nazik günahımızdan daha tatlı bir masum yoktur*

8.8K 1.3K 256
                                    

6

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

6

Kitapçı bugün tahmin ettiğinden daha kalabalıktı ve burada çalışmakta olan iki kişi de müşterilerle ilgilenirken sıcak çikolatasını yudumlamak için bir koltuğa oturmuştu köşede. Ona gitme fikri aniden zihninde belirmiş, neden bunu istediğini sorgulamaya bile fırsat bulamamıştı. Kim Namjoon, orada nasıl karşılanacağına dair kendisine kesin bir söz söyleyemiyordu. Osaka için uçağa bindiği andan itibaren ikisi de sessiz bir söz vermişlerdi kendilerine kitap hakkında konuşmamak için. Jeongguk biten porselen fincanı tabağın üzerine bıraktıktan sonra arkasına yaslandı, kitabı okumak istiyordu ama Eunji'ye yakalanma korkusundan yapamıyordu.

Bakışları kitapların ve insanların üzerinde gezinirken düşünceleri karışıktı, içtiği sıcak çikolata biraz midesini bulandırmış haldeydi ve yüzünü buruşturmadan edemiyordu. Kim Namjoon tezgahın arkasından ayrılarak yanına gelirken gülümsedi Jeongguk, koltukta oturuşunu dikleştirdi ve ellerini kucağına bıraktı. "Neden onu görmek istiyorsun?" diye sordu Namjoon, karşısındaki koltuğa oturmuş, burnunun ucuna düşen gözlüğünü geri itmişti. Yorgun görünüyordu, nefesleri kesik kesikti. "Onu tanımak istiyorum. İnsanların söyledikleri ile değil, kendim onunla konuşarak. Ben bir karmaşa içindeyim hyung, kim olduğumu bilmiyorum. Kim Taehyung benim olmak istediğim hayali bir karakter gibi, onunla konuşma şansı elde etmek isterim." Jeongguk aceleci konuşuyordu, kelimeler birbirinden kaçmak istiyor gibiydi. Öne doğru eğilmiş, her an kalkmaya hazır duruyordu.

"Sana söyledim Jeongguk, ne tepki verebilir bilmiyorum. Taehyung bu, seni iyi de karşılayabilir kötü de. Denemek istersen, seni desteklerim."

Jeongguk gülümseyerek teşekkür ederken ayaklandı, yurda gitmek ve bilgisayarından en yakın Osaka biletlerine bakmak istiyordu. Mucizelere inanırdı, her insanın kendi mucizesini bulması gerektiğini savunuyordu. Bu kitap ve Kim Taehyung, onun mucizesi olacaksa eğer bunu kovalamalı ve peşini bırakmamalıydı.  Kitapçıdan ayrılmadan önce kasanın arkasında duran Eunji'ye baktı, bir kadına kitabı uzatırken oldukça huysuz görünüyordu ve bu onu güldürdü. Kapı arkasından kapanırken hava beklediğinden daha serindi, ceketinin önünü kapatarak ana caddeye inen sokakta yürümeye başladı. Telefonunu cebinden çıkararak durakta beklerken babasını aradı, "Jeongguk bey, sonunda Busan'da bir babanız olduğu aklınıza gelebildi." Dün konuşmuş olmalarına rağmen babasının sitemi onu güldürdü, vücuduny direğe yaslayarak, "Ben de seni özledim, baba." dedi, kısa bir günlük hayat konuşmasının ardından babasına tez için kitabı seçtiğini söyledi.

Kısa bir sessizlik babasının hangi kitap olduğunu sorması ile sona ererken, "Bunu nasıl anlatabileceğimi bilmiyorum, yazarı sürgün edilmiş ve yasaklanmış bir kitap." dedi, babası eskili yıllardaki kitaplar sıralaması yaparken o kadar eski olmadığını dile getirdi. Bu konuşmayı telefonda yapmak istemiyor olsa da bir şekilde tepkilerini öğrenmek için ideal bir yol olarak gördü. "Aşk ve Diğer Hazin Şeyler." dedi kitabın adı içi, babası daha önce duymadığını belirtti, oysa kendisi kitaplarla oldukça ilişkiler içinde olan biriydi. "Sadece tek bir kitap satılmış, o da benim elimde. Kalan kitaplar on yedi gün içinde toplanmış." Jeongguk derin bir nefes aldı ve babasının neden toplatıldığını sormasını bekledi, durak fazla kalabalık değildi ve otobüsün gelmesine on dakikadan fazla vardı. Üşüyordu, burnunun şimdiden kızardığına emindi. Babası beklediği soruyu sorduğunda omuzlarını düşürerek "Kral Sejong'un prens olduğu dönemde onu bir komutana aşık olarak yazmış." dedi, babasının tepkisini beklemeye koyuldu.

aşk ve diğer hazin şeyler' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin