.
Belirtiğim yerde açın. Çok güzel oluyor.

Bu bölüm her zaman bana yardım eden Ayşe Gömüğe özel. Seviliyon kanka.

Umarım beğenirsiniz. Iyi okumalar.

Oktay'ı saatlerdir yüzüncü defa arıyorum ama açmıyor. Telefonu yatağa fırlatıp sinirle nefesimi verdim. Benimle konuşmuyor bile. Ben nasıl affettireceğim kendimi.

Oktay'ın evine gitmek için hazırlanıp evden çıktım. Arabamı sabah Mert getirmişti. Mert bile bana soğuk davranıyor. Evin önüne arabayı park edip kapıya yöneldim. Sanırım evde başka kişilerde vardı. Kapıyı çalıp beklemeye başladım. Oktay'ın evinde birçok çalışan vardı. Kapının açılmasıyla düşüncelerimi bırakıp açan kişiye baktım. Buradaki çalışanlardan biri olmalıydı. Daha önce görmemiştim. İçeri geçip salona yöneldim. Salonda kimse yoktu.

"Oktay bey evde yok Nora hanım." Başımı çevirip konuşan kişiye baktım. Bana kapıyı açan kızdı. Başımla onaylayıp evden çıktım. Neredeydi Oktay. Çalışanlara sorsam biliyor mudurlar? Arabama geçip evin bahçesinden çıktım. Mert'e sorsam daha iyi olurdu. Mert'i arayıp açmasını bekledim. Açmadı. Kesin Oktay'ın yanındaydı. Başkalarını aramama gerek yoktu. Hiçbiri açmayacaktı. İlk şirkete gitmeyi düşünsemde vazgeçip eve sürdüm. Beni dinlemeyecekti. Biraz zaman geçmesi gerekiyordu.

Eve gelip odama çıktım. Bu aralar sanırım en fazla odamda vakit geçireceğim. Elime yine şu kitabı aldım. Aklımdan çıkmıyordu. Okumaya devam ettim.

Çok şey geçiyordu bu kitapta. Alex'in ailesi yok diye biliyordum ama bu kitapta birçok Dark soy isimli kişi var. Aslında isimleri yok. *Ka.Dark* *Ke.Dark* *G.Dark* *Ya.Dark* *Yi.Dark* bu şekilde belirtilmiş isimler var. Anlamsızca baktım kitaba. İçindeki sırlar beni çözemeyeceğim kadar büyük gözüküyordu. Kafamdaki soru işaretlerini yok etmek için okuyordum bu kitabı. Ama bu kitap yeni soru işaretleri ekliyor. Kitabı daha iyi bir yere saklamalıydım. Nedense bu kitabı babamın göndermediğini düşünüyordum. Bu kitap bizim gezegenin olsaydı çok iyi bir yere saklanırdı. Yani benim kitaplarımla karışma ihtimali yok. O zaman bu kitabı benim odama kim bıraktı? Yine büyük bir offf çektim.

Akşam olmuştu. Yeniden telefonumu alıp Oktay'ı aradım. Ve o gene açmadı. Ona kızamıyordum. Eskiden olsa suçlu ben bile olsam bu kadar kendimi üzmezdim. İlk defa birini sevdim. İlk defa gözlerimde biri takılı kaldı. Boktan hayatımda ilk kez güzel bir şey oldu. Ama ben her zaman yaptığım gibi bunu da bozdum. Ona güvenmeliydim.

Ayağa kalkıp salano indim. Büyük penceremden dışarıyı seyrettim. Evimde olsun istediğim her şey bu evde vardı. Babam özel olarak yaptırmıştı. Salonumda duvarımın camdan olmasını istemiştim. Ve evet şuan öyle. Dışarısı orman. İnsanlara göre evim korku filmlerinden fırlamış gibi duruyor olabilir. Çatımda cam. O da yıldızlar için. Yıldızları hep sevdim. Küçükken hep yıldızlardan bir tacım olsun isterdim. Kimin kızı olursanız olun çocuktunuz işte. Tıpkı benim gibi. Yıldızlar benim dünyamdı küçükken. Tek dostlarımdı. Parlaklıklarını güneşten alsalarda benim yıldızlarımdı. Benim için iyi ya da kötü fark etmezdi. Nereden geldikleri, nasıl oldukları. Ben kafamı kaldırdığımda karanlıktaki tek aydınlığı severdim. Yıldızları.

Yeniden telefonumu elime alıp Oktay'ı aradım. Suçlu bendim ve onunla kavgalı olmayı sevmiyordum. Ve yine açmadı. Dolan gözlerimi kırpıştırdım. Bu dünya da fazla ağlıyordum. Ben bu kadar sulu göz değildim. Hatta hiç ağlamazdım. Annem değer verdiğin insanlar tarafından kırılırsan ruhun incinir derdi. Ondan mıydı? Oktay'a değer verdiğimden miydi? Beni bu kadar yok sayması gururumu incitiyordu. Tek o değil kimse yanımda değildi. Ben hatamın farkındaydım. Ama bu kadarını da hak etmiyordum. Yine başa dönmüştük. O beni yok sayıyordu.

BEN SENDE KALDIMWhere stories live. Discover now