Bölüm 38, İçimde Alevler Yakıyorsun

19K 1.7K 1.2K
                                    

  Bölüm 38, İçimde Alevler Yakıyorsun

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

  Bölüm 38, İçimde Alevler Yakıyorsun

Karr odanın içinde dönüp dururken son yarım saattir yaptığı gibi ağzını açıyor ama sonrasında kararını değiştirip dudaklarını düz bir çizgi halini alana kadar birbirine bastırıyordu.

Söylemediği sözler boğazında birikirken bana baktı, tekrar bir şey söyleyecek gibi oldu ama yeniden vazgeçti. Nestor'un ona uzattığı kadehi aldı ve başına dikti.

Rae kendi kadehini masaya bırakırken gözleri yorgunlukla yarı yarıya kapalıydı. "Hermes'e güvenip güvenemeyeceğimizi kestiremiyorum," dedi en sonunda. Hala Zeus'un şimşekleri damarlarında gezinir gibi suratını buruşturdu. "O bir Olymposlu, neden bizim tarafımızda yer alsın?" diye sorarken bakışları benimle buluştu. "Seni tehlikeye atmak istemiyorum."

Ona gülümsedim ya da çalıştım desem daha doğru olur. Suratımda sanki ağırlıklar asılıymış gibi gülümsemem aşağı doğru çekiliyordu.

Tara yanımda oturduğu yerde sırtını dikleştirdi. "Mara gidecekse ben de ona eşlik edeceğim," dedi. "Sonuçta Hermes tek başına gitmesini şart koşmadı."

Karr en sonunda odanın içinde dönüp durmaktan vazgeçti, kollarını gövdesinde birleştirdi. "Hayır," dedi Tara'ya öfkeyle. "Sen hiçbir yere gitmiyorsun."

Tara Karr'ın cesaretine tek kaşını kaldırarak karşılık verdi. "Sana fikrini sorduğumu hatırlamıyorum Savaş Tanrısı." Sözleri o kadar keskindi ki benim bile canım yandı. Ama Karr sabit bir şekilde durmaya ve Tara'ya bakmaya devam etti. "Hiçbir zaman da sormayacağım."

Karr'ın kızıl gözleri alevlendi. "Bu oyunu oynamayı ne zaman bırakacaksın?"

Aralarındaki gerilim Olympos'tan yukarı tırmanır gibi artarken Rae'ye baktım ama o başını iki yana sallayarak bana bu konuşmanın dışında kalmamı işaret etti.

Tara huysuz bir tavırla omuzlarını silkti. "Oynadığım bir oyun yok."

Karr kollarını iki yana açtı. "Beş asırdır oynadığın bir oyun var ve bunu sen de çok iyi biliyorsun Tara," derken sesi sıvı alevlerden oluşma gibiydi. "Dur artık."

Tara ayağa kalktı, üzerindeki kısa tuniği hiç acele etmeden düzeltti. "Ben duralı asırlar oldu." Masanın etrafında dolaştı, Karr'ın karşısında geldiğinde başını geriye atıp ona baktı. Elini uzatıp Karr'ın suratına dokunduğunda savaş tanrısı suratını onun avcına yasladı. "Neden Naia'ya gitmiyorsun?" dediğinde sesi dokunuşun aksine zehir gibiydi. "Ben seni hiçbir zaman sevmeyeceğim, anla artık bunu."

Karr olduğu yerde titrerken Tara ondan uzaklaştı.

Tara'yla bakışlarımız birleşti, gerçekler dudaklarımdan kayıp gitmek için çırpınsa da sustum. Bir gün Karr'a her şeyi anlatacaktım. Ölümün Tara'dan aldığını geri vermeyi bulduğum gün tüm gerçekleri ona söyleyecektim.

ÖLÜ TANRININ ŞARKISI Where stories live. Discover now