53.BÖLÜM~Güzel Kadın

142 12 55
                                    

Oy verip yorum yapmayı unutmayın olur muu?
Keyifli okumalarr

Ona ne diyecektim?

"Sen...n'apıyorsun burada?" Bora kaşlarını çatmış, bana bakarken bende ona söyleyebileceklerimi düşünüyordum. Ne söylesem inanırdı?

Avukat bir adamı kandırmaya mı çalışacaksın cidden?

Heyecandan dolayı tam kalbimin üstüne denk gelen kolyem kalbimin hızlı atışıyla bir yükseliyor bir iniyordu. Soğuk metal şu anda bana tek huzur veren şeydi.

"Ben...odamda kalan birkaç eşyam vardı da onları almaya gelmiştim."

"Buranın senin odan olduğunu düşünmüyorum?" Bunu daha çok 'ne saçmalıyorsun' tarzında sormuştu.
Bakışları sadece yüzüme sabitliydi arkamsa duran babasına hiç bakmıyordu.

"Bendeki dosyaları buraya bırakmamı istedi Erhan Bey."

Harika!

Bora'nın kaşları alnında bir kavis oluşturup havalanırken arkamda duran Erhan Beyin öfkeli bakışlarını sırtımda hissedebiliyordum.
"Sen ne için gelmiştin?" Dikkatleri üstümden çekmek için iyi bir yöntem olduğunu düşünüyordum.

Bir elini kot pantolunun cebine soktuğunda merakla onu izliyordum. Bakışlarını benden ayırarak eline çevirdi ve cebinden çıkarttığı araba anahtarıyla kredi kartları dikkatimi çekerken Bora hiç düşünmeden onlar kapının girişinde bulunan duvarı boydan boya kapsayan siyah konsolun üstüne koydu. Artık o da babasından vazgeçmişti...

"Şirketin arabası ve senin bana verdiğin kartlar. Diğer her şeyim bana ait kendi paramla aldığım şeyler."

Bakışları beni bulduğunda gözlerime toplanan üzüntü bunun yine benim suçum olduğunu haykırıyordu. Eğer ben o gün Bora'yı böyle bir plan için ikna etmeseydim, şimdi Bora'nın babasıyla arası bu kadar kötü olmayacaktı.

Fakat pişman değildim en çokta bu yakıyordu canımı, bencildim.. Bencildim çünkü bu bencillik bana onu getirmişti. Bir daha hayatım boyunca tadamayacağım eşsiz duygular tattırmıştı bu adam bana. Gözlerime bakarken elini uzattı ve boşlukta duran elimi tutarak parmaklarımızı birbirine kenetledi. Buna ihtiyacı olduğunu biliyordum. Gözlerindeki üzüntüyü saklamak için benden yardım aldığını biliyordum....bir adamın üzgün olduğunda, sinirli olduğunda, mutlu olduğunda bana sığınması benim yanımda dinlenmesi... hayatımda hissettiğim en güzel duygu olabilirdi.

Arkasını dönerek benden bakışlarını kopardı ama ellerimiz hâlâ birbirine kenetliydi. Beni odadan çıkarmak için arkasından sürükleyeceği sırada arkamızdan duyulan ses adımlarının duraksamasına neden olmuştu.

"Ne o? Saçmalama al şunları Bora."

Bora'nın vücudundan yayılan gerginliği hissederken yerinden çıkacakmış gibi atan kalbimi susturmaya çalışıyordum. Bora hiçbir şey söylemedi aksine ardını bile dönmeden dışarıya doğru bir adım attı.

"Bunlar olmadan ne kadar yaşayabilirsin! Hata yapıyorsun."

Bora onu dinlemedi beni odadan çıkardı ve hızlı adımlarla hiçbir şey söylemeden şirketten dışarıya çıktık. Dışarıya çıktığımız ilk an elimi bırakırken elimde hissettiğim soğukluk üşümeme neden olmuştu.
"Buraya bir daha gelme."
Ellerini cebine sokarak ilerlemeye başladığında bende hızlı adımlarla peşinden onu takip etmiştim.
"Gelmem."
Şirketin girişinde duran arabasına ilerlerken ben onunla gidip gitmemek arasında tereddüt yaşıyordum. Bora arabasının kapısını açarken benim adımlarım yavaşlamış hatta durmuştu.
"Arabaya bin." Sesi keskin bir mızraktan farksızdı gözleri gözlerime değmeden arabaya binmiş ve kapısını kapatmıştı. Birkaç saniye orada dursasam da sonunda bunun saçma bir davranış olduğunu farkedip, adımlarımı arabaya doğru atıp, araca binmiştim. Onu en son bu şirkette gördüğümde iyi şeyler yaşanmamıştı ama şimdi tamamen yıkılmaz soğuk buz gibi bir ifadesi vardı. Arabada hüküm süren sessizlikle birlikte yola çıktığımızda ne konuşmam, elimi kolumu nereye koymam gerektiğini bile şaşırmış durumdaydım. Bir şey söylemem gerekiyor muydu? Bana aşık olduğunu itiraf edişinin üstünden günler geçmişti ama ben ne zaman onunla konuşsam ne zaman onun yanında olsam o sözcükler zihnimde yankı yapıp benim soğuk terler akıtmama neden oluyordu. Ben ona onu sevdiğimi itiraf etmiştim.

KOKUNUN İZİDär berättelser lever. Upptäck nu