48.BÖLÜM~Yakınlık

182 15 63
                                    

Keyifli okumalaaarr♡

Abimi ve annemi karşımda görmek benim için ilk başta büyük bir şaşkınlık yaratsa da sonrasında içime bir huzur doldurmuştu. Onları buraya Açelya davet etmişti ve abimin annem zoruyla geldiğini çekingen bakışlarından anlayabiliyordum. Erenle Açelya etleri sofraya taşırken Kaan ve Kumsal hainlik yaparak bize hiç yardım etmemiş hamak kavgasına düşmüşlerdi ardından ise ortak yolu bularak ikiside hamağın birer ucuna oturmuştu. Hamak her an kopabilir, o kıymetlileri yeri boylayabilirdi.

Bora'yla birlikte mangala yerleştirdiğimiz köz biber ve patlıcanları tabağa koyarken saçma saçma hareketler yapıyor ve gülüşmelerimizi tutamıyorduk.
"Bora yedin yarısını, ne kaldı zaten sofraya?"
"Banane, herkes keyif yapıyor gelip yardım etselerdi bize. Aç ağzını."
Bora kenara sakladığı köftelerden birni bana uzatırken ufak bir kahkaha atmış ardından köfteyi yemiştim.
Arkamda hissettiğim hareketlilikle usulca başımı havaya kaldırıp o yöne baktığımda abimin bana bakan gözleri beni karşılamıştı.

"Masal ımm sanırım kola yetmeyecek de ben şu köşedeki bakkaldan almaya gideceğim gelmek ister misin?"

Evet harika. Ne diyecektim? Tereddütlü bakışlarım yüzünde gezinirken kulağımın dibinde bir fısıltı işittim.
"Bence git." Sesiyle birlikte Boraya doğru döndüğümde gülümseyerek bana baktığını gördüm. Abimle aramın iyi olmasını istiyordu.

"Peki...geleyim."

Ayağa kalkıp ilerlemeye başladığımda abimde yanımda yürümeye başlamıştı.

"Çok güzelmis burası. Ben...biraz davetsiz misafir gibi oldum ama annem zorladı yoksa sizi rahatsız etmek istemezdim."

"Rahatsız etmedin. Aksine gelmene sevindim."
Gülümseyen bakışlarım onu bulduğunda onunda yüzüne geniş bir gülümseme yayılmıştı.

"Bir şey yapsam bana kızar mısın?"
"Ne gibi?"

Bakışlarını bana çevirmeden ellerini siyah kotunun cebine sokmuş ilerlerken sakince konuştu.

"Elimi omzuna atsam. Böyle abi kardeş gibi yürüsek bir kez seninle...olur mu?"

Kaşlarım şaşkınlıkla havalandığında bende bakışlarımı ondan kaçırarak ileriye baktım. Bir tarafım onu affetmeyi çok istiyordu, ona kızamıyor, hatta onu anlıyordum.

"Olur." Kendi dilimden dökülenler beni heycanlandırırken onunda heycanlandığını görebiliyordum. Eli omzuma değdi ve bir abi edasıyla beni kendine çekerek bir nevi sarıldı. Kalbim sıcacık bir hisle sarıldığında yüzümde benden izinsiz bir tebessüm filizlendi. O küçük kız abisine kavuştu...

*

Dudaklarımı yiyerek etrafa sinirli bakışlar yollarken kafamdaki düsüncelerden kurtulmaya çalışıyor fakat başaramıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dudaklarımı yiyerek etrafa sinirli bakışlar yollarken kafamdaki düsüncelerden kurtulmaya çalışıyor fakat başaramıyordum. Dün Açelya'nın kafası dağılsın diye hiçbir şey yokmuş gibi yapmamıza rağmen dün gece çığlık sesleriyle onun odasına koşmuş ve onu kabus görürken yakalamıştık. Ne yapacağımı bilmiyordum. O kimdi? Bize bir daha zarar vermeye kalkışır mıydı? Şimdi ne yapacaktık? O daveti hâlâ yapmalı mıydık?

KOKUNUN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin