Bölüm 49, Yıldızlara Yazılı Kaderler

14.2K 1.4K 1.1K
                                    

  Bölüm 49, Yıldızlara Yazılı Kaderler

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüm 49, Yıldızlara Yazılı Kaderler

  Perdeler yavaşça aralanıp içeri batmak üzere olan güneşin ışığı dolduğunda biraz daha uyumak için yan tarafıma döndüm. Göz kapaklarım günlerdir uyumamışım gibi ağır, bedenim ise yorgundu. Belki de savaştan uzak olmak gerçekte ne kadar yorgun olduğumu ortaya çıkartmıştı.

  Yeniden uykuya dalabilmek için suratımı iyice yatağa gömdüm ama sıcak eller buna izin vermedi, ağır bir beden üzerime çıkıp beni kıstırdığında uyandım. "Sana da günaydın," dedim Rae'nin tam karşımda duran keyifli suratına bakarak. Yanakları hafifçe kızarmış, saçları ise darmadağınık olmuştu.

  İç çekerek ellerimle suratımı ovuşturdum. Muhtemelen şu an gözlerim yetersiz uykudan dolayı kırmızı, suratım ise şişti. Harika, her zaman göz kamaştırıcı olduğumu bilmek güzeldi.

  Yatakta doğrulup kendime gelmeye çalışırken onun tuniğinin üzerinde olduğunu gördüm. Ne kadar saattir uykuda olduğumu kestiremedim ama güneşin batmak üzere olduğunu düşünecek olursam en fazla birkaç saat olmalıydı. "Neden giyiniksin?" diye sordum huysuz bir şekilde yeniden uykuya dalmayı dileyerek.

  Kendini geri çekip bana kalkabilmem için alan tanırken, "Banyomuzu hazırlayacak kadınlar geldiğinde çıplak olmamı mı tercih edersin?" diye sordu, ardından da karmakarışık göründüklerine emin olduğum saçlarımı hafifçe düzeltti.

  Kapı yavaşça tıklatıldığında telaşla yerdeki tuniğime baktım. Rae uzanıp bana kıyafetimi verirken yataktan kalktı ve tuniğimi başımdan geçirip aşağı indirirken kapıyı açtı.

  Üzerlerinde tek parça kıyafetler olduğuna şükrettiğim iki kadın ahşap bir banyo teknesini sürükleyerek içeri girerken tuniğimin eteklerini düzeltmeye çalıştım.

  Tekneyi odanın köşesine yerleştirdikten sonra içine yanlarında getirdikleri ahşap kovalardan sıcak su doldurmaya başladılar.

  Yaşı biraz daha büyük gibi duran kadın bana yan bir bakış attıktan sonra Rae'ye döndü, suratında öfkeli bir ifade vardı. "Dışarıdan kadın getirmenin yasak olduğunu bilmiyor musun?"

  İlk başta kadının ne demek istediğini anlamayarak sadece kırışmaya başlamış suratına baktım. Kadının suratındaki hain ifadeden ne demek istediğini anladığımdaysa kaşlarımı çattım.

  Rae bakışımı yakalayarak güldü. "O beni karım seni çok bilmiş," derken yanıma gelip beni zarifçe kendine doğru çekti. "Bu yüzden kendi işinize bakarsanız ve sonrasında da odadan çıkarsanız çok iyi edersiniz."

  Arkada tekneye su doldurmakla uğraşan genç kız şaşkınlıkla bize baktı. "Buna emin misiniz?"

  Rae sabrının taştığını belli edercesine bu iki meraklı kadını süzdü. "Daha önce buraya geldiğimde bu kadar meraklı çalışanlarınız yoktu."

ÖLÜ TANRININ ŞARKISI Where stories live. Discover now