Bölüm 33, Ölümle Yürüyen Kadın (Part 1)

18.2K 1.8K 789
                                    

Bölüm 33, Ölümle Yürüyen Kadın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 33, Ölümle Yürüyen Kadın

Troya'ya döndüğümüzde kaybedecek bir saniyemiz bile yoktu. Seus endişeli bir surat ifadesiyle bizi tapınağın girişinde karşıladığında bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamam için fazla çabalamam gerekmemişti. O yüzünden her şeyin okunabildiği insanlardandı ve şimdi gözlerinde ölüm kol geziyordu.

Rae'nin gücü hepimizi sardı, kendimi Karr'ın tek başına kaldığı odada bulana kadar da güç üzerimizden çekilmedi. Hastalığın kol gezdiği odaya ulaştığımızda ise bizi beklediğim gibi bir görüntü karşıladı.

Naia onu en son gördüğümde yaptığı gibi ağlıyordu. Karr'ın elini sıkıca tutmuş, yanaklarından akan yaşlar savaş tanrısının bir cesetten farksız tenine damlarken gözlerini yummuştu.

Bir cesetten farksız. Fazla vakit yoktu.

Naia'nın yanına oturup Karr'ın öbür elini avuçlarımın arasına aldım, gözlerimi kapattım. Soğuk ve acı ölümü aklıma getirdim. Onunla oynadığım için ondan af diledim, ona sunacak hiçbir şeyim olmadığını bildiğimi ama istediğini yapmaya hazır olduğumu söyledim. Bunu defalarca yaptım, ta ki ellerimden Karr'a doğru akan beyaz ışık ortaya çıkana kadar.

Teni ellerimin altında kısa sürede ısındı, suratı yeniden sağlıklı bir hal aldı. Kızıl gözleri yavaşça açılırken dudaklarından acı bir öksürük kaçtı. "Mara?" Anlamlandıramayan bakışları benimkileri bulduğunda dayanamayıp ağlamaya başladım. Piç kurusu, beni kelimenin tam anlamıyla korkudan öldürüyordu.

Karr kafasını çevirip öbür yanında duran Naia'ya baktığında nefesimi tuttum, onun Naia'ya hafifçe gülümsemesini seyrettim. Naia onu bir an bile bırakmadan ağlarken bir yandan da gülüyordu.

Rae hemen arkamda belirdi, elini omzuma koydu. "Bir daha hastalanırsan seni ben öldürürüm." Sesinin rahat tonu beni gülümsetti. Başarmıştık, Karr'ı kurtarmıştık.

Karr doğrulmaya çalışınca Naia ona yardım etti, onu yatağa dikkatlice yasladı. Karr terden sırılsıklam olup suratına yapışan saçlarını çekti. "Ben ne sik yedim?" diye sordu sonra hepimize tek tek baktı. En çok da gölgelerin içinde hiçbir şey söylemeden bekleyen Tara'ya baktı. "Kıçıma bir tanrı öldüren falan mı sapladım?"

Rae güldü. "İnan bana o zaman seni Mara bile kurtaramazdı." Omzumu sıktığında benimle gurur duyduğunu anlamam için bunu yüksek sesle söylemesine gerek yoktu.

Karr'ın kaşları şaşkınlıkla havaya kalktı. "Bizim arsız ölümlüye bak sen." Ciddileşti, başını hafifçe aşağı eğdi. "Sana bir can borçluyum."

Rahatsız olarak kollarımı kendime doladı. "Aslında bunu-"

Tara öne doğru bir adım atıp cümlemi tamamlamama engel oldu. Basitçe, "İyileşmene sevindim," dedi ve arkasını dönüp kapıya yürüdü.

ÖLÜ TANRININ ŞARKISI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin