kayan yıldızlara dilek tutmaya devam etmemin tek nedeni*

7.3K 1.2K 374
                                    

15*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

15*

Jeongguk önündeki yumurta rulolarını yemek çubukları ile dağıtırken hiçbir şey yemek istemuyordu, karşısındaki sandalyelerde oturan iki kişi onun bu dalgınlığının farkında değil gibi yemeklerine devam ediyordu. Gecenin bir yarısı uyandığı için uykusunu tam alabildiği söylenemezdi, gözleri ara ara kapanıyor, uyumak istiyordu. Kendine vazgeçmek için beyninin sebepler sunmasına izin vermeden yurttan çıkmış, posta merkezine gitmiş ve mektubu kargolarken bir dakika bile düşünmemişti. Düşüncelerin içinde kaybolursa mektubu göndermekten vazgeçek, Kim Taehyung'a ilk kez hislerini söyleme şansı elde etmişken kaybedecekti Jeongguk. Derin bir nefes alıp verirken Kim Namjoon bakışlarını kaldırıp ona baktı, gözleri üzerinde geziniyordu. "Jeongguk, iyi misin?" diye sorarken arkasına tamamen yaslandı ve Eunji'nin kendisine olan bakışlarına çevirdi gözlerini.

Kim Taehyung'un en yakın arkadaşı, sırdaşı ve onun için adı lekelenecek olsa bile bir dakika düşünmeden yayınevi açan adam, kahvaltı için yanında onun kız kardeşini de getirmişti. Jeongguk onların arasında ince bir bağ olduğunu hissediyordu ama ne tür bir bağ olduğunu kestirmek zordu. Namjoon en az on beş yaş büyük olmalıydı Eunji'den, bunu yadırgamamaya çabalıyordu zira kendisi de Kim Taehyung'tan on iki yaş büyük olmasına rağmen kalbine söz geçirememişti. Kendi içine düştüğü bataklıkta başka birini yargılayabilecek ya da aşkları hakkında yorumda bulunabilecek konumda değildi. "İyiyim hyung..." dedi kısa bir sessizliğin ardından, düşünceleri içinde çok fazla kaybolmaya başladığınım farkındaydı, çevresi ile olan tüm ilgisini ve bağını kaybediyordu o anlarda.

Eunji lavaboya gitmesi gerektiğini söyleyerek masadan ayrılırken Jeongguk aklından geçenleri sormak için bir fırsat yakaladığını gördü. "Sizin aranızda bir şey mi var?" Kim Namjoon kısa bir süre sessiz kaldıktan sonra kahkaha atarken Jeongguk çatılı kaşlarla onu izliyordu. "Kardeşinin kendisinden on altı yaş büyük, neredeyse orta yaşlarının sonuna gelmiş biri sevgili olmasını isteyeceğini sanmıyorum Taehyung'un." dedi ciddileşerek, Jeongguk derin bir nefes alarak arkasına yaslanmadan önce masanın üzerinde duran sıcak çay dolu porselen fincanı eline aldı. "Taehyung detaylara takılan biri değildir ama düşün, kimse kardeşini emanet ettiği ve yakında kırk yaşında olacak birinin yirmi yaşındaki kız kardeşi ile olmasını istemez." Kim Namjoon söylediklerinde haklıydı, Eunji düşüncelerinin tersine kendisinden küçüktü ve Kim Namjoon da tahmin ettiğinden daha büyük bir yaştaydı. İçinde Kim Taehyung'un kendi hislerinden de hoşlanmayacağına dair duygular peydah olmuştu, postahaneye koşmak ve mektup yola çıkmadan geri almak istiyordu ama yapamazdı, bir kez daha yüreğine ağırlık bindiremezdi.

Her şey onun beklediğinden daha yavaş ilerliyordu sanki, gözleri ne zaman kafenin duvarında asılı olan saate kaysa zaman geçmiyor, akrep ve yelkovan olduğu yerde duruyordu sanki. İlk saatin durmuş olabileceği hissine kapıldı ama hayır, Jeongguk saate o kadar sık aralıklarla bakıyordu ki akrep de yeloovan da hareket edecek zamanı bulamıyordu. Eunji lavabodan gelerek Kim Namjoon'un yanındaki sandalyeye bedenini bırakırken, "Kitapevine mi gideceğiz?" diye sordu, Jeongguk dersi olduğunu ve okula gitmesi gerektiğini söylerken Kim Namjoon ise kızı onayladı. Onunla tek kalarak konuşmak istediği zamanı da Eunji ile ihtimali olmayan ilişkisi konusunda sohbet ederek harcamış olduğuna inanamıyordu. Kim Namjoon ile konuşmaya, ondan Kim Taehyung hakkında fikirler almaya ihtiyacı vardı çok fazla. Hesabı ödemek için elini cüzdanına atarken Kim Namjoon onu durdurmuş, kendisinin ödeyeceğini söyleyerek engel olmuştu. Gözleri hoşnutsuzlukla karşısındaki bedene dikilmiş hâldeyken bir şey yapmadı, onun kahvaltı hesabını ödemesine izin verdi.

aşk ve diğer hazin şeyler' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin