Bölüm 1, Apollon'un Gelinleri

89.1K 5.9K 11.8K
                                    

Kısım 1

Onun Gelini

"Tapınaklarda yaşayanlar tapındıkları için ölürler. Ölürler ki açık etmesinler gelmeyenleri."

  Bölüm 1, Apollon'un Gelinleri

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

  Bölüm 1, Apollon'un Gelinleri

  Herkes bir kehaneti gerçekleştirmek için gelir bu dünyaya. Bazılarının kehanetleri güçlüyken bazılarınınkisinin ise ışığı sönüktür. Ama eninde sonunda, o kehaneti gerçekleştirmeden karışamazlar ölümün soğuk topraklarına. Gömülseler de Hades kabul etmezmiş onları krallığına, gezinip dururmuş azap içinde ruhları bu ölümlü dünyada.

  Ben ve kız kardeşlerim için kehanetse gelin olmaktı. Üç kutsal bakire, üç kutsal gelin. Yalnızca birimiz gerçek gelin olsak da üçümüz de o gün için yetiştik. Bilmiyoruz hangimiz gerçek olan hangimiz yalan olan. Tek bildiğimiz onun olduğumuz ve bir gün ona karışacağımız. Bunun isteyip istemediğimi önemli değil, önemli olan onun bizi isteyip istemediği.

  Rahibin sıkıca kapattığı dudaklarının arasından memnuniyetsiz bir ses duyuldu. Elinde tuttuğu kadehi bir kez daha havaya kaldırdı ve "Bu şekilde," dedi nasıl hareket etmemiz gerektiğini belki de onuncuya bize gösterirken. "Kafanızı aşağıda, kadehi yukarıda tutacaksınız. Gözlerinizi bir an bile olsun ona doğru kaldırsanız," Sustu ve küçük tapınağın taş duvarına mozaiklerle kazınan Kör Gelin'in çizimi işaret etti. "Sonunuz onun gibi olur."

  Bu halkımız arasında çok bilindik bir efsaneydi. Anlatılanlara göre Kör Gelin kafasını kaldırıp tanrıya bakma cesaretini göstermişti. Bunun sonucunda ilahi güzellikle ödüllendirilse de dünyada bundan daha güzel başka bir şey göremeyeceğini söyleyerek kendi gözlerini oyup onları da sunağın mermer zeminine bırakmıştı. Kimilerine göre bu tanrılara adanan en kutsal hediyeyken benim için aptallıktan başka bir şey değildi.

  Naia'nın kadehi tutan eli titredi, kadehin içindeki şarabın bir kısmı yere döküldü. Şarap ince mermer zemin arasındaki boşluğu kendine yol yaparak ilerledi ve Apollon'un heykelinin tam önünde durdu.

  Rahibin bakışları da şarabın izlediği yolun üzerindeydi. O da dahil hiç kimse güneşin önce hangimizin yüzüne vuracağını, hangimizin gerçek gelin olduğunu bilmiyorduk. Bunu bir işaret olarak alırsa Naia gerçek gelin olabilirdi. Çünkü şarap doğrudan tanrının kendisine doğru akmış, ona sunacaklarından ilkini temsil ederek ona ulaşmıştı.

  Naia korkuyla parmaklarını büktü, beyaz teninin kızardığını mumların solgun ışığının altından bile rahatlıkla seçebiliyordum. Onun gelin olmak istemediğini kendimin de istemediğini bildiğim kadar iyi biliyordum. Gelin olması gereken kişi Helene'ydi. Kadehi tutuşu ve havaya kaldırışı. Hareketleri ve güzelliği, bunların hepsi bir araya geldiğinde bu küçük denemeyi bile bir ibadet havasında gerçekleştiriyordu. Biz gelin olmak konusunda Naia ile ne kadar başarısızsak Helene o kadar başarılıydı. Kadehi eline alır almaz bedeni gerilir, kıvrılır ve sunağa doğru dans eder gibi akardı.

ÖLÜ TANRININ ŞARKISI Where stories live. Discover now