okuman için rüzgârla sana bir not gönderdim*

7.9K 1K 312
                                    

41*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

41*

the irrepressibles, in this shirt

-

Evet Sevgili, kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu, kim uzanmak isterdi ince parmaklarına, mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!*


Japon zambakları ile bilinen zambaklar arasındaki farkı anlamayacak kadar kafası karışıktı, saat sabahın sekiziydi ve annesi telefonda Japon zambağı almak hakkında bir telefon görüşmesi yapıyordu arkadaşıyla. Kahvaltı masasına tabakları taşırken babası salona girdi, üzerine her zaman giydiği siyah takım elbiselerinden birini geçirmiş, kravatı yakasının iki yanından sallanıyordu. "Bir erkek kadına muhtaç olmamak istiyorsa ilk kendi kravatını yapmayı öğrenmeli." dedi Jeongguk'un yanında dikilirken, "Kadınlar o kadar iyiler ki, kravat yapmayı bile öğreniyorlar." diye devam ettiğinde gülümsedi, babası telefon görüşmesinin bitmesini ve annesinin kravatı bağlamak için gelmesini sessiz bir şekilde bekledi.

Telefonu eline alarak bir arama olup olmadığını kontrol etti, kahvaltı için sözleşmiş olsalar da onu aramak ve uyuyorsa, uyandırmak istemiyordu. Dün gecenin nasıl geçtiğini, Kim Taehyung'un neler hissettiğini, ailesinin tepkisini merak ediyordu. "Kendine neden tabak koymadın?" diye sordu annesi, kravatı bağlamaya çabalıyordu şimdi. "Ben belki gidebilirim." Ailesinin bakışları yüzünde gezinirken gergin hissetmeden duramıyordu, dün çok fazla yemek yememişti ve akşam da midesi hiçbir şeyi kabul etmemişti. Hasta hissediyor olsa da Kim Taehyung'un istediği her yere giderdi. Kravatı bağlanmış babası sandalyelerden birine oturdu, annesi de otururken telefon çalmasını bekliyordu.

Zilin sesi evin içerisinde yankılandı, Jeongguk bu sesten nefret ediyordu. Her seferinde irkiliyor, alışamıyordu. "Günaydın, ufaklık." Eunji neşeli bir şekilde ona gülümserken onu görmeyi beklemiyordu. Aynı yaşta olduklarını bir kez daha dile getirmekle uğraşmadı, Eunji anlayacak gibi durmuyordu. "Merhaba kızım." dedi annesi kapıya gelerek, Eunji kibar bir şekilde eğilerek selam verdi. "Ben Jeongguk'un sevgilisiyim. Sizinle tanışmamı istemiyordu ama ben bu kadar harika bir çocuk yetiştiren aileyle tanışmak için can atıyordum!" Eunji'nin kelimeleri gülmesine sebep olurken annesinin aklı karışmış gibi duruyordu, "Sevgilisi mi?" diye sordu babası, Jeongguk gülmeyi keserek saçlarını iki örgü yapmış Eunji'nin örgülerinden birini çekti. "Kendisi Taehyung'un kız kardeşi ve benden nefret ediyor." dedi Jeongguk, ailesinin rahatlaması yeniden gülmek istemesine sebep oldu, Eunji sessiz sakin biri olsa da bazen, tehlikeli olabiliyordu. "Abim telefonunda sorun yaşadı, seni arayamadı. Aşağıda bekliyoruz, gel." dedi Eunji, anne ve babasının önünde bir kez daha eğildi, apartmanda gidecek iken annesi onu beklemesi için içeri davet etti.

Tüm gece heyecandan birkaç kez uyanan Jeongguk sonunda dayanamamış, gün yeni ağırırken kısa bir duş almış ve hazırlanmıştı. Odasından çantasını aldı, dolabını açarak kalın bir kaban seçti. Annesi uyandığından beri yaptığı görüşmeler boyunca havanın soğuk olduğundan bahsetmişti. Koridora döndüğünde ailesinin kapınık girişindeki Eunji ile sohbet etmeye devam ettiğini gördü. "Eunji de edebiyat okuyormuş." dedi annesi Jeongguk'a dönerek, onun okul okuduğunu bile düşünmemişti. "Sen mi?" diye sordu kendine hâkim olamayarak, "Aynı yaştayız, okula gidiyor olmam neden seni bu kadar şaşırttı?" diye sordu Eunji, bedenini duvara yaslamış, ellerini önünde birleştirmişti. Jeongguk postallarını dolaptan alarak giymeye başladı. "Bana ufaklık dediğin için senin okul okuyacağını tahmin etmedim." dedi, ipleri bağladı, yere bıraktığı çantasını alarak kapıyı araladı. "Görüşürüz, Jeon ailesi, sizinle tanıştığım için memnun oldum." dedi Eunji, onlara selam verdikten sonra Jeongguk'un arkasından evden çıktı.

aşk ve diğer hazin şeyler' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin