0.01 ♠ Numb To The Feeling

5.2K 203 790
                                    

Bu hikaye iki aydır kafamda neredeyse her şeyini planladım, umarım değer görür. Hikaye Dabi'nin lige katıldığı zamandan kısa süre sonrasında başlamaktadır. Hikaye karanlık, az şiddet, depresyon, psikolojik sorunlar, kötüye ilaç kullanma gibi bunlar üzerine Dabi'nin iç dünyasına kuruludur, hikayede sürekli geriye dönüşler bulanacaktır. Dabi'nin dengesiz ve sorunları olduğu daha mangada açıklanmasa da bunlara inanıyorum. İlk bölümlerde fazla bir şey olmayacak ama bu temalar gittikçe artacaktır. Bazı temaları çok işlemeyeceğim üstünden hafifçe geçeceğim, Her bölüm ne olacağına dair bir uyarı yapacağım. Hassas olduğunuz bir temaysa lütfen o bölümü okumayın.

Tamam bu fazla ciddi bir konuşma oldu rlfkdk bu hiç bana göre değil. Ama bir daha aynı şeyleri demeyeceğimden uzun bir konuşma yapmak istedim. Ayrıca bazı temaları çok abartı yazmamaya çalışacağım. Çok konuştum, iyi okumalar♡

Şarkı: Chase Atlantic - Numb to the feeling. İlhamımı bu şarkıdan aldım denebilir ve söz Dabi'ye sizce de çok fazla uymuyor mu? En azından benim kafamdaki Dabi'ye göre çok uyuyor diyebilirim.

UYARI: İma edilen kötüye ilaç kullanımı.

O bir zavallıydı. Tıpkı herkesin söylediği gibi, işe yaramazdı. Kimseye faydası yoktu. Kendi gücü bile onun vücuduna dayanamıyordu, berbattı. Sadece her şeyin durmasına ihtiyacı vardı, elindeki ilaçlara baktı. İhtiyacı vardı, yapmalıydı. Sonunda kısa süreli olsa da biraz huzura kavuşabilirdi. Tek istediği birazcık huzurdu, diğer her şey ile sonra ilgilenebilirdi. Gerçi ilgileneceği hiçbir şeyi yoktu, şu an olduğu yere baktı. Şehrin en kötü yerinde yaşıyordu, tabii ki de o bir suçluydu şehrin merkezinde yaşayamazdı. Çok iyi bir yerde kalmıyordu ama en azından kalacak yeri vardı. Kesinlikle harika bir yerde yaşamıyordu. Sesli çılgınca bir kahkaha patlattı, uzun zamandır harika kelimesine yakın bile değildi.

Yaşadığı daire sadece yatak odasından, mutfak ve banyodan oluşuyordu ve bu ona yetiyordu. Lig için bir görevde değilse bütün gün dairede kalıyordu. Bazı aptalca davranışlarını her gün çekemezdi. Bazen fazla sinirlerini bozuyorlardı ve yalnız kalmak için bir yere ihtiyacı vardı. Yaptığı her şey, kaldığı yerler, yaşamak için yaptıkları kendisi gibi berbattı. Bunu reddetmiyordu. Bazıları beceriksiz, başarısız olmalıydı. Sonuçta herkes şaheser olamazdı, değil mi?

İlaçları içti ve yatağa uzandı, etkisi için biraz bekledi. Yakında derin bir sessizlik hakim olacaktı. Üç dört saatlik huzur şu an da ihtiyacı olan tek şeydi. Gözlerini kapattı, kimsenin onu rahatsız etmeyeceğini umuyordu. Onlarla uğraşacak havası yoktu ama bundan emin olmak için telefonunu kapattı.

Rüzgarlı, gök gürültülü bir gece geçmişti. Her çocuk gibi o da korkuyordu, daha yedi yaşındaydı. Gücünün ortaya çıkmasından tam iki yıl geçmişti, hayatının en kötü iki yılıydı. Özgünlüğünün ortaya çıktığı günü dün gibi hatırlıyordu, babası ilk defa ona değer göstermişti. Ondan önce onunla ilgili bildiği tek şey 2 numaralı süper kahraman olmasıydı, babası her zaman meşguldü ama bunu anlıyordu. Süper kahramanlar her zaman suçlular, kötüler ile meşguldür. Bu onların görevidir ve babasının onları yakaladığı için gurur duyuyordu. Ne kadar güçlü bir babası vardı, onunla zaman geçirmese de onu sevdiğini düşüyordu. Sadece işi yorucuydu, annesi her gün bunu derdi.

Beş yıl boyunca her zaman annesi ile vakit geçirmişti, annesi nazikti. Özgünlüğü ortaya çıktığında kız kardeşi Fuyumi ve annesi ile televizyon izliyordu, o zamanlar Fuyumi daha iki yaşında bir bebekti. Annesi ise küçük erkek kardeşi Natsuo'ya hamileydi, Touya yeniden ağabey olacaktı. Mutluydu, küçük bir erkek kardeşin nasıl olacağını merak ediyordu. Fuyumi gibi daha çok annesine mi benzerdi, yoksa kendi gibi babasına mı benzeyecekti. Bunu bir iki aya öğrenecekti. Fuyumi annesinin gri içi gülümseyen sıcacık gözlerine sahipti, saçları da tıpkı onunla uyumlu griydi ama iki üç tutam saçlarının arasında kırmızı renk vardı. Touya ise aynı babası gibiydi, aynı ton turkuaz gözler. Tek fark babasının gözlerinin içinde her zaman öfke bulunurdu, Touya'nın gözleri ise neşeli ve içi parıltılı doluydu. Saçlarının şekli ve rengi aynı babasının gibiydi. Babasının gözlerinde her zaman öfke olsa da ona karşı bunu hiç kullanmamıştı.

Numb To The Feeling {Dabi & Touya Todoroki}Where stories live. Discover now