zamanın elleri senin yanında değil hiçbir zaman*

9K 1.4K 318
                                    

4

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

4

Küçük bir ses.

Kapı arkasında kapanırken birbirine çarpan kapı süsünün sesiydi bu, geldiği kitapçı küçüktü ve bir sahafı hatırlatıyordu. Kitaplar kapaklarının renklerine göre sıralanmıştı raflarda. Bir rafın tepesinden sarkan yuvarlak karton tabelada kırmızı renklerle "Ruh, renkleri sever." yazıyordu, iç geçirdi ve birilerini görebilmek için bakışlarını küçük mekanda gezdirdi. Plakları dizen kot tulum giymiş, kahverengi saçları özensiz bir şekilde topuz yapılmış genç bir kız vardı, kendi yaşlarında olmalıydı Jeongguk'un. "Merhaba." diye seslendi kıza, başını kaldırıp kendisine çevirmesini ve kahverengi gözlerindeki delice bakışı gördü. "Merhaba, nasıl yardımcı olabilirim?" diye sorarken öyle bıkkın bir ses tonuna sahipti ki, yardımcı olmanın içinden gelmediği belli oluyordu.

"Kim Namjoon'u arıyorum."

Bay Moon ile gün öğle saatlerinde gerçekleştirdiği konuşma tüm gece zihnini meşgul etmiş, birkaç saat bile uyumasına izin vermemişti. Kim Taehyung'a duyduğu merak hayranlığa dönerken onu daha fazla tanımak istiyordu ve bunun yolunun Kim Namjoon'u bulmaktan geçtiğini öğrenmişti. İnternete Kim Namjoon adı yazıldığında yazardan daha fazla bilgiye ulaşmak mümkün olmuştu. Kare kemik gözlüklerinin arkasına saklı kahverengi gözleri, kısa kesilmiş saçlı hallerinin olduğu fotoğraflar süslüyordu interneti. "Aswium Kitapevi" adını verdiği küçük kitapçısı şehrin ara sokaklarından birindeydi, haritadaki konumuna baktığında kendisine oldukça yakın olduğunu görmek şaşırtmıştı. Patronunun ismini duyan çalışan kız elindeki plağı yerine bıraktıktan sonra uzaklaşmış, üst kata çıkan merdivenin altındaki kapıya ilerlemişti. Ahşap kapıyı tıklattıktan sonra kısa bir süre kapalı kapı ile bakışmış, kapı geriye açılarak Kim Namjoon kendini gösterirken Jeongguk'u işaret etmişti.

Beklediğinden daha küçük görünen ciddi bir yüzü sahipti Kim Namjoon, geniş ve hâlâ spor ile ilgilendiğini belli eden bir bedene sahipti. Kendisinden en az beş santim uzundu. Esmer bedeninde kahverengi saçları kısaydı ve fotoğraftakine benzer kemik gözlükler burnunun üzerindeydi. Onun fotoğraflardan oldukça farklı olduğunu düşünmüştü fakat sadece biraz yaş almış görünüyordu. Siyah kazağının kollarını parmakuçlarına kadar çekmişti. "Merhaba." dedi Jeongguk'a, "Size nasıl yardımcı olabilirim?" Buraya gelene kadar her şey zihninde açık ve netti fakat şimdi ne söyleyeceğinden emin değildi, parmakları çantasının kulpunu sıkı bir şekilde tutarken plakların oraya geçmiş olan kız çalışana kaydı gözleri. "Ondan mı hoşlanıyorsun?" diye sordu Namjoon, bakışlarını ona çevirerek başını hızla iki yana salladı. "Oturabilir miyiz?" diye sordu cam kenarında duran karşılıklı iki berjeri işaret ederek, Kim Namjoon ona öne geçmesini söyledikten sonra beraber ilerlediler.

Jeongguk konuyu açmanın bir yolunu bulamayacağını fark ettiğinde elini çantasına attı, fermuarını açarak koyu renk ciltli kitabı aldı ve masanın üzerine bıraktı. Kim Namjoon'un çatılan kaşlarının aksine yumuşamış gözlerine bakarken nefesini tuttu. Onun kitabı ellerinin arasına almasını, parmağını üzerinde gezdirmesini izlerken başı dönecek gibi oldu. "Bu kitap... Nereden buldun?" diye sordu Namjoon, kısa bir araştırmanın ardından tüm kitapların toplatıldığını ve imha edildiğini öğrenmişti Jeongguk. Kalbi bir sızı ile dolarken kitabı kucağına almış, varlığını kabullenene kadar okşamıştı. "Bir sahaftan aldım." dedi, Namjoon kitabı ortalarında kalan küçük sehpanın üzerine koyarken başını salladı. "Kim Taehyung hakkında konuşmak istiyorum." dedi cesaretlenerek, Namjoon sehpanın üzerinde kalan kalın bir kitabı onun üzerine çektikten sonra "Eunji? Bizim için iki kahve getirir misin?" diye sordu, kızın omuzlarını silkerek kitapçıyı terk etmesini izlediler.

aşk ve diğer hazin şeyler' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin