bu yüzden sevgilim, son dansını bana sakla*

6.1K 728 252
                                    

son*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

son*

bruce wills, save the last dance for me

-

“İnsanın bütün eylemleri kendisine yöneliktir, bütün hizmetleri kendine hizmettir, bütün sevgisi kendini sevmesindendir.”

irwin d. yalow, nietzsche ağladığında*

-

Jeon Jeongguk kelimelerin ötesinde bir aşkın içinde kendini bulmuş genç bir ruha sahipti. Kitaplarda okuduğu, filmlerde gördüğü, şarkılarda dinlediği ve bir gün kendisini bulmasını dileyerek hayaller kurduğu aşk; bir kitapçının içindeki kırmızı kapaklı  o kitapla başlamıştı. Birinin kelimelerini sevmişti. Düşüncelerini, hayata bakışını, kaçışını, hüznünü, acısını sevmiş, onun kendisini sevmesini beklemişti. Kendi kelimelerini zihninin içinde tutmuştu. Ona sarılmış, onu öpmüştü. Doğru adımlar atmış, yanlış yollara sapmıştı. Hayatı olduğu gibi yaşamıştı. O sevmişti ve sevilmişti, dünya üzerindeki en güzel duygu buydu.

Elinde tutuyor olduğu dosya ile birlikte Çağdaş Kore Edebiyatı öğretim görevlisi Bay Moon'un kapısının önünde duruyordu. Eli kalkmış, kapıyı tıklatmak için beklerken bu kapıdan ilk girdiği, onun hakkında ilk bilgileri aldığı anlar gözünün önüne geldi. Birkaç ay öncesiydi. Heyecanlı bir genç bir adamdı ve şimdi, kendini olgun bir genç adam olarak hissediyordu. Kapıyı tıklattı, kısa bir bekleme süresinin ardından Bay Moon onu içeri davet etti. Bir fincan çay istedi onun için. "Bay Moon, tezimi internet ortamından gönderdim fakat dosyayı da teslim etmek için bugün gelmek istedim." dedi, parmaklarının arasındaki kırmızı dosyayı önüne bıraktı.

Bay Moon ile ders ortasında yaşananlar sözlerin sonrasında gerçek bir konuşma işine girişmemişlerdi hiç. Jeongguk tezine odaklanmış, dersini dinlemiş, sınavlarına girmişti. Onun ile arasındaki ilişkiyi öğretim görevlisi-öğrenci statüsüne geri döndürmüştü. Beklentiler her zaman istenildiği gibi gitmezdi. Jeongguk bazı insanların hayatının sınırına alınması ve bazı insanların, o sınırın dışında kalması gerektiğini öğrenmişti. Bay Moon, o sınırın dışında kalıyordu. "Nietzsche Ağladığında, Edebiyat ve Felsefenin Karanlık Buluşması." Bay Moon tez adını yüksek sesle söyledi, Jeongguk ilk andan beri gerçek tez yazması gereken kitabı gözardı ettiğini fark etmişti. Ona her şeyi kendine getirmesini sağlayan asıl kaynak, o kitap ve kenarına bırakılan Kim Taehyung'un notları olmuştu.

"Aşk ve diğer hazin şeyler hakkında tez hazırlamamış olmanın beni üzdüğünü dile getirmem gerek."

Jeongguk öğretim görevlisine gülümsedi, "O kitabın bir parçası olarak hayatıma devam ederken, onun hakkında yazamazdım. Ne ben, ne de bir başkası o kitabın hakkını verebilecek sözcükleri bulabilir. Tüm yardımlarınız için teşekkür ederim." dedi, çayının gelmesini beklemeden ayaklandı ve odadan ayrıldı. Dört senedir içinde bulunduğu fakülte binasının koridorlarında yürürken hafiflemiş hissediyordu. Umutları, hayalleri ve korkuları ile bu şehre adım atan o çocuk değildi. Gece onu korkutmuyordu. Ay, yoldaşıydı. Korkularının bir kısmı hâlâ yüreğinin ve zihninin bir köşesinde kendini göstermeye devam ediyordu. Jeongguk biliyordu, korkular tamamen silinmezdi yaşamdan. Onları unutamaz, yok sayamazdı. O da kabul ediyor, onları hayatına davet ediyordu.

aşk ve diğer hazin şeyler' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin