Bölüm 6, Ölseydin Eğer Öldürmem Gerekirdi

52.2K 4.6K 4K
                                    

Bölüm 6, Ölseydin Eğer Öldürmem Gerekirdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 6, Ölseydin Eğer Öldürmem Gerekirdi

Farah'ın boğazıma dayadığı hançerden kaçmaya çalışsam da başarısız oldum. Gücü o kadar yoğundu ki başımın döndüğünü hissediyordum.

Çaresiz kaçma girişimlerim onu eğlendirmiş olacak ki kahkahalarla gülmeye başladı. "Siz insanlar sıçandan farksızsınız," derken hançerinin uçunu boynuma batırdı, ince bir delik açtı. "Her şeyi bildiğinizi ve gördüğünüzü sanıyorsunuz."

"Bırak beni," dedim öfkeyle ve bir kez daha elinden kurtulmaya çalıştım ama yine başarısız oldum.

Başımı yavaşça okşadı ve "Elbette seni bırakacağım," dedi. "Ama ondan önce seni öldüreceğim."

Dişlerimi hançeri tutan eline geçirdim, ısırığım tenini delene kadar büyük bir güçle bastırdım. Bunu beklememiş olacak ki acının etkisiyle öfkeyle haykırırken beni bıraktı.

Ondan uzaklaşıp odanın öbür tarafına geçtim, hemen köşede duran altın vazonun arkasına sığındım. "Kolayca öleceğimi düşünüyorsan yanılıyorsun," dedim. "Ayrıca kaltak olan da sensin."

Farah çığlıkla kahkaha arasında bir ses çıkarttığında hissettiğim korku iliklerime kadar işledi. Sarı gözleri ilahi bir şekilde parlarken bu halini vahşi bir hayvana benzettim. Beni mutlaka parçalayacaktı, başka bir seçenek daha yoktu.

Bana yaklaşırken hançeri havaya kaldırdı. "Birazdan gırtlağını o kadar yavaş keseceğim ki ölümün tadına an be an varacaksın." Dilini yavaşça çıkartıp hançerin yüzeyini yaladı. "Kanın vücudundan akarken sen hala canlı olacaksın ve hiçbir şey yapamayacaksın."

Vazoyu ona doğru ittim, altın eşya yuvarlanıp ona çarptı ve anında durdu.

Vakit kazanmam lazımdı, bu odadan kaçabilmem için ihtiyacım olan tek şey vakitti. Bu yüzden dikkatini dağıtmaya çalışarak konuşmaya devam ettim. "Söylesene, benden sadece bir insan olduğum için mi nefret ediyorsun yoksa bunun Rae'yle aramızda olan bağla ilgisi var mı?" Gözleri öfkeyle kısıldığında doğru yolda olduğumu anladım. "Bence benden seninle sevişirken zevk almadığı için nefret ediyorsun."

Düşüncesizce hançeri havaya fırlattı, hançer yakınımdan bile geçmeden yere düşüp tok bir ses çıkarttı. "Onun adını o alelade ağzına alma."

"Belki doğrudan onu alelade ağzıma alırım," dedim. "Bundan o hastalıklı zihninin bile tahmin edeceğinden çok zevk alacağına eminim."

Farah üzerime atladığında ben de ona karşılık verdim. O kadar öfkeliydi ki istese beni çıplak elleriyle bile öldürebileceğinin farkında değildi. Bu yüzden o benimkine yapışmadan ben onun boğazına yapıştım ve onu altıma aldım.

Ellerini saçlarıma dolayıp kafamı geri doğru yatırdığında yere düştüm. Üzerime çıkmasına fırsat tanımadan kapıya doğru koşmaya başladım ama beni ayak bileğimden kavrayıp yatağa doğru savurdu. Sırtım yatağa sertçe vururken acıyla haykırdım.

ÖLÜ TANRININ ŞARKISI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin