bunun nasıl biteceği önemli çünkü ya bir daha asla sevemezsem?*

6.4K 1.1K 442
                                    

-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-

Gün henüz yeni doğmaya başlamıştı uzun gökdelenlerin arkasında, Jeongguk bisikleti durdurarak matarasını eline aldı ve biraz su içti. Onun peşinden gelmediğini fark eden Kim Namjoon bisikletini durdurarak bakışlarını arkada, bisikletini durdurmuş olan çocuğa çevirdi. "Hey." diye seslendi ona, Jeongguk matarasının kapağını kapatıp yerine koydu. "Gün doğmadan neden bisiklet sürmeye geldiğimizi öğrenebilir miyim?" Kim Namjoon'un sorusu gülmesine sebep olurken indi bisikletten, kenara çekerek bedenini banklardan birine attı. Yarım saatten fazladır bisiklet sürüyorlardı ve artık ona anlatmaya başlaması gerektiğinin farkındaydı.

Kim Namjoon kendi bisikletini de kenara çektikten sonra onun yanına oturdu, Han Nehri sahili boştu. Sabahın bu saatlerinde evsiz insanlar olmasına rağmen onlar bile bugün gelmemeyi tercih etmişti. "Kim Taehyung'u Kore'ye getirmek istiyorum." dedi kucağındaki parmakları ile oynarken. "Çok küçüksün, Jeongguk. İstediğin her şey hemen olur sanıyorsun. Her şey mümkün gibi geliyor sana ama bu, olamaz. Onu buraya getirmek imkânsız." Kim Namjoon'un pes etmiş sözlerini duyarken gözlerinin dolmasına engel olamadı. "Bir yol var ve denemek istiyorum. Siz vazgeçtiniz diye, ben de vazgeçmek zorunda değilim." Jeongguk yerinden kalktı, bir an nefes alamadığını hissetti. Kim Namjoon'un doğruları dile getirdiğine inanmak istemiyordu. "Bir yol?" diye sordu Kim Namjoon, bakışlarını genç adamın üzerinde gezdirdi.

"Aşk ve diğer hazin şeyler'i edebiyat ödüllerine aday olarak göndermek istiyorum."

Jeongguk bankta oturan adamın şaşkın ve konuşamayan halinden yararlanarak devam etti. "Çeviri yapmayı ve İngilizce halini yayınlamayı kabul eden bir yayınevi var. Sadece senin imzan ve sendeki nüsha gerekiyor. Benimki eski ve kendiminkini veremem. Üzerine notlar aldım, bilmiyorum. Dersim için durması gerek. Bunları yaparsan eğer, bir ay içinde hazırlanıp nüshalar önemli edebiyat ödüllerine gönderilecek. Kazanır mı, bilmiyorum ama tek şansımı denemek istiyorum." Jeongguk sessiz kalan adamın önünde diz çökerken gözlerinden yaşlar süzülmeye başlamıştı bile. Onları gören insanların baba-oğul ilişkisi içinde olduklarını düşünecekleri geçti aklından. Elleri uzanarak Kim Namjoon'un ellerini tuttu, onun bunu anlamasını istiyordu. Kim Taehyung'u buraya getirmek için her şeyi yapabilirdi.

Saçlarında gezinen el gülümsemesine sebep olurken Kim Namjoon'un elini bırakarak gözyaşlarını sildi. "Taehyung bunu kabul edecek mi? Diyelim ki; gönderdik ve kazandı. Gelmeyi kabul edecek mi?" Edecekti, Jeongguk onun yaptıklarından pişman olduğunu görebiliyordu. Kimseye hissettirmek istememiş olsa da Jeongguk'a kalbindeki en gizli sırrı açmıştı. Oraya gitmenin onu boğduğunu dile getirmişti. Gelmek zorundaydı. Ona uzatılan bu yardım elini kabul etmeliydi. "İkna ederiz. Biz gönderelim ve kazansın, devamını o zaman düşünürüz ama hyung, lütfen kabul et." Ona ilk kez hyung diye seslenirken kalktı yerden, banka yeniden oturarak aydınlanmış gökyüzüne baktı. Bir şansı varsa sonuna kadar kullanmak istediğinden bahsetti ona. Kim Namjoon'u ikna etmek için başka ne yapabilirdi, bilmiyordu.

aşk ve diğer hazin şeyler' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin