Bölüm 46, Şimşekten Gelen Fırtınaya Dönen

13.9K 1.5K 1.4K
                                    

Bölüm 46, Şimşekten Gelen Fırtınaya Dönen

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüm 46, Şimşekten Gelen Fırtınaya Dönen

Rae'nin bedeni hemen arkamda gerilirken Karr surları aşarak yanımıza koştu. Tara ve diğerleri hala şehrin kapılarını korumaya devam ederken Karr'ın bedeni önümde belirdi, savaş tanrısı henüz görünmeyen tehlikeye karşı benim yerime göğüs gerdi.

Bir şimşek daha çakarken Karr'ın elindeki mızrakta öfkesinden harlanır gibi görünen ateş söndü, Rae'nin karanlığı titreşerek yok oldu.

Bir şeyler oluyordu hem de son derece korkunç bir şeyler. Eğilip boynumda bir nabız gibi atan kolyeme baktığımda içinde taşıdığı, beni tetikleyen gücün uykuya yattığını hissettim.

"Mara." Rae'nin seslenişi hemen kulağımın dibinde canlandı. Kolları belime dolanıp beni göğsüne yaslarken Karr'ın sırtı bedenimin ön tarafını tamamen kavradı. Karr mızrağını yere atıp cebinden hançerini çıkartırken diğer elini arkaya atarak Rae'nin kolu üzerinden beni güvene aldı.

Zeus bile korkmuş görünüyordu. Tepemizde toplanan fırtına bulutlarının ve çakan şimşeklerin sebebi hangi tanrıysa Zeus'un bile ondan korktuğunu söyleyebilirdim.

Rae arkamdan, "Tara!" diye bağırdı. "Şehir kapılarını kapatın!" Gelen her kimse onun şehre girmesindense onunla burada bir başımıza savaşmamızı tercih ettiğini anlayabiliyordum.

Tara Rae'yi ikiletmedi, şehirde bize kol kanat germek için bekleyen tanrılar kapıları kapatırken savaş alanında bir başımıza kaldık.

Karr'ın hemen önümdeki gövdesi titredi. "Gücüme ulaşamıyorum," dedi. "Sikerler Mara, kimi çağırdın?"

Ona cevap vermek için ağzımı açsam da verecek bir cevabım olmadığını fark ettiğim anda dudaklarımı sıkıca birbirine bastırdım. Zeus kendi güçlerinin onu terk etmesine fırsat vermeden ortadan kayboldu.

Korkak.

Rae beni gövdesine bastırırken, "Ne olursa olsun sakın bizden ayrılma," dedi ve sonra şu anda içinde bulunduğumuz ortama hiç uygun düşmeyecek bir şekilde güldü. "Daha sonrasında olur olmadık tanrıları çağırma huyun üzerine konuşmamız gerekecek."

Şimşekler ona cevap verir gibi bir kez daha çakarken gökteki kara bulutların arasında bir deliğin oluştuğunu gördüm. Başımı kaldırdığımda gökten büyük bir hızla aşağı doğru inen şeyi fark ettim.

O garip nesne savaş alanına büyük bir gürültüyle düştüğünde onun bir çekiç olduğunu fark ettim. İnanmadığım tanrılar, ben ne halt yemiştim böyle?

Rae beni Karr'ın korumasına bırakıp çekice ilerlediğinde gökten son hızla biri indi. Adamın uzun kızıl saçları yağmurlu bir fırtınanın ortasındaymış gibi savrulurken en az bulutsuz gökyüzü kadar mavi gözleri Rae ile aralarında kalan çekici süzdü. "İşte bu oldukça ilginç," derken adamın sesi şimşeklerin vücut bulmuş hali gibiydi. Elini havaya kaldırdı ve çekiç uçarak parmaklarının arasındaki yerini aldı.

ÖLÜ TANRININ ŞARKISI Where stories live. Discover now