bu yüzden yaşa sanki ikinci defa yaşamayacakmış gibi*

11.6K 1.5K 339
                                    

3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

3

İki gündür kendini yurt odasından dışarı atmamış, kitabın kapağını açmak için bir his belirmemişti yüreğinde. Onu durduran neydi bilmiyordu lakin kitabı okumaya devam ederse hayatı konusunda endişeleri artacakmış bir duygu belirmişti. Çağdaş Kore Edebiyatı öğretim görevlisi olan Bay Moon Sangtun'a elektronik posta atmıştı tez randevusu için ve şimdi gelen yanıta bakarken iç geçirdi, bugün öğlen üçte onu ofisinde bekliyordu, heyecanla. Duyduğu heyecan neydi? O kitaba dair ne biliyordu da bu kadar heyecan duyuyordu? Derste kitabın konusunu açmak bile Bay Moon'un gözlerinin parıltılar ile dolmasına sebep olmuştu. İç geçirdi, elektronik postanın açık ekranını kapatarak ayaklandı.

Beyaz gömleğinin eteklerini kot pantolonunun içine sokarak düzelttikten sonra düğmesini bağladı, kemerini de taktıktan sonra aynada kendine baktı ve siyah saçlarını iki yana ayırdı. Gözlerindeki tedirgin bakışları atmaya çabaladı ayna karşısında fakat başarılı olamadı, içindeki o garip his gitmiyordu. Hâlâ kitabı tez konusu yapmak konusunda emin değildi, ona dair hiçbir bilgi yoktu içinde ve bu da işini zorlaştırmaktan başka bir işe yaramıyordu. Jeongguk yazarı anlamak istiyordu, bir prensi, bir komutana aşık edecek kadar gözü dönmüş biri miydi yoksa yüreğinde biriken duygulardan kurtulmak mı istemişti kitabı yazarak? Uzun zamandır bu kadar düşünceleri ve duyguları karmaşık halde bulunmamıştı, her zaman keskin düşünceler ve duygular içinde olurdu.

Siyah bir şişme ceket giydikten sonra çantasını omzuna astı ve odadan çıktı, sakin yurt koridorunda ilerleyerek merdivenleri indi. Saat öğlen bire gelmek üzereydi, iki gündür derslere girmek konusunda bir gerginlik vardı üzerinde. Otobüs durağında beklerken arkadaşları tarafından kurulan sohbet odası grubunda konuşulanlara cevap verdi, yaz tatili boyunca bir arada olmalarına rağmen onlar ile vakit geçirmeyi özlemişti. Otobüse bindi, birinin yanına oturdu ve başını geriye atarak birkaç saniye bekledi. Telefonunun titremesi başını indirmesine sebep olurken babasının aradığını gördü.

"Gguk."

Gülümsedi, babası ile oturup konuşma konusunda asla tereddüt eden, ondan çekinen bir çocuk olarak büyümesine izin vermedikleri için minnettardı. "Nasıl gidiyor? İstediğin tarzda bir kitap bulabildin mi?" diye sordu babası, bakışlarını öne eğerek bunun hakkında düşündü. Kendisini ailesine rahat açan bir çocuk olmasına rağmen aşk hakkında çok fazla konuşmamıştı onlarla Jeongguk. Aileisnin bu konu hakkındaki görüşlerinin ters düşecek olma ihtimali onu öylesine korkutmuştu ki, kendini açma konusunda aceleci davranmamaya karar vermiş fakat doğru bir zaman da yaratamamıştı hiçbir zaman. Şimdi geçmişe dönerek baktığında onlarla konuşma yapmamanın ağırlığını taşıyordu. "Bilmiyorum." diye mırıldandı, hâlâ araştırma aşamasında olduğunu dile getirerek babasına karşı dürüst davrandığı konusunda içini rahatlattı. "Ben bulacağına inanıyorum, kendini bu konuda stres altında bırakma ve araştırmaya devam et." Babasının desteği gözlerinin nemlenmesine sebep olurken onlara duyduğu saygı ve sevginin büyüklüğünü kaybetmemek için sustuğuna inandırdı kendini. Ailesinin düşüncelerini baştan öğrenmek nasıl etkileyecekti onlara karşı tavırlarını, bunu deneyimlemek istemiyordu.

aşk ve diğer hazin şeyler' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin