etrafındaki her şey senin aşkınla biraz daha aydınlık*

8.3K 1.3K 297
                                    

11*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

11*

Jeon Jeongguk, Japonya'dan dönmeyi hiç istememişti.

Gece yarısı yurda vardığında uçak biletini göstererek içeri girmiş, ses yapmama konusunda dikkat ederek eşyalarını kenara bırakmış ve pijama takımını dolaptan alarak üzerini değiştirmişti. Zihni hâlâ onu tren istasyonuna bırakan, ona ulaşması için numara verirken oldukva çekingen davranan Kim Taehyung'ta gezinip duruyordu. Jeongguk, aşıktı. Emin olmasının tek sebebi, yirmi bir yıl boyunca hissetmediği kadar çok fazla duyguyu bir anda hissediyor olmasıydı.

Sabah güneş tepeye çıktığı hâlde yataktan kalkmak ve okula gitmek istemiyordu; tüm insanlar, kalabalık, Seoul'ün ve insanların soğukluğu ona itici geliyor, mide bulandırıcı bir his bırakıyordu. Kendini tanımakta zorlanıyor olmasının sebebini iyiye yormak, yeni bir benlik keşfediyor olmasından hoşlanmaya çabalıyordu. Tüm günü yatakta geçiremeyeceğini fark ettiğinde ayaklarını yorganın dışına çıkardı. Iwao'yu ilk kez yatağında uyuyor hâlde görememek onu şaşırtırken kollarını havaya kaldırarak gerindi.

Telefonunu kontrol etmek için komodinin üzerinden aldığında babasından gelen arama onu şaşırtmadı, bugün geleceğini ve onu göreceğini bilmek biraz olsun iyi hissetmesini sağlıyordu. Japonya'dan döneli sadece birkaç saat olmasına rağmen orayı özlüyor olması normal gelmiyordu. Sıcak, kısa bir duş aldıktan sonra üzerine dizleri yırtık kot pantolon, babasının ona aldığı ekose desenli bir gömlek geçirdi ve kalın montunu giydi. Saç için kurutma makinesi kullanmak saçlarının kabarmasına sebep olmuştu ve aynaya baktığında Kim Taehyung'a benzemesi hoşuna gitmişti.

Çantasını hazırlayarak omzuna alırken elinde 'Aşk ve diğer hazin şeyler'in ilk taslağı olduğuna inanamıyordu, Kim Taehyung'un ona değerli bir taslağını vermiş olması çok hoşuna gitmişti. Babası okulun yakınındaki bir kafede onu bekliyor olduğunu söylediğinde acele etmesi gerektiğini biliyordu. Durağa yürürken hızlanmasını sağlayacak hareketli bir parça açtı telefonundan, konuşacaklarını düşünmek ve kafasında kurmak istemiyordu Jeongguk. Ona dair saf bir sevgi içinde büyürken bunu birileriyle paylaşmak, dile getirmek istiyordu ilk kez.

Aklında kalan, yapamadıklarını düşünmek üzülmesine sebep oluyor, Kim Taehyung'un bir fotoğrafını çekmemiş olmak canını yakıyordu. Onu özlediğinde açıp bakabileceği bir fotoğraf karesi bile yoktu elinde. Otuz dört yaşında, onun yaşındayken bile bir bilge düşüncelerine sahip olan Kim Taehyung'a hisler besleyecek kadar delirmiş olabildiğine inanmıyordu. Jeongguk insanlara kısa görünen lakin kendi benliğini bulamadığı için acı dolu geçen yılların sonunda belki de aradığı, birini sevmekti. Beklenti olmadan, karmaşa yaşamadan, birini olduğu gibi sevebilmek güzeldi.

Kim Taehyung'un üniversiteli, hayatı yeni anlamaya başlamış birine ilgi duyacağını düşünmüyordu, içinde bir beklenti olmadan birini sevebiliyor olmanın ne kadar rahatlatıcı olduğunu da görebiliyordu. Sevgisine karşılık bulmayı ancak dileyebilir ama o dileğin hayatını tamamen ele geçirmesine izin veremezdi.

aşk ve diğer hazin şeyler' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin