45. Kaldıramam

607 84 110
                                    

"Yakalandılar mı?"

"Peşlerindeyiz?" Dik duruşumu bozmadan karşımdaki Oktay'ın beni korumakla görevli olan ekibin başına geçirdiği Eray'a baktım. Korkusuzca gözlerimin içine bakıyordu. Büyük gözleri dikkatle beni incelerken kaşlarımı çattım. Eray dikkatli biriydi. Şüphelenmiş olabilir miydi?

"Kaç kişiydiler?" Bilerek soru soruyordum. Aslında gerçekte birileri olsa peşlerinden bile giderdim.

"Üç. Oktay beye haber verdik. Birazdan burada olur?" Paniklememeye çalışıp yüzümdeki ifadeyi sabit tuttum. Oktay'ın geleceğini söylemesinin nedeni tepkimi ölçmekti.

"Ben içeriye geçiyorum. Evin çevresini tekrar kontrol ettir. Üç kişiden fazla olabilirler." Cevap vermesini beklemeden büyük adımlar ile eve girdim. Kızlar salonda beni bekliyorlardı.

Ashley panikle yanıma geldi."Ne olmuş Nora?"

"Onları görmüşler ve peşlerindeymişler. Onlar kaçarak kurtulur. Bizim sorunumuz daha büyük. Oktay buraya geliyor." Esmira sinirle saçlarını arkaya savurdu. "Gelin benimle. Sizi aşağı saklamam gerek." Ben önden onlar arkamdan evin bodrumuna indik. Hızla indiğimiz merdivenlerin sonundaki kapıyı aralayıp içeri girdim. Bu ada kütüphane gibiydi. Büyük olan kitap rafının önüne gelip kitabı elime aldım. Sayfalarını araladığımda ışık demeti etrafı aydınlattı. Elimi kabartma harflerin üzerinde dolaştırdığımda büyük raf yana doğru kayarak bize yol açtı. Kızlara döndüm. "Buraya geçin ve ben gelesiye kadar çıkmayın." Durumlarından pek memnun olmasalar da dediklerimi yaptılar. Rafı yerine geri yerleştirip koşarak yukarı çıktım. Direk mutfağa geçip masaya baktığımda toplanmış olduğunu görüp rahat bir nefes aldım.

Evde beklemesem daha iyi olacaktı. Sinirle hırlayıp dışarı çıktım. Eray çevresindeki adamlara emirler yağdırıyordu. Muhtemelen Oktay'dan yiyeceği azarı bildiği için sinirliydi. Beni gördüğünde hızla yanıma geldi. "Nora hanım evde beklemeniz sizin için daha iyi olur."

"Yakalandılar mı?" Sesim oldukça soğuk ve düzdü. Eray fazlasıyla zekiydi ve en ufak açığımda olayı didikleyeceğini biliyordum. Büyük gözlerinin üzerindeki çatık kaşları yavaşça indi.

"Maalesef." İçimden sevinçle el çırptım. Yanımızda hızla duran arabanın fren sesiyle ikimizde o tarafa döndük. Oktay hızla arabadan çıkıp yanıma geldi.

"Nora iyi misin?" Telaşlı gözüken tepkisine gözlerimi devirdim. Çünkü artık bu tepkileri gerçekçi bulmuyordum.

"Sakin ol Oktay. İyiyim ben." Beni kollarının arasına aldığında isteksizce beline sarıldım. Geriye çekildiğinde yapma bir gülümseme kondurdum dudaklarıma. "Hadi içeriye geçelim." Arkasını dönüp sert bakışlarını Eray'a dikti. Gözlerimi devirip koluna sarıldım. "Oktay hadi." Bana dönüp başını salladı ve birlikte içeri geçtik. Onu içeriye çağırmasam aramak için içeriye kendi girecekti.

"Evi aradın mı?"

"Evet aradım." Salondaki koltuklara kendini bıraktı. Beni de yanına çekti. Sessizce karşımızdaki duvarı izledik. Oktay'ın kollarında olmak kendimi kötü hissettiriyordu. Oktay beni aldatmıştı ve ben hala onun kollarında durabiliyordum. Kendimi geriye çektim. "Kahve içer misin?" Sesim istemsiz soğuk çıkmıştı.

"Olur. Sen kahve yaparken bende evi arayayım." Arkamı döndüğümde gözlerimi devirdim. Evi kendinin arayacağını biliyordum. Esmira ve Ashley'i bulma ihtimali yoktu. Mutfağa geçip kahve hazırlamaya başladım.

Yaptığım kahveler ile salona geçtiğimde Oktay telefonu ile uğraşıyordu. Alayla "Var mıymış evde birileri?" diye sordum.

Tok sesi "Hayır." diye yanıtladı beni. Kahvesini önüne bırakıp oturdum. Bir yudum aldığım kahveyi sehpaya bıraktım. "Nora." Ona dönüp tek kaşımı kaldırdım. Çünkü bu 'Nora' deyişi biliyordum. "Hala kızgın mısın bana?"

BEN SENDE KALDIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin