38. Onunsun

641 81 171
                                    

"Lütfen şarkıyla okuyun...😚😚😚😚
💜💜💜💜💜💙💜💙💙💙💙

"Ve sende bana güveniyorsun." Cevap vermedim. "Neden Nora? Neden güveniyorsun bana?"

"Bir sebebe gerek yok. Güveniyorum sadece." Taşın olmadığı eli yavaşça yüzümü buldu. Elinin tersi yanağımı okşadığında ne yapmaya çalıştığını çözmeye çalışıyordum. Ama bu iyi hissettiriyordu. Eli narin bir varlığa dokunur gibi dolaşıyordu yüzümde. Nefesiyle bile tuzla buz olacağımı düşünüyormuş gibi nefesi bile dağılmıyordu yüzümde. Her zerresine taptığım adam onun en değerli varlığıymışım gibi davranıyordu bana. Düşüncelerimi okumuş gibi bir adım yaklaşarak yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

"Değerlisin kar tanesi. Değerlisin." Bunu kendine söylüyor ya da itiraf ediyor gibi söylemişti. Dudaklarıma inen gözleri tehlikeye ulaşmış gibi hızla yeniden gözlerime çıktı. Şimdi sıcak nefesi soğuktan donmaya yüz tutmuş yüzümde dağılıyordu. Yumuşak dudaklarını alnıma bastırdı. Sahiplenir gibi öpmüştü bu sefer. Onun muşum gibi.

"Nora." Adımı seslendiğinde gözlerimin kapalı olduğunu fark ettim. Gözlerimi aralayıp gözlerine ulaştım. "Gidelim mi?"

Bir ona bir de geçide baktım. Geçebilir miydim bu sefer? Anlamış gibi sorumu cevapladı.

"Bileğindeki halhal geçmeni sağlayacak." Başımı sallayıp geçide döndüm. Tek başıma girmem gerekecekti ve ben bunu istemiyordum. Durup Alex'e döndüm.

"Birlikte geçsek olmaz mı?" Hafif yana kıvrıldı dudakları. Hayır demeyip yanıma geldi ve elimi tuttu. Gülümsedim.

Tek başıma geldiğim bu diyardan elimden tutan Alex Dark ile dönüyordum ve onun için değerli olduğumu bir kez daha söylemişti. Bu sefer ona inanıyordum. Çünkü bu defa dudaklarına gözleri de eşlik etmişti.

************************

Aşk bir yüreğe bir kez uğrardı ve o andan itibaren tüm hakimiyet onun elinde olurdu. En zoru benimdi aşkın. En olmazına ulaşmıştım aşkın. Ben yüreğimin tüm hakimiyetini koşulsuz şartsız bir katilin eline bırakmıştım. İlk bakışında fırtına estirdiği yürekte fırtınalar koparmıştı sonra. Şimdi katilin eseri olan bir enkaz taşıyordum yüreğimde. Onun yarattığı yıkımı bile seve seve kabul edecek kadar aşıktım ona.

Yakıp kül ederken gözleri beni bilmedi. Acıdan kıvranırken karşısında görmedi. Çığlıklarım, hıçkırıklarım tüm evrende yankı bulurken bir onun evrenine ulaşamadı. Bir o duymamıştı bu feryadı. Şimdi öyle bir durgunluk vardı ki yüreğimde... Ölümü bekliyordum onun ellerinden. Gidişi ölümüm olacaktı ve o gidiyordu.... Hissediyordum.

Diyarda söylediklerine rağmen yaralayacaktı beni yine hissediyordum. Geldiğimizden itibaren bir kez bile yüzüme bakmamıştı. Söyledikleri hayal miydi diye düşünmüyor değildim. Sanki o sözleri hiç söylememişti.

Şuan onun evinde tüm ekibi ile birlikte bekliyorduk. Oktay da dönmüştü ve beni almaya geleceğini söylemişti. Sessizliğin hakim olduğu salonda gezdirdim gözlerimi. İhtişamla döşenmiş bu solan fazla asildi.

Alex özel doktorlarından birini çağırıp yaralarıma baktırmıştı. Verdiği ilacı Esmira'nın yardımıyla sürsemde ağrım vardı. Ashley'in ise kolu yeniden sargıya alınmıştı.

Alex ayaklandığında kaçamak gözlerle izlediğim ona tamamen odaklandım. Salonda olan sürgülü kapıyı açıp balkona çıktı. Kolyeyi ona verdiğimden kimseye bahsetmemişti. Bu benim isteğimdi. Kolyeyi onun bulduğunu düşünecekti herkes.

Alex'in çıkışı ile salonda gözler bana dönmüştü. Merakla beni izleyen gözleri umursamadan yerimden kalkıp peşinden gittim. Onunla konuşmaya ihtiyacım vardı. Bu bilinmezlik beni yeyip bitirmeden ne zaman gideceğini öğrenmem gerekiyordu. O ve gitmek kelimesini bile yan yana kullandığımda kalbim sıkışıyor nefes alamıyordum.

BEN SENDE KALDIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin