49-Bölüm~Gece

163 16 99
                                    

Bugün özel bir gün.
O yüzden bu bölümü gece 00:00'dan sonra paylaşıyorum.
İyi ki doğdun gecenin gözlerine sahip adam.

Daha önce hiç onun kadar naif,nazik bir karakter yazmamıştım bu yüzden Bora benim için özel bir karakter aslında. Parmaklarım tuşlarda gezinirken sanki beynimin içinde fısıldıyor.

"O ben değilim. O benim karakterin değil. Ben böyle bir adamım lütfen beni düzgün yazar mısın?"

Watpadd'de bulunan kadınları aşağlayıp, onlara el kaldıran, düşüncelerine saygı duymayan karakterler gibi olmadığın için minnettarım. Her zaman ince düşünen Masal'a önce bir birey olduğunu hatırlattığın, kendisine olan saygısını geri kazanmasını sağladığın, ağlmanın güçsüzlük olmadığını öğrettiğin için minnettarım. Sen benim kalemimden döküldün fakat satırlarımda kendi karakterini hep korudun, beni sen yönlendirdin, ben de senin kadar harika bir karakter yazdım. Teşekkür ederim.
15/06/1994
İyi ki doğmuşsun...

"Ne?"
Bazı kızlar babalarına çok düşkün olur derlerdi. Hayatım boyunca hiçbir zaman babamla normal bir baba kız ilişkim olmamıştı. Benim bir babam yoktu, ben kendime yeterek büyümüştüm. Ama şimdi karşımda babası için ağlayan küçük bir kız çocuğu görüyordum sanki. Benim çocukluğum ise kafamın içinden fısıldıyordu. Niye ağlıyor? Babasını çok mu seviyordu? Peki ya babası...babası onu sevmiş miydi?
Bizim babamızın başına bir şey gelse üzülür müyüz Masal?
Bilmiyordum...

Bora'nın hızlıca ayağa kalktığını görebilmiştim. Bense yerimden kımıldayamadan öylece onları izliyordum. Bora'nın yüzünde gördüğüm endişe miydi? Ceyda'ya acımış mıydı? Ben niye acımamıştım? Bu kadar mı taş kalpli kesilmiştim? Belki de konu bir baba kız olunca nasıl hissetmem gerektiğini bilememiştim.

Bora önde Ceyda arkada terastan ayrıldıklarında hâlâ yerimden kımıldayamayarak şehrin manzarasına bakmıştım. Derin bir nefesi ciğerlerime doldurup boğazımdaki yumruyu gidermek adına yutkundum. Babam acaba orada ne yapıyordu? Benim kadar korkmuş muydu kapalı kalmaktan? Beni anlamış mıydı bir nebzede olsa?

Çalan telefonum tüm dikkatimi dağıtırken gözlerim telefonun ekranına düşmüştü. Arayan kişi Eren'di. Merakla aramayı yanıtlayıp telefonu kulağıma yasladım.

"Masal n'aber?"
"İyiyim sen nasılsın?"
"Yine mükemmelim yine harikayım." Şu halimde bile yüzümde bir gülümseme oluştuğunda Eren devam etmişti konuşmaya.
"Sesin kötü geliyor iyisin değil mi?"
"Ceyda'nın babası hastaneye kaldırılmış...Bora'yla hastaneye gittiler."
"Ne!? Oha bunu beklemiyordum..."
"Sen neden aramıştın?" Sabırsızlıkla konuştuğumda o da heycanlı bir sesle cevap vermişti.
"Bugün Bora'nın doğum günü."

Ne? Cidden ne? Bunu nasıl bilmezdim? Benim için bu kadar önemli birinin doğum gününü unutmak, hatta bilmemek çok kötü bir histi.

"Ben...bilmiyordum."
"Bilmediğini biliyorum zaten. Bora kimseye söylemiyor ki doğum gününü. Bugün bile çalışacağına eminim. O yüzden ona doğum günü sürprizi hazırlamamızda yardım edeceksin."
"Bunu çok isterim fakat.... belki Bora doğum gününü bizimle geçirmek istemiyordur."

Bu asla olmamasını istediğim bir şeydi fakat istemiyor olabilirdi, belki başka arkadaşlarıyla kutlayacaktı.

"Saçmalama onun doğum gününü bilen tek arkadaşları Kaanla benim, zaten onun arkadaşları sadece biziz. Kardeşimi kimseye kaptırmam ben. Şimdi akşama bir mekan bul bir de benim verdiğim adresten gidip pastayı alman gerek, benim şu çalışmayı yetiştirmem gerekiyor da. Kızlarada söylersin onlarda gelsin."

KOKUNUN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin