43.BÖLÜM~ Düğüm

190 22 86
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorumm
Hatta şu an o oy yıldızına bastınız değil miii?
O zaman keyifli okumalar diliyorumm♡

Abimdi...
Abim değildi...
Yüzler değişiyordu. Gözlerimi açtım orada kimse yoktu. Tekrar  kapattım ve tekrar açtım. Gördüğüm beden irkilememe neden oldu.
"Şşşt benim sakin ol."
Derin derin soluklar alırken abim benim hizama çökmüştü.
"Annem kıyafetlerini almamı rica etmişti bana verdi anahtarı. İyisin değil mi?" Kafamı evet anlamında sallayıp koltukta dikleştim. Diğer herkes hâlâ uyuyordu. Abimin bakışları diğerlerine döndüğünde kaşları çatılmıştı.

"Bunlar kim ve niye gece gece buradalar?"

Soluklarımı yeni yeni düzene sokuyordum. Kaşlarım havalanırken ona bir açıklama yapmak zorunda olmadığımı belli edercesine gözlerine bakmıştım. Derin bir nefes alıp tekrar ayağa kalltığında "Sen annemin kıyafetlerini hazırlar mısın ben karıştırmayayım odayı." demişti.

Kafamı tamam anlamında sallayıp ayağa kalktım ve annemin odasına ilerledim. Annemin kıyafetlerini topladıktan sonra oturma odasına geri döndüğümde herkes uyanmış hatta erkekler ayaklanmış montlarını giyiyordu. Ne ara uyanmışlardı?
Bora'nın bakışları gözlerimi bulduğunda gecenin karanlığında parlayan mavi gözleri odadaki tek canlı şeydi. Fakat o da ayakta uyuyor gibiydi.
"Biz gidelim artık." Mahçup bir sesle  konuştuğunda kaşlarım çatılmıştı. Abime döndüm ve çantayı ona uzattım.

"Siz neden uyandınız, uyusaydınız."
"Ben gideyim." Abim arkasını dönüp kapıya ilerlemeye başladığında Açelya'nın homurdanmaları odayı doldurmuştu.

"Uyandırdı bizi kendisi kaçıyor ya. Gitti güzelim uyku."

Mızmızlanarak odasına ilerlediğinde şaşkınlıktan ne yapacağımı şaşırmıştım. Onları niye uyandırmıştı? Evin kapısının kapandığını duyduğumda bu soruyu ona sormak için geç kaldığımı anlamıştım.

"Masal..ben özür dilerim bu gece için benim yüzümden sizde gerildiniz."
Kaan mahçup bir şekilde konuştuğunda gözlerimi devirmiştim

"Saçmalama olur böyle şeyler siz bizim dertlerimize ortak oluyorsunuz, biz niye olmayalım? Arkadaşız biz, aksine mutlu eder böyle şeyler bizi."

Kaan gülümseyip Kumsala döndüğünde "Biraz gelebilir misin?" diyerek işaret parmağıyla mutfağı göstermişti. Kumsal kafasını tamam anlamında sallayıp mutfağa ilerlediğinde Kaan da onu takip etmişti. Onların arkasından şaşkınca bakarken birkaç saniye sonra omuz silkip Boraya dönmüştüm. Bora dağılmış saçlarını düzeltme gereği duymamış ve açamadığı gözlerini ovalamaya başlamıştı, resmen ayakta uyuyordu.

"Kusura bakma bende uyuyakalmışım, onun sesine uyandım. Sizi uyandırmak istemezdim."

Bora gözlerini açmadan kafasını sağ omzuna yatırdığında karşımdaki tatlı görüntüsü gülmeme neden olmuştu.

"Önemli değil hem biz gidelim artık geç olmuş...çok çok..geç. Oho uyku vakti gelmiş."

Mırıldanarak konuştuğunda  gülmem genişlemişti. Bakışlarım koltuğa düştüğünde tekrar geri uyumuş Ereni gördüğümde ise istemsizce kıkırdamıştım. Kaan tekrar odaya döndüğünde ikisinede kızmış ardından onları uyandırıp zorla evden çıkartmıştı. Gecenin kalanında kızlarla dayanamayarak hepimiz odalara dağılmış ve uyumuştuk. Uyumuştum ve kabus görmemiştim belki yarın görecektim ama bugün görmemiştim benim için önemli olanda bugün ve şu andı.

Tüm bedenime işleyen soğuk, havanın kızıl ışıklarıyla biraz azalmaya başlamıştı. Evden erken saatlerde çıkarak bir kahveciye uğramış ve bomboş sokaklarda dolaşmaya başlamıştım. Sokaklar ıssızken ve güneş henüz doğmamışken başıboş bir şekilde dolaşmak çok huzurluydu. Kadıkoy sahilindeydim. Tek başımaydım. Benim gibi yalnız olan bu sokak aralarında çocukluğumu arıyor, belki de buluyordum. Ama kaybettiğim çocukluğum hiçbir zaman geri gelmeyecekti ve belkide kaybetmekte olduğum gençliğim. Zaman geçiyordu ve zamanın intiharına uğrayan hayallerimin külleri parmak uçlarıma düşüyordu. Rüzgarla birlikte bu sokaklarda başka benliklere karışıyordu.

KOKUNUN İZİDonde viven las historias. Descúbrelo ahora