Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
50*
cigarettes after sex, falling in love
-
"Vücudumun tüm hücreleriyle inanıyorum ki, senin vücudunun hiçbir hücresi asla, asla ölmemeli, eğer ölecekse de vücudumda ölsün bari."
adınla çağır beni, andré aciman
-
Kahve kokusu tüm odaya yayılırken temiz çarşafın üzerine oturmuş, sırtını yatak başlığına vermiş hâlde camdan süzülen kar tanelerini izliyordu. Üzerinde sadece tek bir eşofman altı olmasına rağmen oda sıcaktı. "Yıldız çiçeğim." dedi Kim Taehyung, elindeki porselen fincanları komodinin üzerine bıraktı. Jeongguk ona bakmaktan hoşlanıyordu. Düğmeleri iliklenmemiş siyah gömleği hareket ettiğinde esmer tenine bırakılmış kızarıklar gösteriyordu kendini. Birkaç saat önce o kızarıklıklara sebep olanın kendi olacağı söylense, ne hissederdi? Biraz öne doğru kaydı, Kim Taehyung arkasına oturdu ve onu kollarının arasına çekti. Biri gül çayı, biri kahve dolu porselen bardaklarını ellerine aldılar, Jeongguk bedenini onun göğsüne doğru bıraktı.
"Canın yanıyor mu, bebeğim?"
Jeongguk'un bedeninde hafif, tatlı bir sızı vardı. Kuyruk kemiğinden başlıyor, tüm vücudunu dolanıyordu. Yüzünü buruşturmasına neden oluyordu bazen ama aldırmıyordu, biraz önce yaşamış olduğu anların hepsi için değerdi. "İyiyim, hyung." dedi, çıplak teninde Kim Taehyung'un sıcak dudaklarını hissetti. "Dikkatli olmaya çabaladım ama bilmiyorum, konu sen olduğunda kendimi tutabilmem zor oluyor." Jeongguk onun sözlerine güldü, kahvesinden içti ve o anları düşünmeye çabaladı.
Kim Taehyung onu okuldan almış, beraber yemek yemişlerdi. Bir hafta önce yaptıkları gibi kendi evlerinde birkaç saat geçirecek, Kim Taehyung onu sevecek ve uykusunu gizlemeye çabaladı bir anda onu eve bırakmayı teklif edecekti. Jeongguk'un tatlı itirazlarını dudaklarına bıraktığı öpücüklerle karşılayacaktı. Gün beklediği gibi başlamıştı. Jeongguk'un sevdiği et yemekleriyle ünlü küçük bir restorantta yemişlerdi yemeklerini. Kim Taehyung lise anılarıyla onu güldürmüştü. "Bana hep ağır başlı gibi geliyorsun." demişti Jeongguk, onu haylazlık yaparken düşünmek zor geliyordu. "Okulun klozetini kırana kadar ailem de öyle düşünüyordu." Klozetin bir insanı tartıp tartamayacağı konusunda arkadaşlarıyla iddiaya giren liseli Kim Taehyung'u hayal etmek güzel gelmişti ona. Onun eğlendiği, kahkahalar attığı geçmiş anıları olmasından hoşlanmıştı. "Sen lisede nasıl bir çocuktun?" diye sormuştu Kim Taehyung, masanın ortasındaki küçük ocağın üzerindeki pişmiş et parçalarını onun tabağını koyuyordu dinlerken.
"Ben de haylazdım sanırım, emin değilim. Kavga ederdim çok. Babam her seferinde benimle konuşur, ona bir daha yapmayacağım derdim ama yapardım. Okulun basketbol oynayan o popüler çocuğuydum, edebiyat seçmem herkesi şaşırtmıştı."
