Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
33*
Yalancı bir güneş tepede yerini almış, insanlara içlerini ısıtma sözü veriyor lakin keskin rüzgâr ezip geçiyor bu sözü. Jeongguk elindeki nergislere barak derin bir nefes aldı, yaşlı çiçek satıcısına parasını ödedikten sonra yoluna devam etti. Eunji'nin ona atmış olduğu adresi bir kez daha kontrol etti. Güvenlikli bir sitenin içinde, A bloktaydı daireleri. Sarı ve turuncunun bir arada kullanıldığı binalara bakarken mimarın bu renkleri tercih etmesinin sebebini düşündü. Güneş ışıkları sarı turuncu binaya vuruyordu ve renklerini daha belirgin kılıyordu. A blok hemen sitenin girişindeydi, koyu renk filmli bir kapısı vardı. Jeongguk kendini kapının filmli camında görünce irkildi.
Üzerine açık renkleri olan ekose desenli bir gömlek giymişti, altında siyah keten bir pantolon vardı. Gömleğin içine siyah bir tişört giymiş, eteğini pantolonun içine sokuşturmuştu. Dizlerine inen siyah kabanı babasından ödünç almıştı, ilk giydiği an aklına Kim Taehyung'un gelmesine engel olamamıştı. Dağınık siyah saçlarını güzel bir şekilde taramış, ikiye ayırarak uçlarını hafif dalgalandırmıştı. Elinde çiçek demetiyle iyi çocuk izlenimi veriyordu. Gergin hissetmesine sebep olanın ne olduğunu biliyor, kendi zihninde bile söylemekten kaçınıyordu. Kim Minhyuk. Zile bastı, kısa bir süre sonra kapı geriye doğru otomatik olarak açıldı. Binada yeni boya kokusu vardı, insanın midesini bulandırıyordu. Gerginlikten her an kusabileceğini hisseden Jeongguk için hoş bir karşılama değildi.
Asansöre ilerledi, onu beklerken topuklarının üzerinde ileri geri yaylanıyordu. Dokuzuncu katın düğmesine bastı, bedenini geriye vererek soğuk demir duvara yaslandı. Gözlerini kapatarak her şeyin yolunda olacağını söyledi kendisine. Kim Taehyung'un ailesi ona dair bazı bilgilere sahipti. Endişelenmesini gerektirecek hiçbir şey yoktu. Asansör durdu, kapı yana doğru açıldı. Uzun bir koridorun sonundaki açık kapıda Eunji üzerinde beyaz, renkli çiçeklerin olduğu bir elbiseyle bekliyordu. "Hoş geldin." dedi ona gülümseyerek, kitapevindeki asi kızdan eser yok gibi duruyordu. "Hoş buldum." dedi Jeongguk, onun için portmantodan bir çift terlik çıkardı. Küçük kare girişin sağında uzun bir koridor devam ediyordu. Çiçek demetini portmantonun üzerine koydu, kabanını çıkararak asmak istese de Eunji ondan önce davranarak elinden aldı. Çiçekleri yeniden eline aldı, Eunji onun önüne geçerek yönlendirdi.
Kim Minhyuk, bir an karşısında Kim Taehyung varmış izlenimi veren biriydi. Uzun boyluydu, yapılı değildi lakin sağlam bir vücudu var izlenimi veriyordu. Siyah kumaş pantolon, açık kahverengi bir gömlek giymişti. "Merhaba, hoş geldin." diyerek gülümseyen bir yüzle karşıladı onu. Park Sooyoung, annesi ise kısa saçlı, yüz hatlarının tamamını Eunji'ye vermiş görünüyordu. Kısa boylu değildi, bir altmışlarının ortalarında olmalıydı. Jeongguk insanlara baktığı an onların boyunu anlayamıyordu hiçbir zaman. Üzerinde koyu kırmızı bir elbise vardı, nokta desenleri belli belirsizdi. Elindeki çiçek demetini ona uzattı. "Hoş geldin, oğlum. Yemekler hazır, hemen geçelim." dedi annesi, Jeongguk ellerini yıkamak istediğini söyledi, banyoya kadar ona eşlik eden Eunji gülmemek için çok çaba sarf ediyor görünüyordu. "Rahatla, az sonra gerginlikten bayılacak gibisin." Jeongguk ona ters bir şey dememek için kendini tuttu, küçük banyoda ellerini hızla yıkadı ve onunla birlikte salona döndü.
