Bölüm 44, Tenime İsmin Kazılı

16.8K 1.6K 1.3K
                                    

Bölüm 44, Tenime İsmin Kazılı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 44, Tenime İsmin Kazılı

Beni rahatsız eden şey duman değildi. Kesinlikle, hayır. Beni rahatsız eden şey dumanların sardığı yapıyı izlemek, alevler tarafından yutulmasına şahitlik etmekti. Rae'nin tapınağı yanıyordu.

Karr güçlerini kullanarak ateşi geri çağırdığında tapınaktan geriye yalnızca eskiden ne kadar görkemli olduğunu hatırlatacak bir iskeletten başka bir şey kalmamıştı. Sadece bir iskelet, onca görkemden ve duadan geriye kalan buydu işte. Hala için için yanmaya devam eden sütunlardan biri gürültüyle yıkılırken hepimiz geri çekilmek zorunda kaldık.

Rae'nin bedeni hemen yanımda kasıldı, zorlukla öne doğru bir adım atarak ibadethanesine yaklaştı. Birkaç saniye önce sıkıca elimi tutan elleri şimdi iki yanında yumruk halinde duruyordu. Nasıl hissettiğini anlamak için suratındaki ifadeye bakmama gerek yoktu. Dürüst olmak gerekirse bunu yapmaktan da özellikle kaçınıyordum çünkü orada ne göreceğimi çok iyi biliyordum. Sonsuz acısı onun suratına bakmasam da bedenimi sarmıştı. Görmesem de duygularındaki dalgalanmayı hissedebiliyor, acısının neredeyse tadını alabiliyordum.

Kalbi yanıyordu, Rae'nin ruhunu ateşe vermişlerdi.

Ona yaklaştığımda suratını benden yana çevirmeden boğazını temizledi. "Biraz yalnız kalabilir miyim Mara?" Sesi karanlığın en tehlikeli tonuna bürünmüştü.

Olduğum yerde durdum. Benim kararsız bir şekilde orada dikildiğimi göre Karr beni kolumdan tutarak geri çekilmeye zorladı. "Haydi gidelim," dedi biraz önce sanki tüm o ateşi gücüyle söndürmemiş gibi sakin bir sesle. "Ona biraz zaman tanıyalım." Elimi sıkıca tutunca ona karşı çıkmadım.

Karr beni Rae'den uzaklaştırırken hala tapınağın önünde durmaya devam eden Tara'ya baktım. Rae'ye arkadan yaklaştı ve kollarını ikizinin gövdesine doladı. Tara'nın çenesini onun omzuna yerleştirmesini ve yumuşak hareketlerle koyu saçlarını okşamasını seyrettim.

Karr kolumu yavaşça okşayarak dikkatimin ona yönelmesini sağladı. "Birbirlerine iyi gelecekler," dedi ve beni de baretinde yürümeye zorladı. "Tara'nın geçen savaşta ona destek olma fırsatı olmamıştı, bırak bu sefer kendi bildiği gibi ona sevgisini göstersin."

Rae'nin tapınağından saraya giden yol boyunca sessiz kaldık. Sarayın durumu tapınak kadar kötü durumda olmasa da yine de kötüydü. Devasa gövdesini kaplayan yanık izi hala kanamaya devam eden bir yaraya benziyordu. Yangın sönmüştü ama geride kalan duman daha korkutucuydu.

Sarayın bir yarısı tamamen yangınlara teslim olmuşken öbür yarısı azametle ayakta kalmaya devam etmişti.

Sarayımızın içler acısı görüntüsüne bakarak, "Bundan bahsediyordun," diye fısıldadığımda kendi sesimi bile duymakta güçlük çektim. "Bu savaşın sonunda yaşanacakların sadece bir kısmı."

ÖLÜ TANRININ ŞARKISI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin