4.BÖLÜM~Umut

628 73 50
                                    

İyi okumalar...

"İyinin kaderinde vardır,kötüye düşer."

"Dile getiremediğimiz şeyler, içimizi tüketiyor."

"Yemin ederim çok zoruma gitti,ama kendinle bile konuşamıyormuşsun bazı şeyleri"

"Korkarım ki biz karşılaşmaması gerek iki kişiydik"

Sürekli önüme çıkan bu yazılar gerçekten de doğru muydu? Birde bunların arka arkaya gelmesi vardı tabii...

Cidden ben ne yaşamıştım.
Telefonumu kapatıp önüme fırlattım.Şimdiyse boş boş duvarı izleyip dondurma yiyordum.Dedim ya bazen bir duvar bile başka şeylerden daha güzel bir manzara bahşediyordu insana.

Duvardaki ton neydi acaba?Acaba bir değişiklik yapıp boyatsamıydım?Yaklaşık 1 saat boş boş duvara baktıktan sorna yorgunluktan gözlerim kapanmaya başlamıştı ve tam bir kutu dondurmayı bitirmiştim.Limonlu dondurma benim favori dondurmamdı onun dışındaki dondurmaları pekte sevmezdim.

Yatağın içine girip gözlerimi kapattım uyuyamayacağımı biliyordum.Çünkü hava aydınlıktı daha.Ben ışıkla uyuyamazdım zifiri karanlık gerekti ama ne olduğunu anlayamadan kendimi uykunun kollarında bulmuştum. Uyku değilde hapsolmaktı bu sanki, kötü bir rüyanın içine hapsolmak...Belkide bu sefer içimdeki, zihnimdeki karanlık yetmişti beni uyutmaya.

Kapı ziliyle birlikte kapalı olan gözlerimi araladım.Ne ara dalmıştım uykuya.Gözlerimi tekrar geri kapadım uyumalıydım çünkü yanlızca uyuyunca geçiyordu acılar.Hissizleşiyordum düşünüp durmuyordum.

Kızların açmasını bekledim 5 dakika boyunca.Bu süre zarfında kapıdaki kişi zili çalmayı bırakmamıştı.Oflayarak kalktım yatağımdan hava kararmıştı kim bilir kaç saat uyumuştum.

Odamdan çıktığımda kızlara baktım ilk önce, ikisi de evde değildi.Sorna saate baktım 20:06'ydı.

Kapıya doğru yürüdüğümde ayakkabılığın üstüne bırakılmış bir not gördüm.

'Biz markete gidiyoruz'

Kağıdı bırakıp ısrarla çalmaya devam eden kapıyı açtım.Karşımda gördüğüm kişiyle yaşadıklarım bir bir gözümün önüne gelirken karşımdaki kız konuşmaya başladı.

"Seninle konuşmam lazım yalnızca 2 dakika dinle beni."

Yanlızca 2 dakika bazı insanlara hayatınızdan 2 dakika bile veremeyecek düzeye geliyormuşsunuz bazen.Bende bu kıza 2 dakikayı bırakın, 2 saniyemi bile vermezdim.Sevgilimin beni aldattığı kız, adının Ceyda olduğunu öğrendiğim kız, tamda şu an evimin kapımın önündeydi.Bu kadar ileriye gitmiş olamazdı.

Kapıyı suratına kapatırken içimdeki enkazı kimse bilmiyordu.Kimbilir o enkazın altında kimler kalmıştı..
Kapıyı kapatamadan eliyle tutup beni durdurduğunda direnmek istedim ama içimde bir yerler onu dinlememi söylüyordu belki de onu öldürmemi...

Ama öldürmeyecektim sadece dinleyecektim ve bu gece bir karara varıcaktım yüzleşecektim kendimle, yaşadıklarımla...

Kapıyı açtım ve ne kadar iğrenç bir varlık olduğunu hissettirmek, göstermek ister gibi baktım gözlerine.Bazı gözler çok sey anlatırdı bazılarınınkisiler de hiçbir şey.Onun gözleri hiçlikti,boşluk, bir boş bakıyordu sanki.Pişmanlık yoktu korku yoktu duygu yoktu...

Kapıyı açtım tam içeri girrcekken elimle durdurdum onu, o pis bedeniyle benim evime girebilceğini sanıyordu ne komik.

Ceketimi alıp dışarı çıktım arkamdan adım sesleri duyulurken apartmanın merdivenlerinden indim.Bu kadar şey olmuş olmasına rağmen hâlâ ayağında o 10 santimetrelik topukluları, mini deri eteği ve bir südyenden farksız bir şeyle gelmiş olması beni şaşırtmamıştı bile.

KOKUNUN İZİTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon