8.Adımı Adınla Yaz

1K 260 127
                                    

Birden kasılan yüzüne baktım. Alex'in adını duymasıyla yüz ifadesi değişmişti. Ne yapacaktık şimdi? O adam her kimse, nasıl biriyse onunla tanışmak istiyordum. Ama Oktay'ın bunu istemediğinden emindim. O adamla benim aynı gezegende bile olmamızı istemiyordu. Ben hayatım boyunca hiç kimseden kaçmamıştım. Bu adamdan kaçmam için hiçbir neden yoktu. Ondan korkmuyordum. Ben kimseden korkmazdım ki! Korkmak için nedenim yok. Bana zarar verebilir mi? Belki evet. Ama benim için fiziksel acı bir anlam ifade etmiyor.

Düşüncelerimden sıyrılıp Oktay'ın kızgın yüzüne baktım. Ayağa kalkıp elimden tuttu. Onunla birlikte bende kalktım. Masadakiler ne olduğunu anlamya çalışıyorlardı. Arya ile Cenk ne olduğunu anlamış olacaklar ki onlar da kalktı. En üst kattaydık. Elimden geldiğimiz kapıya doğru çekildim. Büyük salonu hızla geçip asansöre geldik. Merdivenlere yönelip beni de peşinden sürükledi. Cenk önümüzden iniyordu. Bir anda durup Oktay'ın da durmasını sağladım. Soru soran bakışlarını bana yöneltti. "Kaçmak istemiyorum. O adamdan kaçmak için bir sebebim yok." Sesim kendinden emin çıkmamıştı. Sonuçta o adamı tanımıyordum. Oktay sabırla nefes alıp bakışlarını gözlerime dikti. Boynun da ki damarlar sinirden belirginleşmişti. "Nora buradan hemen çıkmamız lazım. Sonra kavga ederiz." Benim cevabımı beklemeden yeniden beni yürütmeye çalıştı. Adım atmadığımı görünce bana döndü. "Nora sabrımı zorlama." Kaşlarım çatıldı. "Amacın beni ondan korumak falan değil. Senin sakladığın başka nedenler var Oktay." Bu sefer sesim kendimden emin çıkmıştı. Duvarlarını indirdiği gözlerine baktım. Duygularını istediğinde çok iyi saklıyordu. "Nora seni buradan zorla çıkartmamı istemiyirsan yürü." Tıslar gibi konuşmuştu. Gözlerim Cenk'e kaydı. Dudaklarını oynatarak "zorlama" dedi. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Oktay'a baktım yeniden. "Sakladığım hiç bir şey yok. Sadece sana zarar gelsin istemiyorum." Bana zarar gelmesini istemediği kısmı doğruydu belki. Ama benden bir şeyler saklıyordu. Ve sakladıklarının yüzde doksan benimle ilgili olduğunu düşünüyordum. Onu zorlamak istemediğim için yürümeye devam ettim. Üçü de rahat bir nefes alıp devam ettiler. Şu aksiyonun içinde olmasaydık bu hallerine gülebilirdim. Arya arkamızdaydı. Cenk ise önümüzde. Oktay Mert'i arayıp arabalarla arka kapıya gelmesini söyledi. Merdivenlerden koşar gibi iniyorduk. Ayağımdaki topuklularla tabi bu pek mümkün olmuyordu. Aslında ben topukluyla koşardım. Ama Oktay beni çekiştirdiği için dengemi sağlayamıyorum. Durunca derince bir nefes aldım. Sonunda arka kapıya gelebilmiştik. İki araba vardı. Birinde Mert vardı. Digerin de ise çalışanlardan biri olmalıydı. Oktay Mert'in olmadığı öndeki arabaya ilerleyip adamın inmesini istedi. Adam inip Mert'in olduğu arabaya ilerledi. Arya ile Cenk'te o arabaya geçti. Diğer arabaya geçip kapıyı kapattım. Binmesi için beklerken eli cebine gitti. Sanırım telefonu çalmıştı. Telefonu açıp kulağına götürdü. Bir kaç saniye sonra çenesi kasılmaya başladı. Başını kaldırıp otele baktı. Bende onunla birlikte baktım. Yemeğin olduğu salonun camı buraya bakıyordu. Cama yaklaşan kişiye baktım. Yukarıdan Oktay'a el salladı. Yüzü gözükmüyordu ama kim olduğunu anlamak zor değildi. Alex'le bir çok kez karşılaşmama rahmen yüzünü hiç görmemiştim.

 Kapının sertçe çarpılmasıyla yukarı bakmayı kesip yanımda sinirden köpüren Oktay'a baktım. Direksyonu parçalayacakmış gibi tutuyordu. Arabayı çalıştırıp gaza bastı. Otelin ön tarafına dolaşıp araba çalışırken durdu. Dışarı baktım bende. Bir çok adam vardı. Alex'in adamları olamalıydı. İçlerinden birini daha önce görmüştüm. Gölün orada Oktay'la tartışırlarken o da vardı. Oktay'ın yeniden gaza basmasıyla ona döndüm. Bakışlarını yoldan ayırmıyordu. Konuşmadım. O da konuşmadı. Aramızdaki sessizlik eve kadar devam etti. Ama benim evime gelmemiştik. Beni beklemeden arabadan inip evine yöneldi. Gözlerimi devirip bende arkasından ilerledim. Evin önündeki arabalara bakılırsa ekibin çoğunluğu baradaydı. İçeri girip büyük salona yöneldim. Malum Oktay'ın evi baya büyüktü. Benim evim buranın beşte biri kadar. Oktay salonda volta atıyordu. Boş olan kanepelerden birine kendimi attım. Tahmin ettiğim gibi çoğunluk buradaydı. Onlar mı çok tedirgindi ben mi çok umursamazım analmıyordum. Oktay sonunda yorulmuş olacak ki oturmuştu. "Benimle oynuyor." Daha çok kendiyle konuşur gibiydi. Salonda kimse ses çıkartmıyordu. "Neden? Neden seninle oynuyor? Ne geçtide aranızda birbirinizden bu kadar nefret ediyorsunuz." Tüm bakışlar Oktay'dan bana döndü. "Evet Oktay artık bizede anlatmanın zamanı gelmedi mi?" Bu sefer konuşan Mert'ti. Sanırım nedenini kimse bilmiyordu. Oktay bakışlarını ikimizin arasında dolandırdı. Hızla ayağa kalkıp Mert'e sertçe bakarak dışarı çıktı. Mert'te peşinden gitti. Ne konuşacaklarını merak edeiyordum. Burada beklemeyi falan düşünmediğim için ayağa kalktım. Peşlerinden gidip girdikleri odanın önüne geldim. Amacım içeri girip konuşmaya dahil olmaktı. Ama banim adım geçince dinlemek daha cazip geldi.

BEN SENDE KALDIMWhere stories live. Discover now