Bölüm 4, Tanrının Kalbine Gömdüğü Kadın

9.6K 1.1K 1.4K
                                    



Hello! Başta konuşuyorum çünkü sonda beni dinlemiyorsunuz sdfldsjf. Hemen sınırı söyleyeyim 300 oy ve 900 yorum. Bence bu bölümün hatrına bir gecede geçersiniz... Okuyunca anlayacaksınız.

Öhöm beni intagramdan takip edenler 1 Ocakta B Rh+ isimli yeni bir kurgum geleceğini biliyorlar. Bilmeyenlere de söyleyeyim, Martel Kragen Dragos geliyor.... Ateş parçası?? Ötşden daha gotik biraz da smut dolu bir kitap yazdım dkflndsfo. Valla benden böylesini okumadınız ben de şaşkınım. Kitap gelince bildirim almak için beni takip edebilirsiniz ordu, 5K olamadım ağlayayım skdısod. Eski twitter hesabımı da aktif ettim ozcelikdilaraa oradan bölümden alıntılar paylaşıyorum oraya da gelin. Instagrama da gelin o da ozcelikdilara sohbet edelimmm.

Bölüm sonunda Apollon için buraya dönün. Arkadaşlar Mara Rae'den başkasıyla olmaz, Rae de Mara'dan başkasıyla asldıhopjsğd. Lütfen rahat olun... Bu arada bölüm 5200 kelime kısa diyeni çeker vururum :)

Sizleri sonsuzluk kadar seviyorum. Bu arada 29 Aralık Rae günü sdlfods. Ne yapsak acaba canlı mı açsak???

Haydi bölüme imzamı bölüm sonuna atacağım.

  Bölüm 4, Tanrının Kalbine Gömdüğü Kadın

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

  Bölüm 4, Tanrının Kalbine Gömdüğü Kadın

  "Troyalı Mara bir yalan, hiçbir zaman Troyalı olmadım ben."

  Kelimelerin sebep olduğu tahribatın gözle görülebilir olduğuna inananlardandım ben daima. Bir sözün sizi nasıl Tanrıların katına ulaştırdığını, bir diğerinin ise yeraltı dünyasının sularının arasında savurduğunu en iyi bilenlerdendim ben. Ölmeyi de öldürmeyi de bilirken sözlerinin birini öldürebileceğini ise ilk defa görmüştüm.

  O anda öldüm ben. Tanrı öldürenin sapı onun kanıyla ıslanmışken yaşanacak başka bir hayatın daha olmadığının bilincindeydim. Tanrı Rae ölmeliydi, Tanrı Rae artık zamanın savruk kumsallarında ismi unutulacak bilinmeyen bir tanrıdan başka bir şey değildi.

  Mara'nın cansız bedeni tapınağın zemine yığıldığında düşüşünün sesi mermerde yankılandı, kanı hızla gelinliğini kaplarken gözleri cansız bir şekilde suratımda asılı kalmıştı.

  Bir an olsun kendime düşünme fırsatı tanımadan hançeri kalbime yönlendirdim ama başarılı olamadım. Başarılı olmayı çok fazla istememe rağmen tanıdık, uzun süreli savaşlarda tenine kazınmış yaraları iyileştirmek yerine onları gururla sergilemeyi tercih eden bir el tarafından durduruldum.

  "Kardeşim." Karr'ın iki eli de hançeri kavrayıp benden uzaklaştırmaya çalışırken karanlığımın sahip olduğu tüm güçler bir araya geldi, aldığım nefes ciğerlerime ruhumun yarıda kalan parçasını taşıdı. "Yapma."

  Ölmüştü. Onun için feda ettiğim yanım, ruhumun ona ait köşesi bana geri döndüğünde artık ondan geriye kurtarılacak bir şey kalmadığını anlamıştım. Kehanetlerim bana yalan söylemişti. Onu yeniden bulduktan sonra, o benim varlığımdan haberdar olmadan önce bir kehanet görmüştüm. O kehanette birlikteydik, benim gelinim, benim parçamdı. Sarayımdaki tahtta yan yana oturup Troya'ya birlikte hüküm sürmüştük. Ellerimi karnında gezdirdiğimi hatırlıyorum, orada başka bir canın varlığını daha hissettiğimi hatırlıyorum.

ÖLÜ TANRININ ŞARKISI Where stories live. Discover now