ve sen, iyi şeylerin gitmesine izin vermek konusunda oldukça iyisin*

6.8K 1.2K 785
                                    

36*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

36*

lana del rey, pawn shop blues

Kütüphaneyi gören kafenin iç tarafında oturuyordu, camın yarısına kadar kırmızı-beyaz kareli bir örtü iniyordu. Bucket şapkasını başından hiç çıkarmamıştı. Tanınmak istemeyen bir hali vardı ama yine de onu birkaç kez kasabada görmüş insanların hatırlamayacağını düşünmüyordu. Korku birkaç gündür somut hale gelerek kalbinin ortasına, ağırlığı bir oturak olarak kullanarak yerleşmişti. Kim Seokjin'den telefon alalı dört günü geçmişti, neler olduğuna dair başka bir bilgisi olmadan, sadece bir haber sitesinde rast gelmişti. Nebula Edebiyat Ödülleri sahiplerini buldu başlıklı yazı vardı, Kim Taehyung'un hemen ikinci sırada, en iyi kısa roman yazının yanındaydı. Kitabın ismi ve yazarın ismi arasina bir tire konmuştu. Tüm bedeni titremişti, nefes alamamıştı o an.

Kafenin kapısı açılıp kapandı, lise üniforması içindeki birkaç genç gürültü yaparak doluştular içeri. Jeongguk haberi ona nasıl vereceğini düşünüyordu. Sözcükleri doğru seçebilmek için bir metin bir hazırlamıştı kendine ama hiçbir şey yardımcı olmuyordu ona. Kolay yolu olmadığını kabul ederek Japonya'ya bilet aldı, onunla yüz yüze bu konuşmayı yapmaktan başka çıkış yolu bulamamıştı günlerdir. Kim Namjoon şaşkınlık içindeydi, kitabın gerçekten bir ödül kazanacağını düşünmediğini dile getirdi ama mutluydu, o da Jeongguk kadar yazarın tepkisinden endişe ediyordu. Kim Namjoon ne kadar yayınevi sahibi olarak izni vermiş olursa olsun, bir kitap yazarına aitti, onun izni olmadan çevrilmiş, basılmış, adaylık için gönderilmişti. Jeongguk biraz daha düşünmeye devam ederse delirecek duruma geleceğini biliyordu. Günlerdir uyumamıştı, Kim Taehyung'un aramalarını kısa tutarak geçiştirmişti.

Kütüphane kapısından çıkan siyah uzun kabanı içindeki Kim Taehyung'a baktı, yerinden kalktı ve derin bir nefes alarak sakinlemeye çabaladı. Kim Taehyung dalgın görünüyordu, birkaç kişi ona selam vermiş olsa da onların farkında değil gibiydi. Bakışları tam karşıya sabitlenmiş olsa da bir şeyler görüyor izlenimi yoktu üzerinde. Jeongguk panikledi, onun dalgın olmuş olabileceğine dair bir sebep aradı konuşmalarında. En son dün gece konuşmuşlardı, telefonu kapatmadan önce "Yıldız çiçeği." demişti, sesindeki durgunluğu fark ederek ne olduğunu sormuştu ama yorgun olduğunu söyleyerek geçiştirmişti Jeongguk'u. "Seni seviyorum, kalbimin solmasına izin verme." diye devam etmişti, Jeongguk zorla gülümsemeye çabalamış ve onu sevdiğini söyleyerek telefonu kapatmıştı.

Kalbimin solmasına izin verme.

Jeongguk kelimelerden anlam çıkarmaya odaklanmıştı, Kim Taehyung evinin sokağına saparak uzaklaşıyordu. Yürümeye başladı, üzerindeki kalın monta sarılarak soğuk havadan kaçınmaya çabaladı. Kim Taehyung'un adımları yavaş, hafif sersemliyordu. Jeongguk yutkunmayı denedi, tüm vücudu kurumuştu, her an rüzgârda savrulup gidecek bir yaprak gibiydi. Kim Taehyung bahçe kapısından içeri girdiğinde Jeongguk yeni sokağın başına varmıştı. Kalbi her an yok olacak korkusuyla hızla atıyor, bedeni titriyordu. Bahçe kapısı açıktı, ilk kez bu kapı açıktı. Dalgın hali yüzünden unuttuğunu düşündü, ses çıkarmamaya çabalayarak kapıyı kapattı. Evin kapısına ilerlediğinde derin bir nefes alıp verdi, her an ağlayacak gibi duruyordu. Kim Taehyung yanılıyordu, gözlerindeki yıldızlar söneli çok olmuştu. Elini kapıya vurmak için götürdüğünde geriye doğru açıldığını gördü, gıcırtı sesi rahatsız etti onu.

aşk ve diğer hazin şeyler' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin