Bunların hepsi benim kafamın içinde miydi diye sana sormak istiyorum*

7.4K 1.1K 477
                                    

34*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

34*

Zamanın belli bir saniyede durduğunu ve ilerlemediğini düşünmeye başlamıştı, günler birbirinin aynı şekilde devam ederken bazen hangi gün içinde olduklarını karıştırıyordu. Dalgındı, sürekli bir yerlere çarpıyor, cansız objelerden özürler diliyordu. Odasından çıkmıyor, perdeyi sıkı bir şekilde kapatıyor, saatlerce yatağında uzanıyordu ama sanki bu eylem, saniyeler sürmüş gibi geliyordu ona. Tüm mutlu anların sonrasında kendini neden bu boşluğun içine sürüklenmiş olarak bulduğunu bilemiyordu, kafası düşüncelerle doluydu. İçinde endişeler nüksediyordu ama sebebini anlamak imkânsız geliyordu ona.

Telefonu komodinin üzerinde çalmaya ve titreyerek hareket etmeye başladığında gözlerini tavandan ayırdı, hafif yana dönerek telefonu eline aldı. "Kim Taehyung-nim." diyerek açtı, gözlerini yeniden tavana çevirdi, bu kez yüzünde sakin bir gülümseme vardı. "Jeongguk?" Ona seslenme tarzının Japonya'daki adamı oldukça şaşırtmış olduğu belliydi, Jeongguk sadece farklı bir giriş yapmak istemişti. "Evet, benim. Nasılsın hyung?" diye sordu, bir eli boynundaki yana kaymış kolyeye gitti. Mor camı parmakları arasına alarak okşarken o anda yaşadıkları geldi gözünün önüne. "İyiyim bebeğim, sen nasılsın?" Kim Taehyung'un ona karşı bu kadar açık olması hoşuna gidiyordu, duygularını telefonun ucunda olsa bile gizlemiyor, her an yanında hissi veriyordu. "İyiyim, sesini duyduğum an tüm dünya benim için çiçekler açıyor." Jeongguk'un sözleri telefonun diğer ucundaki adamı gülümsetti. "Benim için de öyle, Jeongguk. Her zaman seninle konuşmak istiyorum." dedi, Jeongguk iç geçirerek doğruldu, yatağın üzerinde bağdaş kurarak gözlerini kalın perdelere çevirdi.

"Yaşadıklarımız gerçek mi, yoksa hayalimin bir ürünü müydü, hyung? Rüyalar görüyorum, her anı yeniden yaşıyorum ama sen kayboluyorsun. Gözlerimi kapatıyorum beni öperken ama açtığımda sen olmuyorsun yanımda."

Jeongguk içinde biriken duyguların sebebinin onu kaybettiği, arayıp bulamadığı, Kim Taehyung'un hayale döndüğü rüyalar olduğunu biliyordu. Her sabaha bu rüyalarla uyanmak kolay değildi. Endişeyle telefonu eline alıyor, ekrandaki fotoğrafa bakarak rahatlıyordu biraz. Onun kaybolmasından korkuyordu. "Bebeğim." Kim Taehyung'un ses tonundaki berraklık bile ağlamak istemesine sebep oluyordu. Gözlerinin nemlendiğini hissedebililiyordu. "Ben gerçeğim, yaşadığımız anların hepsi gerçek. Jeongguk, ben yanında olacağım. Bedenim senden uzakta, belki ulaşamayacağın bir kaleye kilitlenmiş olsa bile... Kalbim seninle her zaman. Beni oraya kilitledin." Jeongguk tebessüm etti, telefonu diğer eline alarak bilekliğine baktı. "Biliyorum, sen de benim kalbimi kilitledin." dedi, Kim Taehyung itiraz etti.

"Ben senin kalbini kilitlemedim, onu hapsetmedim. Emanet aldım, tüm hayatımı onu korumak uğruna feda edebileceğim bir emanet. Ona bakacak, sevgi verecek ve iyi olmasını sağlayacağım. Ne zaman geri almak istersen, ona zarar gelmeden sahip olacaksın."

aşk ve diğer hazin şeyler' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin