40.BÖLÜM~Duruşma

205 23 110
                                    

Keyifli okumalar...

Bazı güzel anlar asla silinmeyecek bir anı olarak zihninizde yer edinirdi. O akşam da benim zihnimde en güzel köşesinde yerini almıştı. Hiçbir şeyi düşünmeden yalnızca bir akşam sanki hiç derdimiz yokmuş gibi, sanki mutluymuşuz gibi her şeyi geride bırakarak eğlenmiştik. İçkiden nefret eden ben o gece içmiştim. Sarhoş olmuştum. Çünkü yanımda en yakın arkadaşlarım vardı, yanımda güvendiğim insanlar vardı. İlk defa her şeyi boşvererek, kimseyi düşünmeden doya doya saçmalamıştım. Üstümde yedi gün evvel yaşadığım mutluluğun kırık tebessümü kalmıştı. O anda kalmak isterdim ama zaman durmamıştı bir yedi gün daha ilerlemişti. İş, psikolog, ev. Bu üçlü arasında dönüp durmuştum tek sorun Yiğitle aramda hiçbir şey yokmuş gibi yapmaktaydı. Süreklı yanıma geliyor aşırı derecede gereksiz her ne varsa sırf muhabbet edelim diye o konuyu açıyordu. Ona soğuk davranıyordum ama bu onu on bir hafta evvel yaşadığım şeye yoruyordu ve açıkçası bu da işime geliyordu, yani aramizda bir sorun olmadığını düşünmesi...
Şimdi yedi gündür yapmak istediğim şeyi yapıyordum. Saat sekiz civarı olmalıydı Borayla odalarımızı birleştiren ortak terasta sonunda gece oturabilmiş ve manzarayı seyredebilmiştim. Gece gerçektende burası çok güzeldi. Oturduğum ikili koltukta bacaklarımı koltuğun üstüne alarak kendime çektim ve kollarımla bacaklarımı sardım.

"Masal donacaksın burada

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Masal donacaksın burada. Sana burayı gösterdiğime pişman olmaya başladım."

Bora montumu üstüme serdiğinde bakışlarımı yukarı kaldırarak onunla buluşturmuştum montuna sımsıkı sarılmış elleri montunun cebindeydi. Yanıma oturduğuna o da manzarayı izlemeye başlamıştı.

"Çıkmamız gerek." dedi kısık bir sesle. Evet anlamında kafamı salladım.

"Hadi çıkalım." Kafamı hayır anlamında salladım.

"Konuşmamaya mı karar verdin." Omuz silktim.

"Havaalanına yetişmemiz gerekiyor."
Kafamı evet anlamında tekrar salladım.

"Hadi o za-"
Ayağa kalkacağı zaman kolundan tutup onu geri oturttum. Başım bana ağır geldiğinde onun omzuna düşürmüştüm başımı.

"Bana sevdiğin bir şarkıyı aç." Kısık bir sesle mırıldandığımda derin bir nefes almış ardından başını benim başımın üstüne yaslamıştı. Montunun cebinden telefonunu çıkarttığında bile bakışlarımı manzaradan ayıramamıştım. Güzel bir melodi kulaklarımı doldururken huzurla gözlerimi yummuştum. Ellerim sıcak ve iri elleri arasına alındığında ne kadarda buz kesmiş olduğumu farketmiş biraz daha dertop olarak montumu iyice üstüme çekmiştim.

"Buz gibi olmuşsun inat ediyorsun hâlâ burada oturacağım diye." Boğazımdan huysuz bir mırıltı çıktığında "Tamam susuyorum." demişti.

Dipe batarken.
Sona giderken.
Düştün güzelim aklıma birden.

Soru sorarken.
Merak ederken.
Sanki seni duydum inceden.

KOKUNUN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin